Jack London Sözleri
Jack London, hayatı boyunca pek çok işte çalışmıştır. Genç yaşta Alaska’ya altına hücum sırasında altın aramak için gitmiş ve bu deneyimleri onun eserlerine ilham kaynağı olmuştur. Denizcilik yapmış, fok avcılığı yapmış, dilencilik dahil birçok farklı işte çalışmıştır. Bu deneyimler onun eserlerine gerçekçilik katmış ve doğayla insanın ilişkisi, insanın doğa karşısındaki zorlukları gibi temaları işlemiştir.
Jack London Sözleri Kitap Sözleri
-> Zihnim, benim krallığımdır.
-> Yalnız giden en hızlı gider.
-> Hissediyorum; ama anlatamıyorum.
-> Biz insanlığın sevdalılarıydık.
-> İnsan asla mutlak gerçekleri bilemez.
-> Kılıçla yükselenler yine kılıçla düşer.
-> Hayat iyi kartlara sahip olma değildir.
-> Dünyada en büyük şey aşktır. (Martin Eden)
-> Utancı bile utandıracak bir utanç belgesi!
-> Kendisinin hiç kimse, hiçbir şey olduğunu…
-> En hızlı giden, yalnız gidendir. (Martin Eden)
-> Basın ha? Bastıran, örtbas edenlerdir onlar!
-> Aşk hiçbir zaman yolunu şaşırmaz. (Martin Eden)
-> Dışisine kötü davranan tek hayvan insanoğludur.
-> Oysa aşk, aklın ötesinde, üstündeydi. (Martin Eden)
-> Sevilmek… sevilmek, ne güzel bir şey. (Martin Eden)
-> Duygular, hayatın boşluklarını dolduran hislerdir.
-> Gelişme hayattır ve hayatta öteden beri ışığa gider.
-> Hiç rüyanızda rüya gördüğünüz oldu mu? (Ademden Önce)
-> Deha, satışa çıkarılan ürünün üstüne konulan markadır.
-> Ekonomik çatışmaların peşinden, genelde şavaş gelir.
-> Her sanatın gelenekleşmiş usulleri vardır. (Martin Eden)
-> Düşlerim genellikle düşmelerle son bulur. (Ademden Önce)
-> Öylesine çok, öylesine müthiş ve öylesine umutsuzdu sevgisi.
-> Sadece insan türünün erkeği dişisini öldürür. (Ademden Önce)
-> Onun ne düşündüğünün sevilebilirliği ile hiçbir ilgisi yoktu.
-> Bir şeyler yapabilecek olmak ama onları yapmaya önem vermemek!
-> İnsan benliğinin üç temel yansısı; hafıza, irade ve anlayıştır.
-> Yaşama sevgi beslemeyen varlık, yok olma yoluna girmiş demektir.
-> Yolu cehennemden geçmişler, kimselere benzemez. (Bir Dilim Biftek)
-> İnsan yenildiğini düşünürse, yarı yarıya öyle sayılır. (Beyaz Diş)
-> Aylak biri olmak, çalışan bir hayvan olmaktan iyidir. (Martin Eden)
-> Ne söylediğinizi biraz da nasıl söylediğiniz belirler. (Martin Eden)
-> Yaşamak için çok inatçısın, ölmek için de çok pinti. (Yıldız Gezgini)
-> Dünya öyle kurulmuş ki mutluluk için maddiyat gerekiyor. (Martin Eden)
-> Kendi başının çaresine bakmış bir kızın gözleri yumuşak ve kibar olmaz.
Jack London Sevgi Sözleri
-> Onu sürükleyen şey, içinde ölüp gitmek istemeyen hayattı. (Ateş Yakmak)
-> Kendi başının çaresine bakan bir kızın gözleri yumuşak ve kibar olamaz.
-> Zaman! Zaman! Onun bitmek tükenmek bilmez feryadıydı zaman. (Martin Eden)
-> Doğa, her normal adamı olduğu gibi Martin’i de aşk amacıyla tasarlamıştı.
-> Bir sürü kitap okudu ama içindeki huzursuzluk azalmak yerine daha da büyüdü.
-> Bir sürü kitap okudu ama içindeki huzursuzluk azalmak yerine daha da büyüdü.
-> Düşünüyorum, yine düşünüyorum ve kendimi düşünmekten alıkoyamıyorum. (Demir Ökçe)
-> Her insan kendi ışığına göre davranır ve bundan daha fazlasını yapamaz. (Martin Eden)
-> Yürek burkan bir durumdaydı ama Buck’in yüreği, bükülmez bir yürekti. (Vahşetin Çağrısı)
-> Herhangi bir şeyin varolması, onun varolmaya uygun olduğunun yeterli bir doğrulamasıdır.
-> Büyük bir şey haline gelen o küçük şey üzerinde Martin’in kafası karışmaya devam ediyordu.
-> Tutumunu ve davranışını onlar için anlaşılır kılacak yeterli sözcükler hiçbir dilde yoktu.
-> Yoğun ve umarsız biçimde cahili oldukları çok daha büyük bir şey vardı: Hayat. (Martin Eden)
-> Eğer hayatta çalışmaktan başka yapılacak bir şey yoksa çalışmanın canı cehenneme. (Ay Vadisi)
-> Bazen gezgin bir avare olsam diyorum. Hiç çalışmadan geçinip gidiyorlar. Oh be! (Martin Eden)
-> Başkalarına yardım edemeyecek kadar uzun süredir günah ve riya içinde yaşıyorum. (Demir Ökçe)
-> Ben işçi sınıfı içinde doğdum. Coşku, hırs ve ülkü denen şeyleri çok genç yaşlarda keşfettim.
-> Düşünceyi izleyemediği zaman, hatanın düşüncede olduğuna inanmak, dar görüşlülüğün eski dramıdır.
Jack London Sözleri Sevgiliye
-> Neden sosyalist olduğumu sana söyleyeyim. Sosyalizm kaçınılmazdır. Köleler ona katlanmayacaklar.
-> Hatalarımız da bizimdir. Biz bu hatalarımızı niye bir türlü kabul etmek istemeyiz ki. (Martin Eden)
-> Yüreği para diye çarpanlar, şaşılacak derecede kolay kandırılır. Ciğerleri beş para etmez onların.
-> Güzelliğin anatomisini inceleyip öğrendikten sonra, güzelliğin kendisini yaratabilmeye daha çok yaklaşılır.
-> Güzellik seni incitir. Ebedi bir acıdır içinde, tedavi olmayan bir yaradır, ateşten bir bıçaktır. (Martin Eden)
-> İnsanın başkalarını bu denli düşünüp dostluk kurma becerisi, onu hayvanların en güçlüsü kılıyordu. (Ademden Önce)
-> Ben kendi beğenimi insanlığın ortak yargılarına göre şekillendiremem. Eğer bir şeyi beğenmiyorsam beğenmiyorumdur.
-> Sosyalistlerden nefret ediyor ve korkuyorsunuz ama neden? Ne onları ne de doktrinlerini biliyorsunuz. (Martin Eden)
-> Kilise, kapitalist sınıfın işçi sınıfını gaddarlıkla ve vahşice sömürüp ezmesine gözünü yummakta ve onaylamaktadır.
-> Daha çok öğrendikçe evrene, hayata ve bütün bunların ortasında kendi hayatına daha çok hayran oluyordu. (Martin Eden)
-> İnsan doğru olduğuna inandıklarının ışığında, kendi inançlarına göre davranır ve elinden bundan fazlası gelmez. (Martin Eden)
-> Seni kitap okuyan insanlarla tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer. (Martin Eden)
Jack London Sözleri Tumblr
-> Ben, kendi beğenimi, insanlığın ortak yargılarına göre şekillendirmem. Eğer bir şeyi beğenmiyorsam, beğenmiyorumdur. (Martin Eden)
-> Her yandan yardım isteyen çığlıkların geldiği bu tür sahnelere fazlasıyla tanık olmak, insanın kalbini taşa çeviriyordu. (Kızıl Veba)
-> Geçmişimi biliyorum ama üstünde pek fazla düşünmüyor gibiyim. Bugünde yaşıyorum. Ne geçmişe ne de geleceğe kafa yoruyorum. (Yıldız Gezgini)
-> Bugünden geriye baktığımda hayatlarımızın ve kaderlerimizin nasıl da en küçük rastlantılara bağlı olduğunu açıkça görüyorum. (Ademden Önce)
-> Kuşkusuz, ‘evren’in yaratıcısı daha iyi bir yöntem tasarlayabilirdi; ama bu belirli ‘evren’in yaratıkları, bu belirli yönteme katlanmak zorundaydılar.
-> Bilmezsiniz kardeşlerim, ne yazık ki sizin bilmediğiniz daha pek çok şey vardır. Köle olarak yaşadığınız için bir çok şeyleri bilmezsiniz siz. (Kızıl Veba)
-> Kitaplarla, resimlerle, güzel şeylerle dolu olan, insanların alçak sesle konuştukları, kendilerinin ve düşüncelerinin temiz olduğu bir havayı solumak istiyorum.
-> Aklımızın almayacağı bazı şeyler vardır. Adalet duygumuzu aşan şeyler. Bu işin doğrusunu yanlışını biz söyleyemeyiz, bizim yargımız burada işlemez. (Bir Kuzey Macerası)
-> Martin eden için neden biraz üzülmeyeyim? Martin eden bendim. Martin eden bir bireyci idi, bense bir sosyalist. İşte bu nedenden ben yaşamaya devam ediyorum ve işte bu nedenden martin eden oldu.
-> Gerçekten büyük olan şairlerin her dizesi superguzelsozler.com güzel hakikatlerle doludur ve insanın içindeki yüce ve soylu hislere seslenirler. Onların bir dizesini bile atmak dünyayı aynı ölçüde yoksullaştırmak olur.
-> İnsan en tuhafıydı yaratılanların; doymak bilmez, hoşnut kalmaz, Tanrı’yla ya da kendiyle asla barışık olmayan, günlerini huzursuzluk ve boş gayretlerle geçiren, geceleri kasıtlı ve yanlış arzuların nafile düşleriyle dolu. (Yıldız Gezgini)
-> Ben, benim ve kendi beğenilerimi insanların bağlaşık yargılarına tabi kılmayacağım. İnsanların çoğunluğu bir şeyden hoşlanıyor ya da hoşlandığına inandırılıyor diye, benim de o şeyden hoşlanıyor taklidi yapmam için dünyada hiçbir neden yok.
-> Bir Çin atasözü vardır; der ki: “Eğer bir adam tembelce yaşarsa, başka bir insan açlıktan ölür.” Montesquieu da şunu söylemiştir: “Birçok insanın bir insanı giydirmek için çalışması, birçok insanın giysisiz kalmasının nedenidir.” (Uçurum İnsanları)
-> Karşılaşmış olduğu bu avukatlar, subaylar, işadamları ve banka veznedarları ile tanımış olduğu işçi sınıfları arasındaki farkın; yedikleri yiyeceklerin, giydikleri elbiselerin, yaşadıkları semtlerin farkından başka bir şey olmadığını biliyordu Martin Eden.
-> Kendi küçük hayatlarını dar kafalı küçük formüllere göre yaşayanları, bir araya toplamış sürüler dışında var olamayan varlıkları, yaşamlarını başkalarının düşüncelerine göre kalıplara sokanları, kölesi oldukları çocuksu kurallar nedeniyle gerçekten yaşamayı ve birey olmayı beceremeyenleri düşününce bir iki kez acı kahkahalara boğuldu. (Martin Eden)