Thomas Bernhard Sözleri
Thomas Bernhard (1931–1989), Avusturya edebiyatının önde gelen yazar ve oyun yazarlarından biridir. Topluma, geleneksel değerlere ve burjuva yaşamına getirdiği sert eleştirilerle tanınan Bernhard, eserlerinde karamsarlık, yalnızlık ve toplumun ikiyüzlülüğü gibi temaları işler. Dili keskin, ironik ve mizahla harmanlanmıştır; bu sayede okuyucuyu hem düşündürür hem de sarsar.
Bernhard’ın eserlerinin özgünlüğü, kendine has üslubundan gelir. Tekrarlara dayalı, uzun ve ritmik cümleler kullanarak benzersiz bir yazın dili oluşturur. Çarpıcı eleştirilerini, okuyucuyu adeta bir içsel monoloğun içine çekerek dile getirir. Beton, Yok Etme, Eski Ustalar ve Wittgenstein’ın Yeğeni gibi önemli romanlarının yanı sıra Tiyatrocu ve Başkalarıyla Savaşlar gibi tiyatro eserleriyle de tanınır.
Thomas Bernhard Sözleri Kısa
-> Acı, insanın kendini bulmasını sağlar.
-> Saçma olan şeyin ötesine ilerlemek imkansızdır.
-> Hayatımızda ne kadar çok anlam ararsak, o kadar az buluruz.
-> En iyi olan her şeyin sonuçta olduğu gibi, her zaman düşmanları olmuştur.
-> Sahip olmanız gereken, sağlık sigortaları ve burslar, ödüller ve teşvik ikramiyeleri değildir, ruhunuzun ve bedeninizin vatansızlığıdır, her gün yaşayacağınız umutsuzluktur, terk edilmişliktir, soğuktan titremenizdir, her gün geri dönmenizdir.
-> Gerçeği bildiğimizi düşünüyorsak, yanılıyoruz demektir, aynı şekilde hata ettiğimizi düşünüyorsak da yanılıyoruz. Anlamsızlık, önümüzdeki tek olası yol, sonunun bir yere çıktığını bildiğim tek yol bu.
-> Düşünen insan doğuştan mutsuz bir insandır.
-> Çocukluk hala, küçük bir köpek gibi eşlik ediyor bana, hani bir zamanlar neşeli bir yol arkadaşıdır da, şimdi bakmak ve kırıklarını sarmak, binlerce ilaç vermek zorundasınızdır ona, ellerinizde ölmesin diye.
-> Huzur arar fakat tabi ki bulamazlar, kendileri huzursuzluğun ta kendisidir çünkü.
-> Trenle üç durak ileride mutluluğu yakalayan insanların işi kolaydır.
-> Haksız davranıyoruz, insanları incitiyoruz, sırf o anda daha büyük bir zahmete katlanmamak, tatsız bir karşılaşmadan kaçınmak için.
-> Bir fikir bulmak, onu yaşamak kadar önemlidir.
-> Çoğunlukla, sıkıca yapıştığımız noktadan, varolmayı sürdürmek için bütün gücümüzle bir anda başka bir noktaya kopmamız gerektiğinin farkına varmıyoruz.
-> Olağanüstü olmak ve bunu görebilmek için dahi olmak zorunda değiliz.
-> Yeryüzü, her şey, haksızlığın ta kendisi, diye düşündüm.
-> Korkularımız en büyük zincirlerimizdir.
-> Yalnızlık, insanın kendi varoluşunu anlaması için bir fırsattır.
-> Düşüncelerimiz bizi yükseltir ama aynı zamanda düşürür.
-> Her insan, kendi karanlığında boğulma tehlikesi taşır.
-> Bir taslaktır dünyaya aradığımız – Biz kendimiz o taslağız.
-> Göründüğümüz kişi değil, hissettiğimiz kişi olmak zorundayız.
-> Gerçek düşünce, başkalarının sesinde değil, iç sesimizdedir.
-> En zor sınavlar, kendi içimizde verdiklerimizdir.
-> Varoluşumu duygusallığa feda etmek benim tarzım değildir.
-> Uykudan uyanan, kendilerini kayıp sanan ama sonra hala ıstırap dolu dünyada olduklarını fark eden kadınların gülümsemesi dehşetin ta kendisidir.
-> Toplumun insanı tükettiği bir dünyada yaşamak acı bir gerçek.
Thomas Bernhard Meşhur Sözleri
-> Bir başkasını anlamak, kendimizi anlamaktan geçer.
-> Bir insanın özü ancak onu kaybettiğimizi görmek zorunda kaldığımızda, o insan bir veda sürecine girdiğinde ortaya çıkarmış.
-> Dürüstlük ve samimiyetin hayalini kuruyorduk ama bu, hayalin ötesine geçemedi. Sık sık vazgeçtik ve tekrar başladık, daha çok vazgeçecek ve yeniden başlayacağız.
-> Bir şeyden ötekine kaçar ve kendimizi mahvederiz, dedi. Hep uzaklaşıp gideriz, tükenene kadar.
-> İnsanlar birbirleriyle yürüyor ve birbirleriyle konuşuyor ve birbirleriyle yatıyor ve birbirlerini tanımıyorlar. İnsanlar birbirlerini tanısalardı, birbirleriyle yürümez, birbirleriyle konuşmaz, birbirleriyle yatmazlardı. Sen kendini tanıyor musun? diye soruyorum kendime sık sık.
-> Gerçekten yaşamak, sürekli ölümle yüzleşmektir.
-> Gerçekler, yalnızca korkusuz olanlara görünür.
-> Bir son nokta, başka bir son noktanın başlangıç noktasıdır.
-> Kendi aklımızın kurbanıyız, ne düşündüğümüz kadarız.
-> Birbirimize seslendiğimizde birbirimizi duymuyoruz.
-> Hayal gücünün bir hastalık olduğundan eminim.
-> İnsan, anlam veremediği bir dünyada kendini boşlukta hisseder.
-> Esasında insan kendi doğasını kökten değiştirmeliymiş ama kimse kendi doğasını değiştiremezmiş, çünkü doğa kendini değiştirtmezmiş.
-> Her an kaybolmaya mahkûmuz; bu, varoluşun gerçeğidir.
-> Aslında söylenen her şey alıntıdır.
-> Kütüphanelerimiz sanki cezaevi, büyük düşünürlerimizi tıktık oraya.
-> Yaşamak acı çekmeyi kabul etmek demektir.
-> Anlam peşinde koşmak bizi mutsuz kılar.
-> Tanrım, bir odada masa, koltuk, dolap ve yataktan başka neye ihtiyaç var ki!
-> İnsan kendi kendine yeterli olduğunu düşündüğünde bile eksiktir.
-> İnsanlarla o kadar iç ten birlikte oluyoruz ki, bunun yaşam boyu sürecek bir bağ olduğunu sanıyoruz.
-> Ölüm, hayatın anlamsızlığını hatırlatan tek gerçektir.
-> Hayat, anlam arayışı içinde geçen boş bir yoldur.
-> Gerçek, çoğu zaman dayanılması zor bir yüktür.
-> Rüyalar bile soğuktan telef oluyor. Her şey soğuk oluyor. Hayal gücü, her şey.
-> Bir insan yanımdan ayrıldığında, ona karşı fazla sıcak mı yoksa fazla soğuk mu olduğum düşüncesi daima ortaya çıkıyor.
-> Karanlıktan korkan insan, kendinden korkandır.
-> İnsanlar mümkün olan her şeyi söyler, mümkün olan her şeye de güler, mümkün olan her şeye sinirlenir, bu beni artık hiç ilgilendirmiyor.
-> Bir çok kişi, mutsuzluğun derinliklerine battığı için aslında mutludur.
-> Bir insanın aklındaki en büyük engel kendisidir.
-> Olduğunuz yerde kalın yoksa dehşete kapılırsınız.
-> Yıllar boyu süren kırılganlık ve yaralanmadan sonra artık neredeyse hissiz ve yaralanmaz olduk.
-> Geceler en korkunç olanlardı… Sanki her şey beni mahvetmek istiyormuşçasına vardı.
-> Toplumun kalıplarını kırmak, özgürlüğün ilk adımıdır.
Thomas Bernhard Kitap Alıntıları
-> Düşünmek, aynı zamanda kaybolmaktır.
-> İşte bugün herkes her şeyi uçarken okuyor, her şeyi okuyorlar, ama hiçbir şeyi bilmiyorlar.
-> İnsanlara baktığımızda yalnız sakatları görürüz.
-> Mutluluk peşinde koşmak, kendini yavaşça yok etmek gibidir.
-> Yaşamak; kendi istediğim hayatı yaşamak, kendi yolumdan, istediğim yere kadar gitmek.
-> İnsan kendi acısına alışır ama asla unutmamalıdır.
-> Karanlıkta kaybolmuş bir ruh, ışığı aramayı asla bırakmaz.
-> Her şey bittiğinde, geriye sadece boşluk kalır.
-> Varoluşun özünde yalnızlık vardır.
-> Günümüz dünyası yok olmuş bir dünya değil mi? Dayanılmaz çirkinlikte bir dünya. Nereye giderseniz gidin suratsız, köküne kadar ahmak bir dünya ile karşılaşıyorsunuz. Nereye bakarsanız bakın yıkıntı ve sefalet karşınızda. En iyisi bir sabah hiç uyanmamak. Son elli yıl içinde bizleri yönetenler her şeyi mahvetmiştir. Yaptıkları bir daha düzeltilemez. Mimarlar mahvetmiştir budalalıkları ile. Aydınlar mahvetmiştir budalalıkları ile. Toplum mahvetmiştir budalalığı ile. Partiler ve kilise mahvetmiştir her şeyi budalalıkları ile.
-> Dünyaya anlam vermek, en büyük yanılsamamızdır.
-> Kendi kendine konuşma çağındayız. Ayrıca kendi kendine konuşma sanatı, konuşma sanatından çok daha yüksektir.
-> Kendini bulmak, kendi karanlığına bakabilmektir.
-> Kent aslında insanın aklına gelebilecek en büyük sanat ve düşünce düşmanı, aptal insanlar ve soğuk duvarlarla dolu kalın kafalı bir taşra kasabasıdır, zamanla orada her şey kalın kafalılığa dönüşür, istisnasız her şey.
-> Yaklaşmak uzaklaşmaktan başka hiçbir anlama gelmez.
-> Ressam her şeyin anlaşılmaz olduğunu çünkü insani olduğunu söylüyor.
-> Bir insanın yalnız kalma cesareti yoksa, özgürlüğü de yoktur.
-> İnsanın kendi kendine sorduğu sorular onu yavaş yavaş öldürüyormuş. Ama insan zaten ölüdür, bilesiniz.
-> Gerçek sevgi, bir başkasını anlamak değil, anlamaya çalışmaktır.
-> İnsanın en büyük düşmanı kendisidir.
-> Biz susarak sohbet ediyorduk…
-> İçsel sessizlik, en güçlü huzurdur.
-> Bir insana, hiç kimseyle olmadığımız gibi bağlı olmak için yan yana olmamız gerekmez, dedi.
-> Kendimizi bulmak için, kaybolmayı göze almalıyız.
-> Görünüşte güçlü olmak, içsel zayıflığı gizleyemez.
-> Kulaklar, insanın kendi kendini azarlamalarıyla doludur.
-> Yaşam, insanın ne yaparsa yapsın ve kim olursa olsun yitirdiği bir davadır.
-> Hepimiz bir başkasının bizi anlamasını umarak yaşarız, ama kimse gerçekten anlamaz.
-> Dört yüz sayfalık bir kitabın topu topu üç sayfasını normal bir okuyucudan bin kez daha dikkatli okumamız, hepsini okuyan, ama bir tek sayfasını bile dikkatli okumayandan daha iyidir, dedi.
-> Sarsıcı olan, insanların çirkinliği değil, fikirsizliği.
-> Gülmeyi bilmeyen insan ciddiye alınamaz, diye düşündüm.
-> Her zaman bir kaçış içindeydi ve insanların her zaman gerçek olan yanlarını gördü, inatçı, kafasız, dikkatsiz bir kitleydi bu, ki insan bunlarla olan ilişkisini gerçekten kesmeliydi.
-> İnsanlardan nefret ederiz ve gene de onlarla birlikte olmak isteriz, çünkü yalnız insanlarla ve onların arasında bir şansımız vardır yaşamı sürdürmek ve çıldırmamak için.
Thomas Bernhard En Çok Paylaşılan Sözleri
-> İsyan etmek daha derin bir ümitsizliğe yol açar.
-> Gerçek mutluluğun olmadığı bir dünyada yaşıyoruz; bu yüzden herkes mutluluğu arıyor.
-> Hayatın her anı, kaybolma riskini taşır.
-> İnsanların yediği her şey ceset parçalarıdır.
-> Hayat anlamdan yoksundur, biz ona anlam katmaya çalışırız.
-> Bir insanın yalnızlığı en güçlü hapishanedir.
-> Olmak istediğimiz şeyi kendimiz olamazsak eğer, başkalarından, zoraki olarak da en yakınımızdan, kendi olmadığımız şeyi yaratırız.
-> Zaman her şeyi yok eder, insanın anılarını bile.
-> Zihinsel bir çalışmaya başlayacaksak herkes tarafından terk edilmiş ve yalnız olmalıyız.
-> Huzur yaşam değildir , diye yazmış Roithamer.
-> Düşüncelerimiz çoğu zaman bizi tutsak eder.
-> İnsan ne kadar çok şey öğrenirse, o kadar çok yalnızlaşır.
-> Kendi düşüncelerimizden kaçamayız.
-> Durmadan kendi kabuğumuzun dışına çıkma deneyi yapıyor, ama bu deneyde başarısız oluyoruz, hep tepetaklak yuvarlanıyoruz, çünkü kendi kabuğumuzun dışına ölüm dışında çıkamayacağımızı anlamak istemiyoruz.
-> İnsanların yediği her şey ceset parçalarıdır.
-> İç geçirmelerle geçti gün, yıl duvara asılı kaldı karamsı, çağımın endişeleriyle huzursuz. Sanki daha gençtim.
-> Her şeyi denedik Ve sonunda Hep yalnız bırakıldık
-> Görmek istediğimiz gibi değil, olduğu gibi bakabilmek zor ama değerlidir.
-> Hayat bir hapishane gibidir, ne kadar kaçmaya çalışsan da içindesindir.
-> Kendine dönüp bakabilen insan, gerçeği bulur.
-> Her gün tekrar tekrar yıkılıyoruz, ama bu yıkıntılardan yükselmeye zorlanıyoruz.
-> Özgürlük, düşüncelerimizin zincirlerini kırmakla başlar.
-> İnsan, kendi hatalarıyla büyür ve kendi hatalarında boğulur.
-> Kendi karanlığımızda boğulmaya mahkûmuz.
-> Ne yana baksam sadece çirkinlik ve alçaklık görüyordum.
-> Yaşamın anlamı, ölümde gizlidir.
-> İnsanın kendi kendine yabancılaşması, hayatının en büyük trajedisidir.
-> Karanlık olmasa ışık fark edilmezdi.
-> İnsanın en büyük korkusu, kendi düşünceleridir.
-> Bizler nefret etmeye, bela okumaya çok kolay ve çok çabuk alışıyoruz, nefretimizin ve okuduğumuz belaların en ufak bir haklılığı olup olmadığını zamanla sorgulamaz oluyoruz.
-> Dinleme sanatı neredeyse öldü.
-> Hiç değilse deliliğimi gözleyen biri yok.
-> Ölenler kafalarını içeri çeker, yaşayanlar ve ölümü düşünmeyenlerle işleri olsun istemezler.
-> Hiçbir şey sonsuz değildir, varoluşumuz bile.
-> Acının güzelliği, insana derinlik kazandırmasıdır.
-> Değer değersizliktir, değersizliğin felaketi superguzelsozler.com kendi dünyamızın ve kendi dünyamızdan kopmuş dünyanın değersizliğidir.
-> İçsel huzur, kendi varoluşumuzla barışmaktır.
-> İnsan doğduğunda kaybetmeye mahkûmdur.
-> Çoğu zaman, sessizliği anlamaktan daha zor olan bir şey yoktur.