Gustave Flaubert Sözleri
Gustave Flaubert, 19. yüzyıl Fransız edebiyatının en önemli gerçekçi yazarlarından biridir. Madame Bovary, Salammbô ve Duygusal Eğitim gibi eserleriyle tanınır. Yaşamı boyunca yazılarına olağanüstü bir titizlikle yaklaşmış, her kelimenin en doğru biçimini bulmaya çalışmıştır.

Onun edebi anlayışı, sonraki kuşak yazarlar üzerinde derin bir etki bırakmış; özellikle gerçekçilik ve natüralizmin gelişmesine öncülük etmiştir. Flaubert, yazarlığın bir sabır sanatı olduğunu kanıtlayan örnek bir figürdür.
Gustave Flaubert Sözleri Anlamlı
-> Yaşamak için okuyun.
-> Haklısın azizim, kalp aptaldır..
-> Hüzün bir tür kötü alışkanlıktır.
-> İnsan ruhunun tarihi insanlığın budalalığının tarihidir.
-> Gökyüzü neden bu kadar temiz ve yeryüzü bu kadar rezil.?
-> Asıl acınacak şey dedi; lüzumsuz bir ömrü sürüklemektir.
-> Kalbimin içindeki tam bir kaostu, devasa bir uğultuydu, bir delilikti.
-> Hayatın en güzel günleri daha erken demekle geçer, sonra çok geç olur.
-> Sanat, yalnızca kelimelerle değil, sessizlikle de yazılır.” (Mektuplar)
-> Sanat, hayatın anlamsızlığına karşı verilen en asil tepkidir.” (Mektuplar)
-> Sevdiklerimizi çekiştirmeye başladık mı onlardan kopmaya başladık demektir.
-> Gençliğin hayalleri, çoğu kez yaşlılığın pişmanlıklarıdır.” (Duygusal Eğitim)
-> Nasıl olursa olsun, iyi için bir cennet, kötü için bir cehennem olması gerek!
-> Eğer acılarımız en azından birinin işine yarasaydı, özveride bulunduk diye avunurduk.
-> İnsanın kalbi, sahip olduklarını değil, sahip olamadıklarını büyütür.” (Duygusal Eğitim)
-> Julien, merhameti öğrendiği gün, hayatının bütün savaşlarını geride bıraktı.” (Üç Hikâye)
-> Gelecek denilen şey, sonundaki kapısı sımsıkı kapalı olan, karanlık bir geçitti yalnızca.
-> İnsanın kalbi, hem kendi cennetini hem de kendi cehennemini içinde taşır.” (Madame Bovary)
-> Gençlik, geleceği büyük umutlarla süsler; yaşlılık ise geçmişi özlemle.” (Duygusal Eğitim)
-> Salammbô’nun güzelliği, savaşlardan daha güçlüydü; çünkü o, ruhları fethederdi.” (Salammbô)
-> Salammbô, arzuların ötesinde bir şeydi: Ona yaklaşmak, insanın ruhunu yakmaktı.” (Salammbô)
-> Emma, aşkın peşinden koşarken, aslında kendi düşlerinin peşinden koşuyordu.” (Madame Bovary)
-> Julien, hayatının sonunda anladı ki, en büyük zafer, kendine karşı kazanılandır.” (Üç Hikâye)
-> Julien, hayatı boyunca şiddeti seçti, ama en sonunda şefkatin büyüklüğünü kavradı.” (Üç Hikâye)
-> Demek ki günler, hepsi birbirinden farksız, birbirini izleyip duracak ve bir şey getirmeyecekti!
-> Sanat, insanın ruhunu kurtarma çabasıdır; kelimeler, bu kurtuluşun en ince ipleridir.” (Mektuplar)
-> Sevdiğim yer neresiyse ülkem orasıdır, bana hayaller kurduran, bana kendimi iyi hissettiren yerdir.
-> İnsanın kalbi, sürekli başka bir şey arar; elindekini küçümser, ulaşamadığını yüceltir.” (Mektuplar)
-> Emma, mutsuzluğunu başkalarında değil, kendi hayallerinin imkânsızlığında bulmalıydı.” (Madame Bovary)
-> Gerçek huzur, tutkuların susmasında değil, insanın tutkularını anlamasında saklıdır.” (Duygusal Eğitim)
-> İnsan, kendi hayallerinin kurbanıdır; onları büyütür, besler, sonunda altında ezilir.” (Duygusal Eğitim)
-> Çocuklar gibi oyalanmak için, ya da tutkulu kimseler gibi bilgi edinmek için okumayın; yaşamak için okuyun.
-> Paris, Frédéric için önce bir rüya, sonra bir hayal kırıklığı, en sonunda da bir mezar oldu.” (Duygusal Eğitim)
-> İnsanın en büyük yanılgısı, başka hayatların kendi hayatından daha parlak olduğuna inanmaktır.” (Madame Bovary)
-> Eğer ıstıraplarımız birisine yarayabilseydi, bir fedakarlık yapmış olmak düşüncesiyle kendimizi teselli ederdik.
-> İnsanın kalbi, doyumsuz bir kitap gibidir; sayfaları çevrilir, okunur, fakat sonuna asla ulaşılamaz.” (Mektuplar)
-> Paris’in ışıkları, Frédéric’in ruhundaki karanlığı aydınlatmadı; aksine daha da derinleştirdi.” (Duygusal Eğitim)
-> İnsanın arzuları, hiçbir zaman tatmin olmak için değil, insanı sürekli ileri sürüklemek için vardır.” (Madame Bovary)
-> Emma, hayatın küçük mutluluklarını küçümsedi; oysa gerçek mutluluk, yalnızca küçük şeylerde saklıdır.” (Madame Bovary)
-> Frédéric, bir ömrü aşkın peşinde tüketti, ama sonunda öğrendi ki aşk, bir arayıştan çok bir yanılsamaydı.” (Duygusal Eğitim)
-> Emma, aşkı bir mucize olarak görüyordu, fakat aşk, çoğu kez yalnızca yeni bir hayal kırıklığının başlangıcıdır.” (Madame Bovary)
-> Sevdiğimiz kimseleri hor görmek bizi onlardan az çok uzaklaştırır. Mabutlara dokunmamak lazımdır, yoksa yaldızları elimizde kalır.
-> Sanat, insanın kendi içindeki boşluğu doldurma çabasıdır; kelimeler, o boşluğu kapatmaya yetmez, ama ona biçim verir.” (Mektuplar)
-> Hayatın en acı yanı, istediğimiz şeylerin çoğunun ya bize ait olmaması ya da bize ait olduğunda değerini yitirmesidir.” (Mektuplar)
-> Sanatçı için, eserini tamamlamak değil, ona yaklaşmak önemlidir; çünkü mükemmellik, her zaman ulaşılmaz bir ufukta bekler.” (Mektuplar)
-> Frédéric, Paris’in salonlarında dolaşırken, ihtişamın ardındaki yoksulluğu, kahkahaların ardındaki boşluğu görüyordu.” (Duygusal Eğitim)
-> Emma, taşranın dar sokaklarında yürürken, gözlerinde hep Paris’in ışıklarını taşıyordu; ama o ışıklar, ona hiç ulaşmadı.” (Madame Bovary)
-> Emma, bir gün mutluluğun geleceğine inanıyordu; ama o mutluluk hep ufukta, ona yaklaşınca uzaklaşan bir serap gibi kaldı.” (Madame Bovary)
-> Frédéric, gençlik yıllarının boşluklarını düşündüğünde, zamanın ne kadar hızlı geçtiğini değil, boşuna geçtiğini anladı.” (Duygusal Eğitim)
-> İnsanın ruhu, bir an için bile tatmin olduğunda, hemen yeni bir eksiklik yaratır. Arzu, kendi kendini tüketen bir ateştir.” (Duygusal Eğitim)
-> Ve üstelik, bütün bunların üstünde, herkesin kendi ucunu çekiştirdiği ve elinden geldiğince örtündüğü bir örtü var. Acı komedya! dehşet! dehşet!
-> Emma, evliliğinde bulamadığı mutluluğu romanlarda aradı; fakat romanlar, gerçek hayata hiçbir zaman tercüme edilemeyen düşlerdi.” (Madame Bovary)
-> Gerçek mutluluk, insanların sandığı gibi coşkulu anlarda değil, daha çok sessizlikte, kabullenişte ve tutkuların tükenmesinde saklıdır.” (Üç Hikâye)
-> Her insanın içinde, dışarıdan asla görünmeyen superguzelsozler.com gizli bir uçurum vardır. O uçurum, bazen aşkla, bazen hırsla, bazen yalnızca boşlukla dolar.” (Mektuplar)
-> Sanat, hayatı kopyalamaz; onu yeniden yaratır, büyütür, anlamlandırır. Bu yüzden sanatçının işi, sıradanın içindeki olağanüstüyü bulmaktır.” (Mektuplar)
-> Sanatçı, yalnızca kendini değil, bütün bir insanlığı yazmaya çalışır; çünkü kalemin ucunda yalnızca bireysel değil, evrensel bir ruh vardır.” (Mektuplar)
-> Frédéric, tutkularının peşinden koşarken, aslında hiçbir şeye sahip olamadığını fark etti. Çünkü sahip olmak, arzunun yok olması demekti.” (Duygusal Eğitim)
-> İnsan, en derin arzularını elde ettiği an bile, o arzularda eksiklik bulur. Çünkü mutluluk, gerçekleştiğinde bile yarım kalan bir hayaldir.” (Duygusal Eğitim)
-> Julien, öldürmekten aldığı hazla kendini tanrılara yakın hissetti, fakat sonunda öğrendi ki gerçek büyüklük, öldürmekte değil, yaşamı korumakta saklıydı.” (Üç Hikâye)
-> Yasakları yaşamak ve tatmak mutluluğun en başta gelen reçetesiydi. Geçmişte yaşayamadığı, özendiği, hayalini kurduğu her şeyi burada yaşayabilmek için çırpınıyordu artık.
-> Frédéric, gençliğinin hayallerine baktığında, onları gerçekleştirmediği için değil, gerçekleştirmiş olsaydı bile yine tatmin olmayacağını bildiği için hüzünlendi.” (Duygusal Eğitim)
-> Hayat, insana her zaman geç kalmış olduğunu hissettirir; çünkü gençken arzuların peşinde koşarken bilgelik eksiktir, yaşlandığında ise bilgelik artar ama arzular sönmüştür.” (Duygusal Eğitim)
-> Emma, bütün hayatını, hayal ile gerçeğin arasındaki ince çizgide sürdürdü. Her yeni hevesi, onu biraz daha hayal kırıklığına sürükledi; çünkü gerçek dünya, düşlerin büyüklüğünü taşımaya hiçbir zaman muktedir değildi.” (Madame Bovary)