Karpuz İle İlgili Sözler
Eskiden yaz, sadece sıcak havadan ibaret değildi; karpuzla gelen sevinçti. Bahçeye serilen örtüde, soğuk suya konmuş bir karpuzun dilimlenmesini beklerdik sabırsızlıkla. Baba bıçağı eline alır, karpuzu büyük bir ustalıkla ikiye ayırırdı. O anın büyüsüyle hepimiz susar, gözümüzü o kıpkırmızı içe diker, ardından çıkan su sesiyle neşe içinde bağırışırdık: “Tam kıvamında!”

Karpuz, yazın ödülüydü adeta. Öğleden sonraları karpuz-peynir karışımıyla geçer, akşamüstü güneş batarken çekirdek yarışları başlardı. Çocukluğun tadı, karpuzun tadında gizliydi. Ve şimdi ne zaman bir dilim karpuz yesek, zaman geriye sarılır, içimizde bir yer yine o eski yazlara döner.
Karpuz Sözleri
-> Aşk karpuz gibidir, doğru insanla yenirse lezzeti başka olur.
-> Yazın gölgesi yoksa, karpuz dilimi serinliktir.
-> Karpuzdan tat alan, hayattan da alır.
-> Karpuzla uyanan gün, kötü başlayamaz.
-> Karpuz, güneşin toprağa bıraktığı tatlı bir armağandır.
-> İyi huylu bir adamın elinden acı karpuz yemek suratı asık bir insanın elinden tatlı yemekten daha iyidir. Şeyh Sadi Şirazi
-> Şu saate dek ertelemiştim oysa seni düşünmeyi ama karpuz seversin sen daha nasıl erteleyeyim?
-> Bir tren bekliyorum çocuktuk… Henüz eksilmemiştik, karpuz çekirdeği kadar değerliydi hayat…
-> Karpuz dilimi gibi kalbimi verdim sana.
-> Karpuz kesmeyi bilmeyen, bölüşmeyi de bilmez.
-> Hayat bir karpuz gibidir; ne kadar bölüşürsen o kadar tatlı olur.
-> Nice güneşler doğacak, göremeyeceksin. Yaz yağmurları yüzünü okşayamayacak, karpuz dilimlerini ısıramayacaksın. Hanım ellerinin kokusu senin için artmayacak karanlık basarken. Kurumuş bir yapraksın sen, toprağa karışacaksın. Doğan Cüceloğlu
-> Karpuzu kabuğundan tanıyan ustadır.
-> Karpuzla başlar aşk, seninle devam eder.
-> Bir karpuz tarlasında huzur aradım, senin gülüşünde buldum.
-> Dünya yüzünde yapayalnızdı, yapayalnız tıpkı, açık denizde yüzen bir karpuz kabuğu gibi. Peyami Safa
-> Karpuz kesmekle hararet sönmez.
-> Gözlerin, karpuzun ortası gibi kırmızıya çalar düşümde.
-> Ne bir koltuğa iki karpuz ne de bir gönüle iki sevda sığabiliyor.
-> Kötü olduğumuzda en fazla susarız biz, birbirimize bakmayız. Karpuz yeriz.
-> Eşekten düşmüş karpuza dönmek.
-> İki karpuzu bir koltuğa sığdırmak.
-> Yaz akşamları ve karpuz sohbeti; en güzel ikili.
-> Karpuzla mutluluğu bulan insan, yazı boş geçirmez.
-> Benim de Allaha yakınlaştığım günler, daha doğrusu anlar oldu. Benim de önümde bir gün göklerin sırrı, olgun bir karpuz gibi kütürdeyerek açıldı. Ben de yarılmış bir narın dudakların arasından tabiatın göğsünde saklanan nimetlerin tane tane dökülüşünü görür ve işitir oldum. Bedri Rahmi Eyüboğlu
-> Bangkok’a gelmeden önce dünyadaki meyveleri az çok tanıdığımı düşünürdüm. Kayısı, kiraz, karpuz gibi mahallenin çocuklarını geçtim; muz, kivi, ananas gibi ikinci derece akrabaları da geçtim; hatta mango, papaya, çarkıfelek, liçe gibi zengin çocuklarını da geçtim. Gel gelelim buradaki meyveler bana pek bir şey ifade etmiyor. Tropik diyarların meyvelerini sağdan soldan az çok tanıdığımızı sanırdım oysa. Küresel ticareti oturtalı 500 yıl olmuş, her şeyi her yerde bulur olmuşuz, uzaya çıkmışız ancak halen hiç bilmediğimiz meyveler var, öyle mi? Hem de üç değil, beş değil: başkalaşmış bir çilek gibi duran rambutan, boyu erik tadı kavun longan, içinden patlamış mısır çıkan mangostan ve daha niceleri… Kim bilirdi meyve kavramının bu kadar göreceli olduğunu? National Geographic Traveler
-> Yaz tatili, karpuzsuz olmaz.
-> Karpuzun tatlısı sıcağında belli olur.
-> Dayıma gelince, o benim için bir türlü kararını veremiyordu. Ara sıra içindeki maddeyi merak eder gibi kocaman kafamı elleri içinde evirip çevirir, karpuz superguzelsozler.com muayene edenlerin yaptığı gibi ötesine, berisine fiskeler vurarak: Bilmem amma. Bu büyüklük pek hayra alamet olmasa gerek! derdi. Reşat Nuri Güntekin
-> Bir koltuğa iki karpuz sığmaz.
-> Doğal olan her şey gibi, karpuz da kalpten gelir.
-> Karpuzla serinleyen kalp, huzura daha yakındır.
-> Karpuz, kavun kökeninden büyür.
-> Şimdi beni bütün bunlardan çok, karpuz kabuğu turşusu ilgilendiriyor. Demek ki gerçekten ölüyorum. Son özlemimi yaşıyorum. Bir ara umudumu yitirmiştim. Hiç ölemeyeceğimi sanmıştım. Her şeyin ötesinde bir turşu özlemi. Ölüm belki de budur. Adalet Ağaoğlu
-> Karpuz kadar tatlısın, dilim dilim içime işliyorsun.
-> Ellerimiz yapış yapış olurdu, ama mutluluktan şikâyet etmezdik.
-> Karpuzun ortası gibisin; en tatlı yerin sende.
-> İnsanlığımızdan ötürü, güzelliğimizden, çirkinliğimizden bize kavun karpuz veren Tanrı’yı sevmek gerektiğini biliriz. Cemal Süreya
-> Dilim dilim karpuz yedik, dertleri azıcık unuttuk.
-> Seni ilk gördüğümde karpuz tarlasında güneşin batışı gibiydi.
-> Karpuz kabuğundan gemi yapıyorum sonra bir eşek gelip onu yiyor. Eşek bu, ben karpuz kabuğundan gemi yapınca hayvanın aklına coğrafi keşifler düşecek değil ya. Bahadır Cüneyt Yalçın
-> Sizin aklınızdan geçeni ben gün ışığı altındaki karpuz tarlası kadar rahat görebiliyorum.
-> Karpuzun içine gömülmek çocukluğun başka tanımıydı.
-> Yaz geceleri, yıldızlar ve karpuz kadar güzelsin.
-> Eski yazların sesi karpuz bıçağının tıkırtısıydı.
-> Karpuz sıcaklardan bunalanların doğal klimasıdır.
-> Karpuz kabuğunu görmeden denize girme.
-> Nereye gidiyorsun daha karpuz kesecektik.
-> Yaz güneşi kadar sıcak, karpuz gibi serin aşk istiyorum.
-> İş bilmez gelin karpuzu ortasından kesermiş.
-> Karpuz kabuğu denize düştü mü, yaz başlamıştır.
-> Ayağının altına karpuz kabuğu koymak.
-> Karpuz gibiyiz; dışımız yeşil, içimiz kıpkırmızı.
-> Karpuz bile çatlar susuzlukta; sen nasıl dayanırsın sevgisizliğe?