Carl Sagan Sözleri

Carl Sagan (1934-1996), Amerikalı astrofizikçi, kozmolog, yazar ve bilim iletişimcisidir. Bilimsel araştırmalarının yanı sıra, bilimi geniş kitlelere anlatma konusundaki yetkinliğiyle tanınır. Özellikle gezegen bilimi ve astrobiyoloji alanındaki çalışmalarıyla öne çıkmış, NASA’nın uzay keşif projelerine önemli katkılar sunmuştur.

Carl Sagan En Güzel Sözleri

Sagan, insanlığın evrendeki yerini anlamasına yardımcı olmayı amaçlamış ve bilimin yaygınlaştırılmasını savunmuştur. 1980 yılında yayımlanan ve tüm dünyada büyük ilgi gören Cosmos: A Personal Voyage adlı televizyon belgeseli ve aynı isimli kitabı, bilim tarihini ve evrenin büyüleyici doğasını halkın anlayabileceği bir dille anlatmıştır. Ayrıca, dünya dışı yaşam ihtimalini ele alan Contact (1985) adlı romanı, daha sonra sinemaya uyarlanmıştır.

Carl Sagan En Güzel Sözleri

-> Hayal gücü, bilimin yakıtıdır.

-> Yaşam, daima yolunu bulacaktır.

-> Şüphe etmek, düşünmenin başlangıcıdır.

-> Gerçek, zamanla ve sabırla ortaya çıkar.

-> Bilgi, korkuya karşı en güçlü kalkandır.

-> Kanıtın yokluğu yokluğun kanıtı değildir.

-> Şüphecilik, gerçeği anlamanın ilk adımıdır.

-> Bugünü anlamak için geçmişi bilmeniz gerekir.

-> Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? fark ediyor mu?

Carl Sagan Sözleri Özlü

-> Muhteşem bir şey, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor.

-> Bilinmeyene duyduğumuz korku, cahilliğimizden beslenir.

-> Gerçek bilim, hayal gücünü reddetmez; aksine ona dayanır.

-> Her yeni keşif, evreni anlama yolunda atılmış bir adımdır.

-> Hayatta anlam aramak yerine, anlam yaratmak daha önemlidir.

-> Eğer tüm evrende yalnızsak, bu büyük bir yer israfı olurdu.

-> Bilimin en büyük başarısı, yanlış olduğunu kabul edebilmektir.

-> Zamanın akışına direnemeyiz, fakat onu anlamaya çalışabiliriz.

-> Bilginin sınırı yoktur, ancak insanın onu kavrayışı sınırlıdır.

-> Tarih boyunca her tiran, cehaleti bir silah olarak kullanmıştır.

-> İnsanlık, evrimin bir sonucu ama bilimin eseriyle kendini aşabilir.

-> Nereye gittiğimi bilmiyorum fakat ‘kendi’ yoluma gittiğimi biliyorum.

-> Öğrenmeye ve keşfetmeye duyulan derin bir arzu, insan olmanın özüdür.

-> Güven verici bir yalan yerine, zor bir gerçeği kucaklamak daha iyidir.

Carl Sagan Kitap Alıntıları

-> Bir çocuk merak ettiğinde, evrenin en büyük sırrına kapı aralamış olur.

-> Evren, bizim ona bakışımızdan ibaret değildir; ondan çok daha fazlasıdır.

-> Gerçekleri kabul etmek cesaret ister; hayaller ise her zaman daha caziptir.

-> Yalanlara karşı hoşgörünün artması, birçok diğer kötülük için de zemin hazırlar.

-> Evren, anlam arayışımızı önemsemiyor; fakat biz, ona anlam kazandıran varlıklarız.

-> Bir teori ne kadar güçlü olursa olsun, yeni bir kanıtla yıkılmaya hazır olmalıdır.

-> Yanlış bir argûmanin ilacı, daha iyi bir argûmandır. Fikirlerin bastırılması değil.

-> Dünyamız kozmik bir toz zerresi olabilir, ama biz, ona anlam yükleyen tek bilinçleriz.

-> Dünyamızı, sorularımızda ki cesaret ve cevaplarımızda ki derinlik ile anlamlı kılarız.

-> Geleceği inşa etmek için bilime ihtiyacımız var; geçmişi anlamak için de bilime ihtiyacımız var.

-> Bilimi açıklamamak bana ahlaksızlık gibi geliyor, Aşık olunca bunu tüm dünyaya duyurmak istersiniz.

Carl Sagan Aşk Sözleri

-> Doğa, insanlardan izin istemeden çalışır ve gerçekleri bizim inançlarımızdan bağımsız olarak sürdürür.

-> Eskiden cazip olan etnik, cinsel, dinsel şovenizm, ya da milliyetçi ateşi körüklemek artık işe yaramıyor.

-> Kendi adımıza düşünemiyorsak, otoriteyi sorgulamak istemiyorsak, o halde güç sahiplerinin elinde oyun hamuruna döneriz.

-> Önemli olan inanma isteği değildir, araştırıp bulma isteğidir ve biri diğerinin tersidir. (Tanrı’nın Kapısını Çalan Bilim)

-> Uykuya duyulan güçlü biyolojik ihtiyaç olmasaydı, doğal seçilim uyumayan hayvanların evrim geçirmesini sağlardı. (Cennetin Ejderleri)

-> Yerküremize uzaydan baktığımızda, ulusal sınır diye bir şey göremiyoruz, etnik, dinsel ya da ulusal şovenist davranışların sürdürülmesi akıl almaz bir duruma dönüşüyor.

-> Kişi inanmadığı şeylere inanır görünmeyi meslek haline getirecek denli değer yitimine uğramış ve aklının saflığına tecavüz etmişse, her türlü diğer suçu işlemeye de kendini hazırlamış demektir..

-> Bilim; tecrübeyle eski inanışlara meydan okumak, zihni yeni düşüncelere açmak ve evreni gerçekten olduğu gibi görmektir. Bu nedenle bilim, kimi zaman cesaret gerektirir; en azından geleneksel düşünceleri sorgulayacak kadar cesaret.

-> Hitler’in şu sözleriyle de açıkça ortaya konuyor: Halkın düşünmemesi iktidarda olanlar için ne büyük şanstır. Zihinsel ve ahlaki uysallık kısa vadede liderlerin işine gelebilir ama uzun vadede ulusların intiharı demektir. (Milyarlarca ve Milyarlarca)

-> Bilimadamlarının ve ‘entelektüellerin’ vahşi ve kontrol edilemez nefretinin yükselişi … batıl inancın toplumları ele geçirmesi, vahşi milliyetçilikle birlikte medeniyetin materyal ve bilgi temelinin yıkımı… yeni bir barbarlık çağınıgetirecektir. (Nükleer Kış)

Carl Sagan Sözleri Uzun

-> Öğrencilere okulda evrim konusuna girmeden bitki ve hayvan türleri; otoriteye itaatin rolüne, açgözlülüğe, yetersizliklere ve cehalete değinmeden yalnızca savaşlar, tarihler ve kralları anlatan tarih; elementlerin nereden geldiğine yer verilmeden kimya öğretiliyor.

-> Hangisi daha alçakgönüllüdür? Açık fikirle evrene bakan ve evren bize ne gösterirse göstersin kabul eden bilim insanı mı, yoksa bu kitapta yazan her şeyin mutlak gerçek olarak kabul edilmesi ve işin içindeki tüm insanların yanılma ihtimalinin görmezden gelinmesi gerektiğini söyleyen biri mi?

-> Gelecek için ne gibi kişisel umutlar beslersek besleyelim, çocuklarımız için ve torunlarımız için ne gibi tutkularımız olursa olsun, gelecek nesiller için ne gibi genel beklentiler düşlersek düşleyelim, bunların tümü, temelde, nükleer savaş tehdidi altındadır. (Tanrı’nın Kapısını Çalan Bilim)

-> Öyle garip kavramlarla yetiştirilmişiz ki, bizden birazcık değişik bir kişi ya da toplumla karşılaşınca, onların bize yabancılığı nedeniyle güvensizlik duyuyoruz ya da nefret ediyoruz. Oysa her bir uygarlığın anıtları ve kültürü, insan olmanın değişik biçimde anlatımından başka bir şey değildir.

-> Bilim, biliyor görünmeye çalışanların yalanını yüzlerine vurmanın yoludur. Gizemciliğe, batıl inanışlara, işi olmayan yerde karşımıza çıkarıldığında da dine karşı bir siperdir. Değerlerine bağlı kalırsak, yalanla kandırılmaya çalışıldığımızda bizi uyarır. Hayatımızı çok geç olmadan düzeltme olanağı verir.

-> Bilim insanlarında gördüğüm en belirgin eksiklik, biz ve onlar şeklinde kutuplaşmaya meyilli olmalarıdır. Kimse doğru bilgiyi kendi tekelinde tuttuğunu sanmasın. Sözünüze itibar edenleri kendinizden sayıp, etmeyenleriyse boş inançlılıkla suçlamak asla yapıcı bir tavır olamaz. İşte bu aklımızdakileri karşı tarafa ifade edebilmemizin önündeki en büyük engel ve bizi azınlıkta kalmaya mahkum eden en büyük yanlışımızdır.

-> Kesmek için besi hayvanı yetiştiririz, ormanları yok ederiz; akarsu ve gölleri hiç balık yaşayamayacak kadar kirletiriz; spor olsun diye geyik, kürkü için leopar, gübre yapmak için balina öldürürüz; yunusları dev balık ağları içine hapsedip soluksuz bırakırız; fok yavrularını sopayla öldürürüz ve her gün bir canlı türünün soyunun tükenmesine sebep oluruz. Tüm bu hayvanlar ve bitkiler bizim kadar canlıdır. Sözümona korunan yaşam deği

-> Oksijen şovenizmine sık rastlıyoruz. Bir gezegende oksijen bulunmuyorsa burası yaşanmaz ilan edilir. Ancak Dünya’da ilk yaşam biçimleri ortaya çıkarken oksijen yoktu. Eger oksijen şovenizmi kabul edilirse, hiçbir yerde hayatın olmaması gerekir. Oksijen aslında zehirli bir gazdır. Dünya’daki canlıları oluşturan organik molekülleri tahrip eder. Yeryüzündeki birçok organizma oksijensiz yaşar ve birçoğu da oksijenden zehirlenir. (Kozmik Bağlantı)

-> Tarihin bize öğrettiği en acı derslerden biri şudur: Eğer yeterince uzun bir süre kandırılarak bir şeye inandırılmışsak, bu kandırılmışlığın kanıtlarını superguzelsozler.com reddetmeye yatkınlaşırız. Artık doğru olanı bulmakla ilgilenmez oluruz. Yapılan kandırma bizi eline geçirmiştir. Bunu kendimize bile itiraf etmek artık fazlasıyla acı verici olacaktır. Bir şarlatan böylesi bir gücü sizin üzerinizde kullanmak üzere bir kere verdiğinizde bir daha onu neredeyse hiç geri alamazsınız.

-> Bilimde, bilim adamlarının sıkça ‘biliyor musunuz, bu iyi bir argûman; benim fikrim sanırım yanlış’ dediğini duyarsınız. Ve sonra fikirlerini değiştirirler ve onlardan artık eski bakış açısını bir daha duymazsınız. Bunu gerçekten yaparlar. Olması gerektiği kadar sık yapmazlar, çünkü bilim adamları da insandır ve değişiklik çoğu kez zordur. Fakat bilimde her gün olur bu tür birşey. Politika’da veya din’de işe böyle bir şeyin en son ne zaman olduğunu hatırlamıyorum bile.

-> İnsanlık tarihinde bir dönüm noktasındayız. Felaket ve umudun birbirine bu denli yakın seyrettiği bir an daha önce hiç olmadı. Biz kendi evrimini kendi şekillendiren ilk canlı türüyüz. Bilerek veya yanlışlıkla kendi kendimizi yok edebilecek araçlara ilk kez sahip oluyoruz. Aynı zamanda bu teknolojik ergenlik döneminden, türümüzün bütün üyeleri için tatmin edici ve zengin bir olgunluğa geçmemizi sağlayabilecek araçlara sahip olduğumuza da inanıyorum. Ancak bu kavşakta çocuklarımızı ve geleceğimizi hangi yola sokacağımıza karar vermek için çok fazla zamanımız yok. (Broca’nın Beyni)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir