Alişan Kapaklıkaya Sözleri
Alişan Kapaklıkaya, etkileyici hikayeleri ve samimi anlatımıyla dinleyicileriyle güçlü bir bağ kurar. İnsanlara hayata dair yeni bir perspektif kazandırmayı amaçlayan bu çalışmaları, onu kişisel gelişim alanında Türkiye’de önemli bir figür haline getirmiştir.

Alişan Kapaklıkaya Sözleri Kısa
-> Dünkü güneşle bugünkü çamaşırlar kurumuyor..
-> Neden, niçin’ sorusu, dikkatini engellere çeker ve aklına vurduğun kelepçelerin sayısını arttırır. Nasıl’ sorusu, çözümleri çoğaltır…
-> Anladım ki; çocuklarımızın karnını doyurup, cebini harçlıkla doldururken yüreklerini, ruhlarını sevgiye aç bırakmak onların betini benzini soluk bırakıyordu
-> “Bugüne kadar başkalarının beklediği gibi yaşamaktan,kendimi hiç yaşamadığımı anladım,içim acıdı.” -Sen Hiç Kendini Yaşadın mı?-
-> Başkalarının kendisini kurtarmasını bekleyenler, kölelerdir -Bunları Kimseye Anlatamamıştım-
-> Seni, istediğin gibi değil, başkalarının beklediği gibi yaşamak yorar.
-> Hayatta doğru bir tane bile olsa hepimizin kendimize ait bambaşka doğruları vardır.
-> Kendisini kurtarıcı sanan devlerin çıkardığı gürültüyü duymak istemiyorum artık!..
-> Eğitim öğrenciye saygıyla başlar. -Kalbime Girmeden Beynimde İşin Ne?-
-> Dışımıza çıkarmamıza izin verilmeyen, ağzımıza bir kilit vurularak içimize hapsedilen sesler içimizde büyüyor ve başta minik bir fısıltı halindeyken sonradan bir çığlığa dönüşüyor, haberin var mı?
-> Yenisi olmayan eskisine tutunur.
-> Dışarıdan sana bakan insanlar sana hayran ; sen kendi içinde kendini düşman.
-> Sen hiç başkasının senin için kurduğu hayallerin altında ezildin mi?
-> Türkiye’de insanlar otuz yaşında ölür,altmış yaşında gömülür.
-> Sorumluluktan kaçmak isteyen insanlar, şikayet bataklığının rahatlığına saplanırlar
-> Çiçekleri tanımayan bir bahçıvanın çok güzel çiçekler yetiştirip onlardan oluşan harika bir bahçe meydana getirmesi zordur . Öğrencilerini tanımayan bir öğretmenin de çok iyi öğrenciler yetiştirip onlardan oluşan harika bir okul meydana getirmesi zor hatta imkansızdır. -Sevgili Öğretmenim-
-> Bize duygularımızı bastırmamız öğretilmişti evvela.
-> Olumsuzluklar olmadan olumluların kıymetini bilemeyiz.
-> Diyorum ki; oraları görmeden etmeden, belki de bizzat oralarda yaşamadan sorunlara doğru çözümler gösterdiğini sanan, mangalda kül bırakmadan atıp tutan, eleştirmekten başka hiçbir üretimi olmayanları dolduracaksın otobüse, bir gece karanlığında Şırnak’tan Hakkari’ye, Batman’dan Siirt’e, Diyarbakır’dan Tunceli’ye götür ve bırak!..
-> Eğitim sistemimiz, genç yaşta yaşama sevincini yitirip kötü yollara düşürülen öğrencilerimizin faili meçhul katili olabilir mi?
-> Çocuklara sesinin tonunun yüksekliği ile değil, kalbindeki şefkatin duyarlılığı ile seslenin.
-> Dile getirilmeyen duygular asla kaybolmaz, ta ki çok daha zararlı bir biçimde yeniden ortaya çıkana dek bekler dururlar içimizde
-> En büyük düşman; yanlışlıklarımızı da alkışlayan dostlarımızdır.
-> Acaba öğretmenler çocukları ezmek, dövmek, ağlatmak için mi öğretmen olmuşlardı?
-> Kendinizi çok güzel yetiştirin evladım.Ben sizi karanlık tünellerin ucundaki unut ışıkları gibi görüyorum.Ben sizi çevrenizdeki insanları alıp muhteşem bir hayata götüren güçlü lokomotifler olarak görüyorum.
-> Bir tane olumsuz duygumuz onlarca olumlu duygumuzu mahvediyor.
Alişan Kapaklıkaya En Güzel Sözleri
-> Neyi elde etmek istiyorsan o zaten sende varmış gibi davran.
-> İletişimin en etkili noktası davranıştır ve kelimelerin önemi sınırlıdır, davranışa dökülmedikçe.
-> Mutsuzluğu kendine çok yakıştırdığı için mutlu da olamıyordu.
-> Dile getirilmeyen duygular hiçbir zaman kaybolmaz.
-> Dağların arasında sıkışıp kalmış bir köyde, yaşlı adamın dördüncü karısı olmak zorunda bırakılmış sahipsiz genç kadınla hasbıhâl etmeden kadın haklarından dem vurmanın bir anlamı olmuyor
-> Kıyafetleri farklı olduğu halde kucaklaşan insanlar, düşünceleri farklı olduğu için neden birbirlerinden uzaklaşıyorlar? Elbisesi, şapkası, saç modeli başkalarından farklı olsun diye çaba harcayan insan, fikirleri kendinden farklı olanlardan neden rahatsız oluyor ve onları kendine benzetmeye çalışıyor sence?
-> Rutin; insanın yaşama coşkusunu katleden sinsi bir katildir
-> Önemsenmek ne kadar güzel bir şeymiş..
-> Anne babanın sevgisi bir dağın altındaki maden gibidir çıkarılmayı bekleyen. Çıkmasa da değerlidir. Ancak çıkarılırsa daha iyi olur hiç şüphesiz.
-> Hedefinde belirli bir limanı olmayan gemiye, hiçbir rüzgâr yardım edemez. -Asla Vazgeçmedim-
-> Kendini kurtarıcı sanan devlerin çıkardığı gürültüyü artık duymak istemiyorum.
-> İki yıl önce Savaş Öğretmen tarafından bu tahtanın önünde öldürülen merakım, öğrenme hevesim, kendime güvenim, Melek Öğretmenin yüreğinden gelen sözleriyle, şefkatiyle ve sevgisiyle yeniden diriliyordu. İçinde hapsolduğum korku mezarının kapağı yeniden açılıyordu sanki. -Yüreğime Dokunan Eller-
-> Benim en büyük makamım; senin yüreğindir.
-> Bilgisizliğin hüküm sürdüğü yerlerde,insanları idare etmek çok kolaydı. Bilgisiz insan güçsüzdür, güçsüz insan da acımasız olur…
-> Dünyanın birçok yerinde çocuklar, savaştan, yoksulluktan, açlıktan, hastalıktan ölüyor. Yaşayanların da ölmüşlerden bir farkı kalmamış hayatta. Çünkü onların ruhları da çaresizlikten, sahipsizlikten, sevgisizlikten, egitimsizlikten ölmüş
-> . Kalp tenceremizde nefret pişerken dil kaşığımızda sevgi servisi yapılabilir mi? . -Kendimi Yaşamak İstiyorum-
-> Önemli olan yere bir kere serilmiş olman değil; bir daha ayağa kalkıp kalkamayacağındır…
-> Zaman geçtikçe elimizdeki sızı da geçiyordu ama yüreğimizdeki sızı ne zaman geçecek de bilmiyordum. -Yüreğime Dokunan Eller-
Alişan Kapaklıkaya Kitap Sözleri
-> Bakalım aynı şeyleri bir daha yazıyorlar mı?
-> Bir gün yine otobüste okula doğru gidiyorum.
-> Ezber; beynimizin en büyük katilidir
-> Kalbine girip içini sevgiyle ısıtmadığın bir insanın beynini eğitmezsin…
-> Herkesin gözüne tek tek bakıyorum ve her insanın gözünde farklı dünyalar görüyorum. -Kendimi Yaşamak İstiyorum-
-> Kitaplar bizim en iyi dostlarimizdir . Her kitap bize , duygularımıza, düşüncelerimize, kısaca kişiliğimize bir başka yönden ayna tutar. Biz sadece karşımızda duran aynaya baksak ancak yüzümüzü ve vücudumuzun ön tarafını görebiliriz . Dört yanımıza ayna koysak, o zaman vücudumuzun tamamını görebiliriz. Kitaplar da böyledir … Farklı alanlarla ilgili okuduğumuz her kitap bize kişiliğimizin bir yönünü gösterir . Güzel kitaplar bize bizi anlatır. -Sevgili Öğretmenim-
-> İyi çocuklar yetiştirmenin ilk şartı; iyi anne- baba olmaktır.
-> Kitap satırları arasında gezen gözlerin kötülük yapacağına inanmıyorum
-> Anladığım kadarıyla senin bugünün, yani şimdiki zamanın yok. Geçmişin ve geleceğin var. -Aramızda Kalsın-
-> Bir öğrenci de “Keşke ben bir okey taşı olsaydım Öğretmenim! Benim babam okey taşını okşadığı kadar benim saçlarımı okşamadı
-> Aydınlığa çıkmak için ışığa izin ver. Hatta o sana gelmeden sen ona git!
-> Senin yüreğinde de geçmişten kalan yaraların acısı var mı?
-> Anladım ki beynini çalıştırmak istediğimiz bir insanın önce yüreğine merhaba demek gerekiyormuş
-> Nasıl bir anne babaya sahip olduğumuz o kadar da önemli değil . Çünkü onları seçmek bizim elimizde değildi . Ama bizim nasıl bir anne baba olacağımız çok önemli . Çünkü bu seçim bizim elimizde. -Sevgili Öğretmenim-
-> Ne kadar zeki, ne kadar güçlü, ne kadar bilgili olursa olsun bir insan da olduğu yerde duruyorsa bir et yığınından başka bir şey değildir.
-> Ben bir çeşmesin Baba; sevgi çeşmesi. Ne güzel akıyordun! Yüreğindeki sevgi; ağzından, gözlerinden, sözlerinden ve yaptıklarından fışkırıyordu.
-> Uğruna hayatını harcadığın şeyin aslında boş olduğunu anlamaktan daha acı ne olabilir ki?
-> Tozlu bir köy yolunda yürümeden o köyün yetim ve öksüz çocukları için kalıcı bir şey yapılmıyor
-> Bir kadının sesini erkeklere duyurması haramdır.
-> İstanbul’da sırça köşklerde oturup boğaza nazır ultra lüks lokantalarda rakı içerek atılan nutuklarla yazılan makalelerle ülkemizin sorunları asla çözülmüyor
-> Teröristlerin kesebileceği yollardan geçmeden, o havayı zerre miktarınca koklamadan terörle mücadele yazılan yazmanın pek de bir faydası olmuyor
-> Sen bu keşkelere fazla takılmışsın.Sürekli olarak geçmişine dönüp keşke diyeceğine,geleceğini düşünüp belki demeyi denesene.Geçmiş geçti. Olanı değiştirebilir misin? Değiştiremezsin.Sen geçmişe bakıp keşkelerinle uğraşırken geleceğini düşünemezsin.
-> Ölüm bize güzellikleri öğretir; acıları değil.
-> Öldüğümüzde geriye bıraktıklarımızla anılacağız ve ne bıraktığımız ise kesinlikle kendi elimizdedir.
-> Yanlisliklarımızı da alkışlayan dostlarımızdır.
-> Bazı öğretmenler girdikleri gönüllerde kolay kolay unutulmayacak kara bir “is”bırakır bazılarıysa ömür boyu sevgi ile hatırlanacak güzel bir “iz” -Aramızda Kalsın-
-> Şimdi evlerde çocuk sayısı az, bir veya iki. Eşya çok. Peki, çocukların değeri var mı bilmiyorum?..
-> İnsanlar değişime karşı değildir; değiştirilmeye karşıdır.
-> Büyükleri onlara sevgisini göstermedi ki onlar size göstermeyi bilsinler. Senin babanın çocukluğunda babalar çocuklarıyla doğru dürüst konuşamazlardı bile. -Sevgi Bahçesinin Bahçıvanı-
Alişan Kapaklıkaya Sözleri Facebook
-> “Ben geçmişimle uğraşmaktan geleceğimi görememişim.” -Kendimi Yaşamak İstiyorum-
-> Belirsizlik insanın kafasını ne kadar da çok karıştırıyordu.
-> Yanlış üslup ,doğru sözün celladıdır… -Kendini Yeniden Başlat-
-> Durakta çok güzel bir kız var. Ben her şeyi unutmuş ağzım iki üç karış açık, dilim dışarıya çıkmış bir vaziyette kendisine bakıyorum. Birden imamın sözü geldi aklıma: “Bakma, gözlerin, cehennem ateşi…”
-> İnsanın dikkati nereye odaklıysa enerjisi oraya akar.
-> Tabiat, sırlarını bakmasına bilene açıklarmış.
-> Aynı anda bir çok yöne gitmek için çırpınırken aslında hiç bir yöne gidemediğini anla artık
-> Bilgisiz insan güçsüzdür, güçsüz insan da acımasız olur.
-> Anlamıştım ki; dünkü güneşle bugünkü çamaşırlar kurutulmuyor.
-> Ya kendimizi yenileriz ya da hayata yeniliriz.
-> Bilmek; merakı bitiren düşmandır, bildiğini zannetmek ise en büyük..
-> Kalpte açılan yaralar da iyileşir mi?
-> Bence mutluluk , birisinin mutluluğunun sebebi olmaktır ! -Sen Yanımda Ol Yeter-
-> Sevgi sendikaları nedense hiç kurulmuyor.
-> Birine olan öfkeni sürdürmek, ateşi kendi elinde tutup karşındakinin yanmasını beklemek gibi bir şeydir. Öfke, kin, nefret çok güçlü duygulardır. Bunlar karşıdakine değil, içinde barındıkları kişiye zarar verirler. Onun yaşamını cehenneme çevirirler.
-> Başarısızlıklar; başarının müjdecisidir.
-> Genellikle, kendi duygularımızla karşımızdakini etiketleriz.
-> Karanlığa sövmektense bir mum da sen yak!..
-> İnsan suya düştüğü için boğulmaz. İçine düştüğü sudan çıkamadığı için boğulur.
-> Eğer izin verirsen önce gözlerine dokunmak, sonra da yüreğine superguzelsozler.com misafir olmak istiyorum. -Sen Yanımda Ol Yeter-
-> İnsan, sahip çıkanı olmadığı zaman rüzgâra kapılmış kuru bir yaprak gibi sağa sola savruluyor.
-> Hiç boşuna uğraşma!Yüreğine merhaba demediğin,Kalbine girip içini sevgiyle ısıtmadığın bir insanın beynini eğitmezsin…
-> Sabah uyandığımızda üzerimizde hâlâ bir yük varsa Allah onu bizden almadığı için değil;biz onu bırakmadığımız içindir.