Alein Kentigerna Sözleri

Alein Kentigerna Sözleri Özlü
-> Uçurum uçurumu çağırır.
-> Kötü bir şaka gibiydi her şey.
-> Devlet varsa eşitlik ve adalet yoktur.
-> Sen hiç alınteriyle bir iş yaptın mı?…
-> Yüzyıllardır derin bir uykudaydı sanki…
-> Hatasını inkar eden, iki kere hata işler…
-> Hayatın boyunca yalnız kalmaya mecbursun…
-> Hayat çok zalimdi. Acımasızdı. Ve affı yoktu.
-> Hiçbir ateş vicdanın ateşinden yakıcı değildir.
-> Artık ait olduğun cehenneme gitme zamanın geldi!
-> Yaşamak için çok yaşlıyım ölmek içinse çok genç!
-> Şeytanın şansı iyilerin arasındayken daha fazladır.
-> Hayat, gizemli ve ucu bucağı görünmeyen bir denizdi.
-> Tanrı dünyayı sevgiyle yarattı, nefretle yok edecek!
-> Bazen, bir saliselik tereddüt insanın hayatına mal olur.
-> Hayat insanın uyumasına izin vermeyen bir kabus gibidir.
-> Beni öyle bir sev ki, öldüğünde yüreğin tabuta sığmasın…
-> Aşk kalbin zehridir. Öldürmez ama hayat boyu acı çektirir.
-> Sanki dünyanın tüm yorgunluğu omuzlarının üzerine binmişti.
-> Buradaki insanlar onun içini karartıyor, ruhunu çürütüyordu…
-> Bazı sırlar insanları birbirine bağlar, bazılarıysa öldürür.
-> Tanrı gerçekten de onları birbirine uygun görmüyor olmalıydı…
-> İnsanın gönlü umuda doyunca içinde başka açlıklar başlıyordu.
-> İnsan kendi derinliklerine yaklaştıkça Tanrı’dan uzaklaşırmış.
-> Ve tozlu anılarla dolu karanlık bir dünyaya doğru düşüp bayıldı…
-> Dünyaya iyilik dağıtmak için gelmiş, kanatsız bir melekti sanki.
-> Ve beni yaşayan bir ölü haline getirenlerden intikamımı alacağım…
-> Bazen, güçlü olmak değil, merhametli olmak gerçekten güçlü olmaktır.
-> İnsanlar, ellerindekinin kıymetini ancak onu kaybettiğinde anlıyordu.
-> Gerçekte sahip olduğunuzu sandığınız hiçbir şey size ait olmayabilir…
-> Kendi bedenini ve ruhunu da bu kadar kolay yenilebilmeyi çok isterdi.
-> Onu kendi mutluluğu için sevmişti.Sadece kendi mutluluğu için yaşamıştı..
-> Sanki gökkuşağının tüm renklerini yüzündeki sıcacık gülümsemede toplamıştı.
-> Yüreğindeki duyguların tekrar ateşlenmesi için belki de en uygunsuz zamandı…
-> Hiç sabah olmasına gerek yok. Senin güzelliğin güneşten daha aydınlık çünkü.
-> Günahlarını böyle güzel bir evde gizli tutarak unutabileceğini mi sanıyorsun?…
Alein Kentigerna Meşhur Sözleri
-> Her anımız mutlulukla dolu olsaydı, hatıralarımız da bu kadar kıymetli olmazdı.
-> Umut zenginler için sıradan bir ihtimaldi ama fakirler için ilahi bir mucizeydi…
-> İnanan insan güçlü insandır, aldığı kararları tek başına gerçekleştirebilmelidir.
-> Umut, zenginler için sıradan bir ihtimaldi ama fakirler için ilahi bir mucizeydi.
-> Doğruluk en büyük erdemdir. Tanrı, dürüst insanları kayırır ve onları ödüllendirir…
-> Hayatını başkaları uğruna mı feda edeceksin hep? Kendini düşün biraz. Geleceğini düşün.
-> Bir insanın kim olduğundan çok, başkalarına kendini nasıl hissettirdiği daha değerliydi.
-> Bir insan ne kadar küçük olursa olsun, annesinin soğuktan titreyerek öldüğünü unutamıyor…
-> Dünyada insanoğlunun eseri olan o kadar çok kötülük vardı ki, bunun için şeytana gerek yoktu.
-> Elinde senet, vicdanında kocaman bir delik ve önünde belirsiz bir yolla yapayalnız kalakaldı…
-> Uzun zamandır göğsünün zindanlarında unuttuğu suskun kalbinin tekrar titrediğini hissediyordu.
-> Her an öldürülecekmiş gibi korkuyorum. Bana yardım edin. Ne yapmam lazım? Benden ne istiyorlar?
Alein Kentigerna Kitap Sözleri
-> Babasıyla arasında ürkütücü bir mesafe vardı. Babası soğuk bir adamdı ama kötü bir adam değildi…
-> Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
-> Bernard, genç kızın ışıltıyla bakan mavi gözlerini daha fazla düşünürse aklını yitireceğinden korktu.
-> Sonra bir girdaba tutulmuş gibi başı korkunç bir hızla döndü. Ayaklarının altından zemin hızla kaydı.
-> Yaşam, uzun ve sıcak yaz gecelerinden sonra birden bastıran karanlık ve soğuk bir kışa dönüşebiliyordu.
-> Gerçekten, ölerek birbirimizden ayrılmayız, çünkü hepimiz aynı yolu kat ediyoruz ve aynı yerde buluşacağız…
-> Hayatında şu ana kadar sahip olamadığı bir şeyin eksikliğini hissediyordu ama bunun ne olduğunu anlamıyordu.
-> Mutluluk da bir uyuşturucudur! Bu yüzden esas amaç mutlu olmak değil, benliğini uyuşturmaktır.(Halüsinasyon)
-> İnsanların nabzını kanatma!Sen benimkini çok kanattın.Artık akacak kanım kalmadı.Ne de uğrunda atacak bir nabzım!…
-> Nereye gidersem gideyim, başıma ne gelirse gelsin, kalbim attığı sürece her zaman seni seveceğim! Duyuyor musun beni!
-> Hapsedilen bir ruh, sadece yalnızlaştırıp yozlaştırmakla kalmaz, sonunda kendisini herkese düşman bir canavara dönüştürür.
-> Yürek suçluları! Yani insanların dertlerini yürekleriyle dinlemeyen, paylaşmayan, onları yalnızlığa ve kedere iten insanlar.
-> Değiştirdiğini sandığın şey kaderin değildir, sadece zamandır… Ne mutluluğu ne de acıyı asla sonsuza kadar erteleyemezsin.
-> Onlarca uşağı veya hizmetçisi olmasını istemiyordu. Saçlarını taramak için birisine ihtiyacı varmış gibi davranmak istemiyordu.
-> Hayat şarap gibi değil ki yıllandikca tatlansin. Hayat bira gibidir, soğukken içersin. Ve en tatlı günahları yıllanmadan işlersin.
-> Bir insanı, bizim toplumumuzda, yanı başımızda doğup büyümüş masum bir çocuğu , nasıl bir etki acımasız bir katile dönüştürebilir?
-> Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Alein Kentigerna En Çok Beğenilen Sözleri
-> Dünyaya baktığında ne görüyorsun? Tek masum bile kötü insanlar nedeniyle hayatını kaybedebiliyorsa, gelecek umut verici değil demektir.
-> Hayat, hep aynı yatakta akan durgun bir nehir değildir. Hayatındaki değişimlere ayak uydurmalısın ve bunları olgunlukla karşılamalısın.
-> Dünyayı, uğrunda ölecek fikirleri olan insanlar değiştiriyor. Bir davası olan adamlar. Diri diri yanmaya gidecek kadar davasına sadık adamlar.
-> Bir insanın, annesinin kişiliği hakkında yorum yapamaması ne acı bir durumdu. Öz annesini hayatı boyunca başka insanlar tarafından dinlemiş olmak…
-> Onun için savaş, şerefli bir yoldu. Ama kolay hazmedilecek ve zaferle çıkılsa bile coşkuyla kutlama yapılacak bir şey değildi. İnsana gururdan çok, fazlasıyla acı ve kabus veriyordu…
-> Ömrün mevsimi birden değişebiliyordu. Yaşam, uzun ve sıcak yaz gecelerinden sonra birden bastıran karanlık ve soğuk bir kışa dönüşebiliyordu. Hayat, gizemli ve ucu bucağı görünmeyen bir denizdi.
-> İnsanın bu kısacık hayatta, sevdiği insanlarla superguzelsozler.com ve sevdiği şeylerle daha fazla vakit geçirmesi yerine, onu daha da mutsuz eden ve büyük acılar çektiren kavgaların içine atılması ne kadar saçmaydı.
-> Ruhundaki sıcaklığı, duygusallığı, kalın ve buzlu bir şişeye hapsetmişti ama gözlerindeki o derin ifade tıpanın ucundaki delik gibi, içindeki tüm yalnızlığı ve özlemi enfes bir esansla dışarıya kaçırıyordu…
-> Aşkları, körpecik dudaklarında filizlenip kanlanırken, karşılarında vuku bulan dehşet verici bu kanlı olay, adeta uygunsuz aşklarına bir son vermek için Tanrı tarafından onlara gösterilen ıstırap verici bir işaretti…
-> Hayat çok kısa ve manasız göründü gözüne. İnsanın bu kısacık hayatta, sevdiği insanlarla ve sevdiği şeylerle daha fazla vakit geçirmesi yerine, onu daha da mutsuz eden ve büyük acılar çektiren kavgaların içine atılması ne kadar saçmaydı…
-> İnsan bazen kontrolü bırakmalı. Birinin gerçek gücü, bu güçten vazgeçebilecek kadar kararlı olabilmesidir. Kontrol manyaklığının esaretinde yaşayan insanların gücü, kökleri çürük, gövdesi ise demir desteklerle ayakta durabilen bir ağaç gibidir.
-> İçinde garip bir duygu canlanmıştı. Yüreğinde rengarenk bir çiçeğin kokusunu duyuyordu. Uzun zamandır göğsünün zindanlarında unuttuğu suskun kalbinin tekrar titrediğini hissediyordu. Üzeri acı hatıralar ve kırıklıklarla örtülü, uzun zaman önce terk ettiği kalbi…
-> Bu dokunuşta büyüleyici bir şey vardı. En kötücül ve karamsar anlarda bile sihrini asla kaybetmeyen tılsımlı bir şey. Tanrı, Annabella’nın kulaklarını alırken ona bambaşka bir güç bahsetmiş olmalıydı. İnsanları anlayabilme ve onları yatıştırma gücü! Başka hiç kimsede olmayan bir güç…
-> Bu ülkede her yıl kaç milyon hayvanın kesildiğini bir düşünsene. Onların da canı var. Hatta bu dünyada bizden daha eskiler. Birkaç vejetaryen ve hayvan hakları savunucusu dışında, kimsenin umurunda değil. Peki, bir insan boğazlanınca neden bu kadar yaygara kopuyor? İnsanı hayvandan daha değerli yapan şey nedir? Zekâ mı? İnanç mı? Hangisi bir canlının hayatını öbüründen daha değerli kılar?
-> Asla sahip olamayacağın şeyler için mücadele etmemelisin. Yaşamını başka şeylere yönlendirmelisin. Yoksa hayatını mahvedersin. İnsana en büyük acıyı kabullenememesi verir. Yitirdiklerini kabullenmen, elde edemediklerini olgunlukla karşılaman gerekir. Hırsla, bencillikle, gururla hareket etmemelisin. Kendine karşı acımasız olmamalısın. Kendi iç sesini dinlemelisin her zaman. O yalan söylemez çünkü. Ne istediğini, neden istediğini bilmelisin.