Tezer Özlü Sözleri
Tezer Özlü’nün eserlerinde modernist ve varoluşçu temalar ön plandadır. Özlü, özellikle Albert Camus, Franz Kafka ve Virginia Woolf gibi yazarların etkisi altında kalmıştır. Özellikle Kafka’ya duyduğu hayranlık, eserlerinde ve kişisel yazılarında sıkça yer bulmuştur. Bu yazarların eserlerinde yer alan bireyin yabancılaşması, yaşamın anlamsızlığı ve ölüm korkusu gibi temalar, Özlü’nün kendi hayatına ve yazım tarzına da derinlemesine nüfuz etmiştir.
Yazar, Türkiye’de marjinal bir yazar olarak görülse de, eserleri zamanla geniş kitlelerce benimsenmiş ve birçok insan tarafından okunan bir yazar haline gelmiştir. “Çocukluğun Soğuk Geceleri” adlı eseri, Tezer Özlü’nün kişisel deneyimlerinden beslenen ve genç yaşta bir kadının hayata ve kendine dair hesaplaşmalarını anlatan bir otobiyografik romandır. Bu eser, yazarın ruhsal ve duygusal dünyasının kapılarını aralayan bir yapıya sahiptir ve Türkiye edebiyatında önemli bir yere sahiptir.
Tezer Özlü Kitap Alıntı Sözleri
-> Düşüncelerim beni boğuyor.
-> En çok ve en uzun sana inandım.
-> Aşk, insanın en büyük düşmanıdır.
-> Yaşamak, sadece var olmak değildir.
-> Her şey bir yanılsama, mutluluk bile.
-> Her gün biraz daha içime kapanıyorum.
-> Kendi içimde kaybolmuş bir ruhum var.
-> Yalnızlık, insanın en sadık dostudur.
-> Kendi içimdeki karanlıktan korkmuyorum.
-> Aşka inanmak, bir yanılgıya inanmak gibi.
-> Yaşamak, sürekli bir acı çekmekten ibaret.
-> İnsan, kendi yaralarını sarmaktan acizdir.
-> İnsan, sürekli bir arayış içinde kaybolur.
-> Mutluluğun en büyük düşmanı, onu aramaktır.
-> Hayat bağıra bağıra, susmayı öğretir insana.
-> Sonsuz yalnızlık, yaşamın kaçınılmaz gerçeği.
-> Kimseyle yaşlanmak istemiyorum, kendimle bile.
-> Kalbimdeki ağırlık, beni yavaş yavaş tüketiyor.
-> Sonsuz bir sessizlik içinde var olmayı öğrendim.
-> Ölmek isteğim yok. Yaşama isteğim olmadığı gibi.
-> Gözlerimdeki karanlık, içimdeki boşluğu yansıtır.
-> Kendimi bulmak, bir daha kaybetmekle sonuçlanıyor.
-> İnsanlar, sadece kendilerini kaybetmek için yaşar.
-> İnsanlar, sadece kendi yaralarını sarmaktan acizdir.
-> Yalnızlık bana hiçbir an eksilmeyen bir güç veriyor.
-> Her şeyin bir sonu var, ama bu son beni korkutmuyor.
-> Yaşam ne kadar acımasızsa, aşk o kadar kaçınılmazdır.
-> Gözlerimdeki hüzün, içimdeki yalnızlıktan besleniyor.
-> Hayatın çelişkileri içinde kaybolmadan var olamazsın.
-> Beni en çok yaralayan şey, insanlar değil; hayallerim.
-> İnsan arıyor. Avunmazlığını biriyle paylaşmak istiyor.
Tezer Özlü Kitap Alıntıları
-> Yaşam, sadece acının farklı yüzlerini görmekten ibaret.
-> Sözcüklerin tümü içimden çıkmadan bir an bile uyuyamam.
-> Kendi içimde bir yolculuğa çıktım, ama varacağım yer yok.
-> Yaşamak, sadece acının farklı yüzlerini görmekten ibaret.
-> Sanki güzel bir ölü gövdeyle öç almak istediğim insanlar var.
-> Her aşk bir yara bırakır, ama bu yaralar beni daha güçlü yapmıyor.
-> Aşk, insanı hem en yukarılara çıkarır hem de en derinlere batırır.
-> Düşmüş olduğumu ve daha fazla düşemeyeceğimi bilmek rahatlatıcıydı.
-> Bazen o büyük çığlığı içinizden atmalısınız, daha iyi yaşamak için.
-> Artık giderek dünya insanları bana birer fabrika ürünü gibi görünüyor.
-> Aşk acısı çekmedim hiç, çünkü dünyanın verdiği acı her zaman güçlüydü.
-> Nerde olmak istediğimi bilmiyorum. Belki de bu yüzden hiçbir yerdeyim.
-> Kimse kimseyi unutmuyor ama asla karşı tarafın istediği biçimde hatırlamıyor.
-> En yakın dostlarım romanların kahramanları gerisindeki yazarlar mı olmalıydı.
Tezer Özlü En Çok Paylaşılan Sözleri
-> Kendimi bulmak için çıktığım yolculuk, sadece daha fazla kaybolmama neden oldu.
-> Düşüncelerim beni deliliğe sürüklüyor, ama bu delilikten kurtulmak istemiyorum.
-> İnsanın kendi yükünü taşıması, diğerlerinin yükünü taşımasından daha rahatlatıcı.
-> Mutluluğun, insanın kendi kendisiyle hoşnut olmasıyla başlayacağını da bilmiyorum.
-> Dünyanın acısı olmasaydı, taze yeşil yapraklar üzerindeki güneş ışınlarının anlamı olmazdı.
-> Bazı kitaplar, gerçek yaşamdan daha duyarlı, daha büyük boyutlara götürüyor beni. (Kalanlar)
-> Yalnız yaşı olmayan ve dünyalarını kendi içlerinde taşıyan insanlara dayanabildiğimi görüyorum.
-> Mevsimler değişiyor bunlar vivaldi’nin dört mevsimleri gibi değil dinlendirici olamıyorlar hiç.
-> Artık gitmeyeceğim. Nereden geldiğim sorusunu yanıtlamak istemiyorum. Hiçbir yerden gelmiyorum. Kendimden başka.
-> Bütün günlerini içerek geçiren, gene de çalışabilen insanları hep kıskanırım. Belli ki sarhoşluk içinde yeryüzüne dayanmak daha kolay.
-> İnsan çoğu kez her şeyin son bulduğu duygusuna kapılıyor, oysa yaşamın sonsuzluğunu algılayabilmek için bile yeterli değil bir insan ömrü.
Tezer Özlü Aşk Sözleri
-> Tüm duyguların en güzeli duygusuzluk; öyle bir duygusuzluk ki, insanın tüm dünyayı ve tüm insanları kucaklayabileceği duygusuzluğun duygusu.
-> Onu sevmeyi bir tutku haline dönüştürüyorum. Bu sevgide tüm sevgilerim, sevebilme gücüm var. Gelecekteki sevgileri de yaşar gibiyim. Geçmiştekileri de.
-> Tek bir kelimeden binlerce anlam çıkardığım günler de oldu, yazılan uzun cümleleri görmezden geldiğim günler de. İnsanlara inanmaya çalışmaktan yoruldum.
-> Sakin ol. Öylece dur. Yaşamdan geç. Kentlerden geç. Sınırları aş. Gülüşlerden geç. Anlamsız konuşmaları dinle, galerileri gez, kahvelerde otur. Artık hiçbir yerdesin.
-> Ölüm düşüncesi izliyor beni. Gece gündüz kendimi superguzelsozler.com öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur, yaşanmasa da. Bir kaygı yalnız. Beni, kendimi öldürmeyi denemeye iten bir kaygı.
-> Sen günlere bir şeyler getirmedikçe, günler sana hiçbir şey getirmiyor. Boş bir caddede yürüme olanağı bile yok. Her köşe, her cadde öyle dolu, öyle dolu ve bu doluluk içinde öyle boş, öyle boş, öyle boş ki!
-> Yüreğimin atışlarını, gözümün algıladığı tüm görüntüleri yalnız onun çizdiği resimlerle, onun biçimlediği tümcelerle, onun bulduğu sözcüklerle birleştiriyorum. Nedir. Benliğimi bu denli onunla özdeştirmemin nedeni nedir.
-> Anlatamayacağım. Bu insanlar “Guguk Kuşu” filmini de, Napolyon’un yaşamöyküsü filmini de, limana yanaşan beyaz bir yolcu gemisini de, vitrinlerdeki yeni sonbahar giysilerini de aynı gözlerle seyredebiliyorlarsa, elimden ne gelir?
-> Beyin, düşünce kendini özgürleştiriyor, fırlıyor, bir roket gibi evrene, boşluğa, sonsuz boşluğa. Onunla birlikte gövde de. Ya da gövde kalıyor da , düşünce gövdeyi koparıp sonsuz boşluğa doğru uçmaya başlıyor. Acı veren bir şey bu. Çok acı veren. Ürküten. Hemde nasıl ürküten!
-> Canım işe gitmek istemiyor. Kitaplar beni hiç ilgilendirmiyor, canım hiç okumak istemiyor, ama birisi bana okusa, dinlerdim. Her şeyi konuşarak yapmak istiyorum. Konuşarak yazı yazmak, konuşanları dinlemek. Şu sıralar en çok sesleri seviyorum. En çok seslere ihtiyacım var. Müzik veya insan sesleri.