Albert Caraco Sözleri

Caraco, popüler bir yazar olmaktan ziyade, daha çok entelektüel çevrelerde ve edebiyat dünyasında ilgi görmüş bir düşünürdür. Eserleri, insanlığın zayıflıklarını ve geleceğini sorgulayan cesur bir bakış açısı sunar.

Caraco, yaşamı anlamsız, insanlığı ise kendi felaketine doğru ilerleyen bir varlık olarak görüyordu. Din Dinin insan üzerindeki baskısını eleştirirken, ahlak ve anlam arayışına bireysel bir yaklaşım getirdi.  Modern toplumun tüketim odaklı yapısını ve insanların bireysel özgürlüklerini kaybetmesini sert bir dille eleştirdi.

Albert Caraco Sözleri Özlü

Albert Caraco Sözleri Özlü

-> Tarih, sonsuz bir acı zinciridir.

-> Sevgi, geçici bir uyuşma halidir.

-> Korku, insanlığın ilk rehberidir.

-> Kaos, insanlığın gerçek düzenidir.

-> Her birey, toplumun bir kurbanıdır.

-> Hiçlik, insanlığın nihai durağıdır.

-> Korku, insanlığın ilk öğretmenidir.

-> Zaman, insanın en büyük düşmanıdır.

-> Modern dünya, ruhun yitimini kutlar.

-> Yıkım, insanın varoluşsal mirasıdır.

-> Yalnızlık, hakikatin tek yoldaşıdır.

-> Gelecek, yok oluşun bekleyen yüzüdür.

-> Dinler, korkunun şekil bulmuş halidir.

-> Savaş, insanlığın en kadim ibadetidir.

-> Her seçim, bir vazgeçişin trajedisidir.

-> Aşk, ölümlülüğün kısa bir unutuluşudur.

-> Hayat, sürekli bir vedalaşma sürecidir.

-> Mutluluk, cehaletin kısa bir zaferidir.

-> Gerçek özgürlük, yalnız ölümde bulunur.

-> İnsanlık, kendi cehennemini yaratmıştır.

-> İnsan, kendi yarattığı kaosun mahkûmudur.

-> İnsan, kendi hapishanesinin gardiyanıdır.

-> Hayat, baştan sona bir hayal kırıklığıdır.

-> Uygarlık, barbarlığın ince bir maskesidir.

-> Yaşam, çelişkilerle örülmüş bir bilmecedir.

-> Bencillik, insan doğasının değişmez özüdür.

-> Güzellik, çürümeye yazgılı bir illüzyondur.

-> Ölüm, tüm yaşamların nihai eşitleyicisidir.

-> İnanç, gerçeğe duyulan korkunun maskesidir.

-> İnsan, umut etmeyi bıraktığında özgürleşir.

-> İnsanoğlu, kendi yok oluşuna aşkla sarılır.

-> İhtiras, insanı mahveden en güçlü zehirdir.

-> Huzur, gerçeği görmezden gelmekle mümkündür.

-> Ruh, modern dünyada unutulmuş bir kavramdır.

-> Her doğum, yeni bir trajedinin başlangıcıdır.

-> Özgürlük, yalnız olmayı kabul etmekle başlar.

-> Sonsuzluk, insana uygun bir düşünce değildir.

Albert Caraco Meşhur Sözleri

-> Her yeni gün, yeni bir hayal kırıklığı taşır.

-> Tarih, galiplerin kaleme aldığı bir yalandır.

-> Hayatta anlam aramak, uçurumda ışık aramaktır.

-> Aklın sınırları, insanın trajedisini belirler.

-> Hayatta her şey, bir başka şeye kurban edilir.

-> Hayatta kalmak, başkalarını ezerek mümkün olur.

-> İnsan, doğanın gafletle yarattığı bir kusurdur.

-> Bilgi, acıyı artırmaktan başka bir işe yaramaz.

-> İnsan, doğanın en yanlış kararlarından biridir.

-> Tüketim, modern dünyanın yeni putperestliğidir.

-> Gerçek, insanların görmek istemediği bir yüzdür.

-> Doğa, insanı yaratırken kendine ihanet etmiştir.

-> Gerçek mutluluk, dünyadan vazgeçmekle mümkündür.

-> İlerleme, sadece daha büyük felaketlere yol açar.

-> İnsan, kendi gölgesinden kaçamayan bir varlıktır.

-> Savaşlar, insanın gerçek doğasını ortaya çıkarır.

-> Toplum, bireyi köleleştirmenin ustaca bir yoludur.

-> Dünya bir süre sonra yalnızca bir şantiye olacak. 

-> Özgürlük, hiçbir zaman tam anlamıyla var olmamıştır.

-> Adalet, güçlülerin zayıfları kontrol etme arzusudur.

-> Düşünmek, varoluşun dayanılmaz ağırlığını taşımaktır.

-> İnsan, yeryüzünün hem yaratıcı hem de yok edicisidir.

-> Umut, acıların hafiflemesini sağlayan bir yanılsamadır.

-> Sonsuzluk, sadece ölülerin anlayabileceği bir kavramdır.

-> İnsanlık, kendi yıkımına doğru ilerleyen bir paradokstur.

-> Hayat, kaçınılmaz bir ölümle sonuçlanan bir yanılsamadır.

-> Dinler, insanları susturmak için uydurulmuş hikayelerdir.

-> Teknoloji, insanın kendi sonunu hızlandıran bir silahtır.

-> İnsanlık, kendi elleriyle yazdığı felaketin içinde yaşar.

-> İnsan, tanrı olmasa da edebini takınabilir, takınmalı… 

Albert Caraco Kitap Alıntıları

-> İnsanın en büyük trajedisi, kendini anlamaya çalışmasıdır.

-> Zenginlik, fakirlerin sırtından yükselen bir kule gibidir.

-> Toplumlar, bireyin köleleştirilmesi üzerine inşa edilmiştir.

-> Hayatta kalmak, diğerlerinin ölümüne göz yummaktan ibarettir.

-> Toplumlar, bireylerin hayallerini yok etmek üzerine kuruludur.

-> Geleceği görmek, umutsuzluğu beslemekten başka bir şey değildir.

-> Kendini tanımayı reddeden insan, kendini feda etmeyi tercih eder.

-> Uygarlık, kaosu bir süreliğine ertelemekten başka bir şey değildir.

-> İnsan, kendi varlığını anlamlandırmaya çalışırken daha da kaybolur.

-> Ve Tanrıya İtaat ettiğimizi Sanırken Aslında İnsanlara İtaat ediyoruz.

-> İnsanın en büyük yalanı, kendini anlamlı bir varlık olarak görmesidir.

-> Bir insanın mutlu olması neyi kanıtlar? Mutluluk türe özgü bir durumdur.

-> İnsanın ölümsüzlük arayışı, kendini kandırmaktan başka bir şey değildir.

-> Erkekliğin bizi götürdüğü ve asla geri dönülmeyecek kâbustan bizi dişilik

-> Tekrarlanıp duran işlere koşturuyor ve doruklara yükselmekle övünüyoruz.    

-> Ölçüsüzlüğün elinde esiriz ve düşünüp taşınmadan sürekli binalar inşa ediyoruz.

-> İman, boş şeylerden biridir ve bu dünyanın doğası üzerine insanı aldatma sanatıdır.

-> kurtaracak, çünkü erkek, ölümün eşidir ve ölüm, erkeğin yoluna yordamına öncülük eder. 

-> Ölüme yürüyoruz, sığınacak bir yer bulma superguzelsozler.com umudumuz yok, deliyiz ve meczubuz, Tarih bizi bağışlamıyor.

-> Ölüm istenci yaşama coşkusuna öncülük ediyor ve hangisinin bize esin kaynağı olduğunu ayırt edemiyoruz. 

-> Tek kesinlik şudur: Ölüm, tek kelimeyle, her şeyin anlamıdır, insan ölüm karşısında sıradan bir şeydir yalnızca…

-> İnsanlar üç takıma ayrılır: Uyurgezerler, ki bunlar sürüyledir; aklı başında ve duyarlı olanlar. Uyurgezerler putperesttir. 

-> Sansürün egemen olduğu ülkelerde gerçekliği inkâr etmekten helak olunuyor; sansürün kalktığı ülkelerde herkes aklına geleni söylüyor.

-> Yalnızlık, ölümün okullarından biridir, çoğunluk asla bu okula giremez, bütünlük başka bir yerde elde edilemez, aynı zamanda yalnızlığın da ödülüdür bütünlük.

Albert Caraco Sözleri Facebook

-> Farklılık önemsiz gelebilir, çünkü yalan söylemek ile kendini yitirmek aynı anlama geliyor ve yalan söyleyenlerin de günün birinde kendini yitirenlere katılacakları varsayılır.

-> Uyurgezerler, ki bunlar sürüyledir; aklı başında ve duyarlı olanlar iki düzlemde yaşarlar ve kendilerinde neyin eksik olduğunu bilerek, hiç bulamadıkları şeyi aramaya çalışırlar.

-> Her birimiz tek başımıza ölüyoruz ve bütünüyle ölüyoruz; bu iki gerçeği çoğu kişi reddeder, çünkü çoğu insan yaşadığı süre boyunca uyuklar ve yok olacağı anda uyanmaktan çekinir. 

-> Her şey parçalanıp birbirinden ayrılıyor, edinilmiş kabul ettiğimiz kavramlar çözülüyor, büyük sarsıntının müjdesi geliyor ve babalarımızın kullandığı enstrümanları kırıyoruz hepimiz.

-> Dünya bir süre sonra yalnızca bir şantiye olacak. Burada, beyazkarıncalar gibi, milyarlarca  kör, uğultunun ve leş kokusunun içinde otomatlar gibi didinip duracaktır soluksuz kalana dek. 

-> Delilik artık elli katlı konutlarımızın altında kuluçkaya yatıyor. Deliliğin kökünü kazıma yönündeki aciliyetimize rağmen, yeni tanrı odur, ona bir tür ibadette bulunsak bile yatıştıramayız onu…

-> İnsanlar hem özgürdür hem bağlı, arzu ettiklerinden daha özgür, fark ettiklerinden daha bağlıdırlar, çünkü faniler kitlesi uyurgazerlerden ibarettir ve onların uykudan uyanması asla düzenin çıkarına değildir.

-> İçinde yaşadığımız cehennem, şehirlerimizin cehennemine karşılık geliyor. şehirlerimiz zihniyetlerimizin ölçüsü, ölüm istenci yasama coşkusuna öncülük ediyor ve hangisinin bize esin kaynağı olduğunu ayırt edemiyoruz.

-> Ölüme doğru gidiyoruz, tıpkı okun hedefe doğru gitmesi gibi, asla ıskalamayacağımız da kesin, ölüm bizim tek kesinliğimiz, tek gerçeğimiz, öleceğimizi daima biliyoruz, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, biçiminin bir önemi yok.

Albert Caraco Sözleri Uzun

-> Duaların ve büyülerin vakti geçti; başımıza ne gelirse gelsin ibadet vakti geçti. dinlerimiz artık hiç işimize yaramıyor, müminlerin de varlık nedeni kalmadı, çünkü dinler bize gerçekliğimizi yitirtiyor, müminlerse dünyayı tekrar düşünmeyecekler.

-> Biz felaketi es geçecek değiliz, felaket düzenin içinde ve biz de onun suç ortaklarıyız, felaketi reforma tercih ediyoruz, dünyayı yeniden düşünmektense kendimizi feda etmeyi tercih ediyoruz; bu dünyayı ancak harabelerin ortasında yeniden düşüneceğiz.

-> İnsanları birbirinden ayırt etmek gerekirse, insanlar üç takıma ayrılır: Uyurgezerler, ki bunlar sürüyledir; aklı başında ve duyarlı olanlar iki düzlemde yaşarlar ve kendilerinde neyin eksik olduğunu bilerek, hiç bulamadıkları şeyi aramaya çalışırlar.

-> Günün birinde, deli gibi uyanıp, bıkıp usanmadan birbirlerini boğazlamaya koyulacaklar. İçi ne gömüldüğümüz bu evrende delilik, yabancılaşmış  insanın, cinli insanın, imkanlarının  gerisinde kalmış ve eserlerinin kölesi  olmuş insanın kendiliğindenliğinin alacağı biçimdir.

-> Bizler, sözcüklerle yetinemeyenler, yok olmaya razıyız ve rıza göstermekte de haklıyız, doğmayı biz seçmedik ve bize verilmekten çok dayatılmış olan bu yaşama, kaygı ve acı dolu, neşesi sorunsallı ya da kötü bu yaşama hiçbir yerde katlanamadığımız için kendimizi mutlu addediyoruz.

-> Dünyayı ahlaksızlık kurtaracak; dinlenme ve gevşeme, her türden fedakarlığın reddi ve militan erdemlerin terk edilmesi, saygın olarak nitelediğimiz her şeyin küçümsenmesi ve uçarılığa rıza göstermek kurtaracak, erkekliğin bizi götürdüğü ve asla geri dönülmeyecek kâbustan bizi dişilik kurtaracak, çünkü erkek, ölümün eşidir ve ölüm, erkeğin yoluna yordamına öncülük eder.

-> Şehirlerimiz birer kabusa döndü, şehirliler termitlere benziyor artık, her inşa edilen şey iğrenç çirkinlikte, biz artık tapınaklar, saraylar ya da mezarlar, zafer alanları ya da amfiteatrlar inşa etmeyi bilmiyoruz. Her adımda gözümüze hakaret ediliyor, kulağımız sağıra çevriliyor ve koku duyumuz umutsuzluğa kapılıyor, yakında kendimize, düzen neye yarar diye sorar hale geleceğiz. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir