Alfred Adler Sözleri
Alfred Adler’in çalışmaları, modern psikoloji ve psikoterapi üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Özellikle eğitim psikolojisi, danışmanlık ve sosyal psikoloji alanında kullanılan birçok teori ve teknik onun fikirlerine dayanır. Adler’in bireylerin sosyal bağlarına ve toplumsal ilişkilerine yaptığı vurgu, psikoloji dünyasında insanın bütünsel bir şekilde ele alınmasına öncülük etmiştir.

Adler, 28 Mayıs 1937’de İskoçya’nın Aberdeen şehrinde bir konferans sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmiştir.
Alfred Adler En Güzel Sözleri
-> İnsanın kaderi ruhunda saklıdır.
-> Nihayet hepimizi de kadınlar eğitir.
-> Her insan, kendi kaderinin mimarıdır.
-> Kendi hayat hikayemizin yazarı biziz.
-> Problemler, büyümenin bir parçasıdır.
-> Her şeyi gerektiğinden çok ciddiye alma!
-> Her birey, kendi hikayesinin kahramanıdır.
-> Hayatın anlamı, başkalarına hizmet etmektir.
-> İhmâl, toplumsallık duygusunun bir eksiğidir.
-> İyi olanı istiyorum ama kötü olanı yapıyorum.
-> Mutluluk, başkalarına hizmet etmekle bulunur.
-> Hayatın zorlukları, büyümek için fırsatlardır.
-> Anneler başaramazsa tüm insanlık tehlikeye girer.
-> Hayatın her aşaması, yeni bir öğrenme fırsatıdır.
-> Yaşamda en büyük tehlike, fazlaca önlem almaktır.
-> İnsan ruhu, sürekli gelişim ve değişim halindedir.
-> Bir çocukla konuşmak sanattır, öğrenilmesi gerekir.
-> Başkalarına zarar veren, aslında kendine zarar verir.
-> İnsan doğasının özü, iş birliği yapma yeteneğindedir.
-> İnsan ruhunun gücü, aşamayacağı hiçbir zorluk yoktur.
-> Hayattaki en büyük tehlike çok fazla önlem almanızdır.
-> Korku, genellikle hedefe ulaşma cesaretinin eksikliğidir.
-> Sevgi ve empati, insan doğasının en temel ihtiyaçlarıdır.
-> İnsanların en büyük gücü, değişme ve gelişme kapasitesidir.
-> Deneyimlerinden bir türlü ders alamadığı görülür insanların.
-> Aşırı ilgiyle büyütülmüş çocuk, cesaretini kolay kaybedebilir.
-> Bağımsızlık, insanın kendi ayakları üzerinde durmasıyla başlar.
-> Bir insanın gülüşü onun karakteri hakkında bir çok bilgi verir.
-> Bütün davranışlar, bilinçli ya da bilinçsiz bir hedefe yöneliktir.
-> Kıskanç bir insanın yararlı olabileceği tek bir durum bile yoktur.
-> Prensipler uğruna savaşmak, onlara uygun yaşamaktan daha kolaydır.
-> Aşağılık duygusu, insanı ya başarılara ya da kaçışlara yönlendirir.
-> Bir kişinin ruh halini anlamak istiyorsanız, sosyal ilişkilerine bakın.
-> Üstünlük kompleksinin temelinde her zaman bir aşağılık kompleksi yatar.
Alfred Adler Kitap Alıntıları
-> Başkalarının iyiliği için bir şey yapmak, kendine yapılan bir iyiliktir.
-> Bir kişinin gerçek değeri, başkalarına ne kadar yardım ettiğine bağlıdır.
-> Bir insanın bireyselliği ve biricikliği neyi nasıl algıladığıyla belirlenir.
-> İnsanlar arasında sevgi ve empati bağları kurmadan, gerçek anlamda insan olunamaz.
-> Bir kişinin problemleri onun kişisel hikayesidir; bu hikaye çözülmeden huzur bulunmaz.
-> Herkesin bir yere ait olma ihtiyacı vardır; bu, insan doğasının temel bir özelliğidir.
-> Her büyük fikir, her sanat eseri varlığını insanlığın yorulmaz yapıcı ruhuna borçludur.
-> Bazı kimseler vardır ki, amaçları konusunda çoğunlukla, açık seçik bir fikirden yoksundur.
-> İnsan ancak içerisinde bulunduğu yaşam şartlarını kabul ettiği zaman mutluluğa ulaşabilir.
-> Oyun oynamaktan kaçan çocukların ruhsal gelişimlerinde her zaman bir aksaklık sözkonusudur.
-> Dikkat, ilgi duyulan bir nesnenin belirli bir amaçla ele geçirilmesini sağlayan bir araçtır.
-> İnsanların asıl korkusu, başarısızlıktan değil, sorumluluktan kaçarak kendini küçümsemektir.
-> Bir insanın karakterini can sıkıcı psikolojik çözümlemelerden çok, gülüşünden anlamak mümkündür.
Alfred Adler En Çok Paylaşılan Sözleri
-> Aptallık yalnızca zekâ düzeyinin alçak olması demek değil, aynı zamanda değişik bir düşünme biçimidir.
-> İnsan olmak, kendini yetersiz hissetmek ve üstün bir konumu ele geçirmek üzere çaba harcamak demektir.
-> Her ruhsal yaşamın başında az çok bir aşağılık Sözleri duygusunun yer aldığını kabul etmek gerekecektir.
-> Çocuğun aile çevresindeki bir kişiye göstereceği aşırı sevginin hiçbir zaman gözden kaçırılmaması gerekir.
-> Tüm yaşamımız, insanların birbirini karşılıklı etkileyebileceği varsayımına bağlı olarak akıp gitmektedir.
-> İki kişinin aynı şeyi yapması, aynı şey değildir; ama aynı şeyi yapmasalar da, yaptıkları aynı şey olabilir.
-> Sürekli güvenlik duygusu insanı, daha mükemmel bir gerçeğe ulaşmak için şimdi ki gerçeği aşmaya zorlamaktadır.
-> İnsan iradesi özgür değildir. İşin doğrusu, bir amaca bağlanır bağlanmaz insan iradesi özgürlüğünü yitirecektir.
-> Birçok kimsede korkuya yol açan neden, o kimsenin yanında bulunup kendisiyle ilgilenecek bir kişiye gereksinim duymasıdır.
Alfred Adler Aşk Sözleri
-> Ruhsal ilişkiler örgüsünden koparılıp alınmış bir tek ruhsal olaya dayanılarak insanı tanımak gibi bir işe kalkışılamaz.
-> Hayatta birçok kötü olayla karşılaşmış güçsüz çocukların hayal gücü üstün düzeydedir; böylesi çocuklar, düş kurup dururlar hep.
-> Yalnızca kötü olanı görmek ve suçlamak yetmez. İnsan kendine şu soruyu sormalıdır: ‘Bütün bunların düzelmesi için ben ne yaptım?’
-> Bir insanın devinimlerinin yöneldiği amaç, o insanın çocukken dış dünyadan aldığı izlenimlerin etkisi altında gelişip ortaya çıkar.
-> Kadınların erkeklerden daha az yetenekli olduğu savı bir masaldan, gerçekmiş izlenimi veren bir uydurmacadan başka nitelik taşımaz.
-> Her isteyiş, bir yetersizlik duygusuyla ilgilidir, insanda bir doyum, bir hoşnutluk, bir yeterlilik sağlama eğilim ve dürtüsünün doğmasına yol açar.
-> Sanrı, ruhsal gerilimin alabildiğine büyük boyutlara superguzelsozler.com ulaştığı, insanın amacından itilip uzaklaştırılacağı korkusuna kapıldığı durumlarda ortaya çıkmaktadır.
-> Bazen insanlar, kendini beğenmişlik ya da kibir sözcüğü yerine kulağa daha hoş gelen hırs sözcüğünü kullanarak kendilerini biraz temize çıkarmaya çalışırlar.
-> Örneğin moral gücünü yitirmiş pişirik bir ortamda büyüyen çocuklarda böyle bir durumla karşılaşırız; çevrenin aşırı kötümserliği kolaylıkla çevreden çocuğa geçer.
-> Bazı çocuklar aşırı derecede huysuzluğu kaçarak dikkati üzerlerine çekmek isterken, daha çok yada daha az kurnaz kimileri aşırı derecede uslu davranarak aynı amaca varmaya çalışırlar.
-> Bütün oyunlarda gelecek için hazırlık özelliği açığa vurur kendini. Örneğin çocuğun oyun karşısındaki tutumunda, oynayacağı oyunun seçiminde ve ona verdiği önemde bu durumu gözlemleyebiliriz.
-> Başkalarının yaşamına katkıda bulunma şeklinde en ufak bir niyet taşımaksızın kişiliğimizi bir boşluk içinde geliştirmemiz gerektiğini düşünürsek yalnızca emir vermekle yetinen antipatik biri oluruz.
-> Hayatın tek tek olayları bakımından sıklıkla gözlemlediğimiz bir şey var ki, o da bazı kimselerin yaşam konusunda kendilerinde varolan yeteneklerden haberlerinin bulunmayışı ve ilgili yetenekleri küçümsemeleridir.
Alfred Adler Sözleri Uzun
-> Kadınla erkek arasındaki uzlaşma ve dengenin karakteristik özelliği arkadaşlıktır. Kadın ve erkek arasındaki ilişkide karşı tarafı boyunduruk altına almak, tıpkı ulusların yaşamındaki gibi katlanılmaz nitelik taşır.
-> Henüz anlaşılmamış biçimde de olsa din’in de toplu yasama zorunluğundan doğduğu görülür; dinde kutsanmış toplu yaşam biçimleri, anlayıcı ve kavrayıcı düşüncenin yerine geçerek bireyler arasında bağlayıcı öğe rolünü oynar.
-> Kendilerini ezik durumda hissedenlerin yaşamın küçük bir kesitinden dışarı çıkamayanlar arasında yer alacağını, hayattan biraz yüz çevirmiş kişilerin yaşamın sorunlarını, yasama gereği gibi ayak uyduranlar kadar açık seçik göremeyeceğini söyleyebiliriz.
-> Hayatta kadınların nasıl ikinci derecede rol oynamakla yükümlü kılındığını gören bir kızın cesaretini yitirip, kendisini bekleyen işlere pek istenildiği gibi el atamayacağı, yaşamın karşısına çıkaracağı ödevlerden korkup soluğu kaçmakta alacağı doğal, bunun da kendisini ise yaramaz bir duruma sokacağı kuşkusuzdur.
-> Özetlersek diyebiliriz ki, düş, düşü görenin kafasının bir sorunla meşgul olduğunu, ayrıca bu sorun karşısında ne gibi bir tutum takındığını ortaya koyar. Düşte düşü görenin çevresine karşı tutumunu etkileyen toplumsallık duygusu ve güçlülük eğilimi gibi iki etken özellikle rol oynar, en azından bunların düşte hafiften ızlerini ele geçirmek mümkündür.
-> Kadının yetersizliğine ilişkin önyargı ve buna bağlı olarak erkeğin kendini beğenmişliği, her iki cinsiyet arasındaki uyumu sürekli bozarak inanılmayacak bir gerilimin doğmasına yol açar; ilgili gerilim, özellikle sevgi ilişkilerine de nüfuz ederek tüm mutluluk olanaklarını aralıksız tehdit altında tutar, hatta çok kez yok eder. Tüm aşk yaşamımızı zehirleyerek kurutup bir yangın yerine çevirir.
-> Toplumdan uzak kalmak isteyen biri için, örneğin hep kirli bir yaka ya da pejmürde bir ceketle toplum içinde görünmekten daha uygun ve daha etkili bir çare yoktur. Kendisini başkalarının dikkati, eleştirisi ve rekabetiyle yüzyüze getirecek bir işin başına geçmekten yakayı sıyırmada ya da sevgi ve evlilikten kaçma işinde, başkalarının karşısına bu şekilde çıkmaktan daha iyi ve mükemmel ne yardım edebilir kendisine?