Sigmund Freud Sözleri
Sigmund Freud, 6 Mayıs 1856’da Moravya’da (bugünkü Çekya) yer alan Freiberg şehrinde Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi, o daha küçük yaştayken Viyana’ya taşındı ve Freud, hayatının büyük bir bölümünü burada geçirdi. Küçük yaşlardan itibaren parlak bir öğrenci olarak tanınan Freud, özellikle bilim ve edebiyata ilgi duymaktaydı.

Freud, 1873’te Viyana Üniversitesi’nde tıp eğitimi almaya başladı. İlk başta nörolojiye yönelen Freud, beyin araştırmaları üzerine çalıştı ve Pierre Janet, Jean-Martin Charcot gibi dönemin önde gelen nörologlarıyla temas kurdu. Charcot’nun hipnoz ve histeri üzerine yaptığı çalışmalar, Freud’un zihinsel bozuklukların psikolojik kökenlerini araştırmasına ilham verdi.
Sigmund Freud Sözleri Kısa
-> Zihin bir açılan hikayedir.
-> Korku istekten daha güçlüdür.
-> Çocuklar ilgi aramaz, sevgi arar.
-> Her rüya bir dileği yerine getirir.
-> Deli, uyanıkken rüya gören kimsedir.
-> Deli, uyanık bir rüya gören kişidir.
-> Her insan gördüğü rüyanın tabiridir.
-> Din yaygın bir tür akıl hastalığıdır.
-> Doğaya her zaman bir ölüm borcun vardır.
-> Aşk ve iş beşeriyetimizin mihenk taşlarıdır.
-> Rüyalar dünden kalan artıklarla inşa edilir.
-> Olgunluk, hazzı erteleyebilme kabiliyetidir.
-> Nevroz, belirsizliği tolere edememe halidir.
-> İnsanın gelişmesi içeriden dışarıya doğrudur.
-> Rüyalar, arzularımızın gerçekleştirilmesidir.
-> Bir rüya bir isteğin gizlice gerçekleşmesidir.
-> İnsan, adeta protezli bir tanrıya dönüşmüştür.
-> Rüyalar, uykunun bekçisidir, bozguncusu değil.
-> İnsanlığımızın köşe taşları aşk ve çalışmadır.
-> Kendine tamamen dürüst olmak iyi bir egzersizdir.
-> Din, arzularımızın bir sistematik yanılsamasıdır.
-> Beklemeyi bilen kişi taviz vermek zorunda değildir.
-> Nevrotik bir kişi yaralı hayal gücünden muzdariptir.
-> İnsanın içgüdülerinin efendisi olmayı öğrenmesi gerekir.
-> Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe aktarılmasıdır.
-> Rüyalar en çılgın olduklarında bile en derin olabilirler.
-> Zihin bir buzdağı gibidir. Sadece 7’de 1’i su üstündedir.
-> Psikanalizin amacı, insanları geçmişlerinden kurtarmaktır.
-> Bir objeye duyulan sevgi, ona sahip olma isteğinden gelir.
-> Sevdiğimizde acıya karşı asla bu kadar savunmasız olmayız.
-> Sinirlenince ağlayan insanlar, daha içten ve güvenilirdir.
-> İstediğin şeyi elde edemiyorsan, elde ettiğini isteyeceksin.
-> Sevildiğinden emin olunca, insan ne kadar da cüretkar oluyor.
-> Tanrı, abartılmış bir baba figüründen başka bir şey değildir.
-> İnsanlar, zayıflıklarını başkalarına göstermekten kaçınırlar.
Sigmund Freud Sözleri Özlü
-> Koruyucu bir baba figürü arzusu Tanrı kavramında ortaya çıkar.
-> Saldırganlık eğilimi, insanda bağımsız, içgüdüsel bir eğilimdir.
-> Erkek sevdiği zaman arzu yoktur; arzuladığı zaman ise, aşk yoktur.
-> Bilinçsiz zihin, bilinçli zihin tarafından bilinmeyen şeyleri saklar.
-> Ölümü hayal etmeye çalıştığımızda kendimizi seyirci konumuna koyarız.
-> Bir hakareti bir taş yerine fırlatan ilk insan uygarlığın kurucusudur.
-> İnsanlar sizi eskisi gibi kullanamadıklarında değiştiğinizi söylerler.
-> Din toplumsal takıntımızdır takıntılarılarımız ise bireysel dinimizdir.
-> İsmini unuttuğunuz kişi hakkında muhakkak olumsuz bir düşünceniz vardır.
-> Çocukluk çağında baba korumasından daha güçlü bir ihtiyaç düşünemiyorum.
-> Tarih insanların daha evvel yapılmış hataları tekrar etmesinden ibarettir.
-> Beklemesini bilen bir insanın hiç bir şeyden taviz vermesine gerek yoktur.
-> İnsanlar gerçekten özgürlük istemez, çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir.
-> Nereye gidersem gideyim, bir şairin benden önce orada olduğunu fark ederim.
-> Söz ile sihir başlangıçta aynı şeylerdi. Kelimelerin sihirli güçleri vardır.
-> İnsanlığın hangi filizi köreltilmek istenmişse, o filiz daha gür büyümüştür.
-> Rüyalar, ‘bastırılmış isteklerin kılık değiştirerek gerçekleştiği’ yerlerdir.
-> Gerçek, bir insanın kendisinden ne kadar saklanırsa, o kadar acı verici olur.
Sigmund Freud Sözleri Anlamlı
-> Din bir yanılsamadır ve gücünü içgüdüsel arzularımızla uyumlu olmasından alır.
-> Ulaşamayacağın kadar sandığın kişiler, aslında eğilemeyeceğin kadar alçaktadır!
-> Hiç bir erkek birlikte olmak istemeyeceği bir kızla yakın arkadaş olmak istemez.
-> Medeniyetin kurucusu ilk defa mızrak atmak yerine küfür kullanmış olan insandır.
-> En ufak bir karar verirken bile muhakkak artılarını ve eksilerini dikkate alırım.
-> Bir çocuk sevilmediğini hissettiği sürece kendini değersiz ya da yetersiz hisseder.
-> Kendini öldürme arzusu, daha derinde; başkalarını öldürme arzusunun projeksiyonudur.
-> En gülünç olanı da, insanların sizi eskisi gibi kullanamadığında, değiştiğinizi söylemeleri.
-> Sözcükler büyülü bir güce sahiptir. En büyük mutluluğu ya da en derin kederi getirebilirler.
-> Güç ve güveni hep dışımda aradım. Ama bunlar insanın içinden gelir. Ve her zaman oradadırlar.
-> Psikiyatri, insanlara kanepede uzanırken kendi ayakları üzerinde durabilmeyi öğretme sanatıdır.
-> Bilinç, hayatın zalim gerçeklerine karşı iki temel savunma geliştirir: kaygılı gerçek ve inkar.
-> Duygular söz konusu olduğunda yüreğin ne diyorsa o ama bir şeyler yapacaksan aklın ne diyorsa o.
-> Din meseleleri söz konusu olduğunda, insanlar her türlü doğrulama eksikliğine tahammül edebilir.
-> Sayfamızda Friedrich Nietzsche Sözleri, Friedrich Nietzsche Alıntılar yer almaktadır. Neysen o ol
-> Bireyin özgürlüğü, medeniyetin bir armağanı değildir. Medeniyet yokken en büyük özgürlüğe sahipti.
-> Yaratıcı bir yazar, çocuk gibidir. Kendi fantezi dünyasını yaratır ve bu dünyayı çok ciddiye alır.
-> Düşünebilen herkesin insan olması, insan olan herkesin düşünebildiği manasına gelmiyor ne yazık ki.
-> Amerika insanlık tarihinin gördüğü en büyük deneydir. Ama korkarım bu deney başarıyla sonuçlanmayacak.
Sigmund Freud Kitap Alıntı Sözleri
-> Garip değil mi? Yüzüne gülecek kadar dost sandığın kişiler, aslında arkandan konuşacak kadar yüzsüzler.
-> Önemsiz bir konuda karar verirken, artıları ve eksileri değerlendirmeyi her zaman avantajlı bulmuşumdur.
-> Psikanalizin amacı, insanları nevrotik mutsuzluklarından kurtarıp normal mutsuzluklarına dönüştürmektir.
-> Hem psikolojik hem de biyolojik anlamda, insanlarda ne saf bir erkeksilik ne de saf bir kadınsılık vardır.
-> Dünya dönüp duruyor cancazım, bir de sen fır fır DÖNME, bir şeylerin sabit kalsın, erdem gibi, onur gibi…
-> Medeniyetteki ilerlemeler için ödediğimiz bedel, suçluluk duygusunun artmasıyla mutluluğun kaybedilmesidir.
-> Birine duyduğunuz sevgi ve sinir doğru orantılıdır. En çok sevdiğiniz insana, herkesten çok sinirlenirsiniz.
-> Çocuklar tamamen bencildir; ihtiyaçlarını yoğun bir şekilde hisseder ve acımasızca tatmin etmeye çalışırlar.
-> Psikiyatri, insanlara kanepelerde uzanıp yatarken kendi ayakları üzerinde durabilmelerini öğretme sanatıdır.
-> Garip değil mi? İnsan kötü bir şey yapacağını hissettiği zaman, mutlaka vicdanını susturacak bir sebep bulur.
-> Garip değil mi ? Birini işaret ederek suçlarken işaret parmağınız onu, diğer üç parmağınız ise sizi gösterir.
-> Bilgi hazinelerine ulaşabilen insanların sayısı ne kadar artarsa, dini inançlardan kopuş da o kadar yaygınlaşır.
-> Bil ki, önemli değildir kaç kez yenildiğin.. Çünkü asıl önemli olan, kaç yenilgiden sonra yeniden doğrulabildiğin.
-> Kadın ruhuna dair otuz yıllık araştırmalarıma rağmen hala cevaplayamadığım büyük soru şudur: ‘Bir kadın ne ister?’
Sigmund Freud Kitap Sözleri
-> Medeni toplum, insanın birbirine karşı bu temel düşmanlığı yüzünden sürekli dağılma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
-> Bir babanın ölümü, bir erkeğin hayatındaki en önemli olaydır; daha yürek parçalayıcı ve iç burkan bir kayıp yoktur.
-> Dil sürçmesi diye bir şey yoktur. Bilinç altında saklanan bir gerçeğin, bilinçsiz bir anda ağızdan çıkarılması vardır.
-> Para mutluluk getiremez; çünkü mutluluk çocukluk arzularının tatmin edilmesidir; para da bu arzuların nesnesi değildir.
-> Birinin yalan söylemesine kızmam da yalan söylerken yakalanacak kadar salak bir insanın beni kandırmaya çalışmasına kızarım.
-> Dinler, kendilerini sevgi ve merhamet dini olarak tanımlasalar dahi, onlara inanmayan insanlara karşı sert ve acımasızlardır.
-> Mutsuzluğu tatmadan, hep mutlu olmak istersin. Oysa nelerin seni mutsuz ettiğini bilmeden, nelerle mutlu olacağını bilemezsin.
-> Diğer insanlara karşı beslediği cinayet dürtüsünü kendi üzerine yöneltip intihar düşüncesine kapılmayan nevrotik kimse yoktur.
-> Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin; egonuzdan yüksek olduğunu gösterir.
-> Bilinçli zihin, güneş altında oynayan ve kaynağı olan bilinçaltındaki büyük yeraltı havuzuna geri dönen bir çeşmeye benzetilebilir.
-> Büyük bir kısmını tatminsiz bırakan ve onları isyana sürükleyen bir medeniyetin kalıcı bir varoluş beklentisi ne vardır ne de buna layıktır.
-> Masum rüyalar, kuzu postuna bürünmüş birer kurttur. Bunları çözümlemeye kalkıştığımızda göründüklerinin tam tersi gibi oldukları ortaya çıkar.
-> Her insan bilir ki, kendisinde öyle gönülden başkalarına açıklayamayacağı ya da açıklamaya hiç mi hiç yanaşmayacağı kimi şeyler bulunmaktadır.
-> İnanarak bekleyişin en somut örneği, bugün bile gözlerimizin önünde tıbbın katkısı olmadan gerçekleştiğini gördüğümüz mucizevi iyileşmelerdir.
-> Otuz yılımı kadın psikolojisini incelemeye superguzelsozler.com ayırmama karşın hala şu büyük sorunun yanıtını bulamadım: peki ama şu kadınlar gerçekten ne istiyorlar?
-> Her zaman aklının rehberliğine güven karmakarışık iç dünyanın dışa vurumu olan duyguların seni yanıltabilir ama farkındalık ve iç görüyle yoğrulmuş aklın ise seni yanıltmaz.
-> Köpekler dostlarını sever, düşmanlarını ısırırlar. Bu açıdan insanlara hiç benzemezler. Saf sevgi yeteneğinden yoksun insanlar daima sevgiyle nefreti birbirine karıştırırlar.
-> Eğer bir adam herhangi bir dini öğretinin öne sürdüğü tüm saçmalıkları sorgulamaksızın kabul ediyor ve hatta bunlar arasındaki çelişkileri görmezden geliyorsa, o zaman bu adamın zekasından şüphe edebiliriz.
-> Duygusal hayatım için yakın bir dost ve nefret edilen bir düşman her zaman için vazgeçilmez oldu; bunları tekrar tekrar yaratmayı başardım ve sık sık, çocukluk idealimde olduğu gibi, dost ve düşman aynı kişide birleşti.
-> Öte yandan biz, yaşayan varlığın kendisiyle değil, içindeki güçlerle ilgilendik ve sonuç olarak biri yaşamı ölüme doğru götüren, diğeri de yaşamı sürekli yineleyen ve sürdüren cinsel olmak üzere iki içgüdü bulmaya yöneldik.
-> Nevrotik kişiler hastalıklarından sürekli şikayet edip dururlar; ancak, hastalıklarının tadını çıkartmaktan da geri kalmazlar. Hadi gelin sizi bu hastalıktan kurtaralım denildiğinde ise, tıpkı dişi bir aslanın yavrusunu koruduğu gibi, kendilerini korurlar.
-> Cinsel eğilimlerin temeli hazdır. İnsan sevince aptallaşır. Aşk yoktur, libido vardır. Bir objeye duyulan sevgi, ona sahip olma isteğinden gelir. Hiçbir erkek birlikte olmak istemeyeceği bir kızla yakın arkadaş olmak istemez. İnsan mutlu olmak ister; bu yüzden berbat haldedir.
-> Genel olarak konuşacak olursak uygarlığımız içgüdülerin baskılanması üzerine inşa edilmiştir. Her birey sahip olduklarının bir kesiminden her şeye gücü yeterlik duygusunun bir kesiminden ya da kişiliğindeki saldırgan veya öç alıcı eğilimlerinden vazgeçmiştir. Bu katkılardan uygarlığın ortak malvarlığı maddi ve düşünsel zenginlik olarak gelişmiştir.
-> Zamanın akışı içinde insanlık, bilimin ellerinden gelen darbelerle iki kez, naif özsevgisinin incinmesinin acısını yaşamak zorunda kalmıştır: birincisi, dünyanın merkezi olmadığını, akıl almaz büyüklükte bir dünyalar sistemi içinde sadece bir nokta olduğunu anladığında.. İkincisi, biyolojik araştırmalar özel yaratılmışlık ayrıcalığını elinden alıp söykütüğünü hayvanlar alemine düşürdüğünde.