Douglas Adams Sözleri

Douglas Adams, 1952’de İngiltere’de doğmuş ve 2001’de hayatını kaybetmiş olan İngiliz yazar ve senaristtir. En çok, mizahi bilim kurgu klasiği haline gelen “Otostopçunun Galaksi Rehberi” serisiyle tanınır. Edebiyat hayatına BBC’de başlamış, “Doctor Who” dizisi için de senaryolar yazmıştır. Eserlerinde zekice mizah, felsefi göndermeler ve absürt olaylar öne çıkar.

Douglas Adams Sözleri Özlü

Aynı zamanda teknolojiye büyük ilgi duymuş, dijital çağın öncülerinden biri olmuştur. Ölümünden sonra her yıl 25 Mayıs “Havlu Günü” olarak anılır. Adams, mizahı derin düşüncelerle birleştiren özgün bir yazardır.

Douglas Adams Sözleri Özlü

-> Adamın birinin sadece değişiklik olsun diye, insanlara iyi davranmanın ne kadar hoş olabileceğini söylediği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık olarak ikibin yıl sonra, bir Perşembe günü, Rickmosworth’da küçük bir kafede yalnız başına oturan bir kız, birdenbire bütün bu zaman içinde ters giden şeyin ne olduğunu kavrayıverdi. Artık kız dünyanın nasıl iyi ve mutlu bir yer haline getirilebileceğini biliyordu. Bu kez doğruydu, bu çözüm işleyecek ve kimsenin bir yerlere çivilenmesi gerekmeyecekti.

-> Her şeyin başında evren yaratıldı. Bu birçok insanı kızdırdı ve çoğu zaman kötü bir adım olarak görüldü.

-> En tehlikeli insanlar her şeyi anladıklarını zannedenlerdir.

-> Evrenin anlamı, çoğu zaman sabah kahvenizde gizlidir.

-> Eğer biri evrenin ne kadar büyük ve karmaşık olduğunu anlarsa, anında kaybolur.

-> Birinin verdiği tavsiyenin kalitesini anlamak için, o kişinin yaşamına bakmak gerekir.

-> Mantık harikadır, ama bazen hiçbir işe yaramaz.

-> Hayat, bir havluyla baş edilebilecek kadar saçmadır.

-> Bazı insanlar sonsuzlukla yüzleşmektense bir otobüse binmeyi tercih eder.

-> Bütün bu din işlerini oldukça ilginç buluyorum. Ama zeki insanların bunu ciddiye almaları da beni şaşırtıyor. 

-> Düşünmemeye çalıştığı şeyin ne olduğunu keşke bilebilseydi. 

-> İnsanlar evrende yalnız değiller, sadece yalnız hissediyorlar.

-> Bir kitap yazmamak inanılmaz zaman alıyor.  

-> Gerçeklik, reklam arasında geçen o garip boşluktur.

-> Evrenin en karmaşık sorusu: Çay neden hâlâ olmaz?

-> Eski sevgiliye geri dönmek, sonunu bildiğin bir kitabı yeniden okumak gibidir. 

-> Başkalarının deneyimlerinden öğrenmek gibi eşsiz bir beceriye sahip olan insan, bunu yapma konusundaki gönülsüzlüğüyle de benzersizdir.

-> Ben az konuşurum , Sen çok anla. 

-> Düşünmek, birçok insan için çok tehlikeli bir alışkanlıktır.

-> Bir kitap yazmamak inanılmaz zaman alıyor.

-> Yol haritaları yanılabilir, özellikle de galaksiler arası olanlar.

-> Gerçek şu ki, insanlar zannettiklerinden çok daha gariptir.

-> Galaksinin Batı Sarmal Kolu’nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, kabaca 148 milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkte, küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hala çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler.

-> Bir çay demleyemeyen uygarlık evrime direnmektedir.

-> Bir şey olacaksa, olacaktır. Herhangi bir şey, ortaya çıkarken bir başka şeyi ortaya çıkarıyorsa bir başka şeyin ortaya çıkmasına neden oluyor demektir. O şey her ne ise, olurken, kendi kendisinin yeniden ortaya çıkmasına sebep oluyorsa, tekrar olacaktır. Bununla birlikte, kronolojik bir sıra izlenmesi şart değildir.

-> Hayat, evren ve her şey hakkında nihai cevap: 42.

-> Öğretmen genellikle öğrencilerden daha çok şey öğrenir. Bu doğru değil mi?

-> Evren gülünçtür; ciddi olan biziz.

-> Hiçbir şey planlandığı gibi gitmez, hatta evren bile.

-> Bana kimse yaşamak isteyip istemediğimi sormadı. O halde kimse bana nasıl yaşamam gerektiğini söyleyemez. 

-> Anlatmak istediğim çok şey, konuşmak istediğim tek kişi var. 

-> Oteldeki dükkânda sadece iki düzgün kitap vardı ve ikisini de ben yazmıştım.

-> Her şey olabilecekken neden hiçbir şey olmuyor?

-> Fazla abartmayın. Çünkü yerlere göklere sığdıramadığınız aşk,  Bir gün bir hoşçakala sığacak. 

-> Bazı insanlar yaşamak için düşünür, bazıları ise düşünmekten yaşayamıyor.

-> Yolculuk etmek, varmaktan daha iyidir.

-> Bazen tek gereken şey bir sorudur, cevap zaten kafamızın içindedir.

-> Bedava psikolog bulursam, depresyona girmeyi düşünüyorum. 

-> Evren tuhaf, ama mantıklı olmaya çalışmak onu daha da garipleştiriyor.

-> Eğer insanoğlu dudaklarını çalıştırmaya devam etmezse, beyni çalışmaya başlar. 

-> Zaman nedir? İnsanı kahvaltıya geç bırakan bir illüzyon.

-> Olayların her zaman göründüğü gibi olmadığı önemli ve yaygın bir gerçektir. Örneğin Yerküre gezegeninde, insanoğlu başardığı onca şeye dayanarak – tekerlek, New York, savaşlar vs.- her zaman yunuslardan daha zeki olduğunu varsaymıştır ve bütün bunlar gerçekleşirken yunusların tek yaptığı suda oradan oraya atlayarak eğlenmek olmuştu. Ama öte yandan yunuslar da her zaman insanoğlundan çok daha zeki olduklarına inanmıştı – hem de tam olarak aynı nedenler yüzünden

-> İnsanlık tarihi, anlamlı cevaplar arayan sorularla doludur.

-> Hayat beklenmedik bir şeydir; genellikle kahkahayla karşılanması gerekir.

-> Dünyadaki hiçbir dilin ‘bir havaalanı kadar güzel’ betimlemesini yaratmaması bir tesadüf değildir. Havaalanları çirkindir. Bazıları çok çirkindir. Bazıları o kadar çirkindir ki o derecede çirkinliği elde etmek için çok büyük bir çabanın harcandığı bellidir.

-> Ben tanrıya inanmayan biri değilim. Ben tanrının olmadığını bilen biriyim… 

-> Ucube, başkalarıyla telefondan bahsetmek için telefonu kullanandır.

-> Evrenin var oluşu. Çok insanı kızdırdı ve kötü bir adam olarak görüldü.  

-> Sonsuzluk düşündüğünüzden de daha uzundur. Özellikle sona doğru.

-> Bir şeyi anlamanın ilk adımı onu dinlemektir. Çoğu insan bunu atlar.

-> Mizah, sonsuz karanlıkta yanan bir yıldız gibidir.

-> Bazı şeyler açıklanamaz, sadece havlunu al ve devam et.

-> Gitmek istediğim yere gitmemiş olabilirim, ama olmam gereken yere ulaştığımı düşünüyorum.

-> Her zaman anlam aramak, bazen anlamı kaçırmaktır.

-> Dost gibi görünen yalakalar, farklı olmaya çalışan basit insanlar, arkamızdan kurulan oyunlar. Kural hep aynı; gül ve geç!

-> Hatalar insanidir, ama gerçekten saçmalamak için bilgisayar gerekir.

-> İyi bir mizah, gerçeğin maskesidir.

-> Zekâ, garip yerlere götürür ama genellikle eve döndürmez.

-> Evrenin sonunda bile bir barda bir şeyler içebiliyor olmak çok rahatlatıcı.

-> Her şeyin mümkün olduğu bir dünyada hiçbir şey şaşırtıcı değildir.

-> Zeka, karşısındakinin ne kadar saçmaladığını fark edebilme yetisidir.

-> Hayat, kötü bir yazılım gibi çökmeye meyillidir.

-> Bilgisayarlar aptal değildir, sadece çok mantıklıdır.

-> Mekanik sorunlar çoğu zaman felsefi sorunlara dönüşür.

-> Eğer bir gün biri çıkıp da evrenin hangi nedenle ve niçin burada var olduğunu keşfederse, Evrenin birdenbire yok olacağını ve yerini çok superguzelsozler.com daha garip ve anlaşılmaz bir şeyin alacağını öne süren bir kuram vardır. —– Bir başka kuramsa bunun zaten gerçekleştiğini ileri sürer

-> Öğretmen genellikle öğrencilerden daha çok şey öğrenir. 

-> Dünya zararsızdır… ya da öyleydi, ta ki insanlar gelene kadar.

-> Mini etek, mini beyinleri tahrik eder. 

-> İyi bir kitap, evrenden daha anlamlı olabilir.

-> Gerçeklik çoğu zaman bir yazım hatası gibidir.

-> Her şey mümkünse, hiçbir şey şaşırtıcı değildir.

-> Hiçbir şey sonsuz değildir, ama evren buna çok yakındır.

-> Son teslim tarihlerini çok seviyorum. Yanımdan geçerken çıkardıkları ‘vuşş’ sesi çok hoşuma gidiyor.

-> Yıldızlararası seyahat kolaydır, eğer nereye gittiğini bilmiyorsan.

-> Sorular önemlidir. Cevaplar sık sık geçicidir.

-> Bir şeyi gerçekten anlamak istiyorsan, en iyi yol, onu bir başkasına anlatmak. 

-> Dikkat ettiysen hayattaki en güzel şeyler ya kanun dışı, ya ahlak dışı, ya da şişmanlatıcıdır. 

-> İyi bir soru, bin cevaptan değerlidir.

-> Kestirme yollar, bazı insanların A noktasından B noktasına çok hızlı bir şekilde gitmesini, bu sırada başka insanların da B noktasından A noktasına çok hızlı bir şekilde varmasını sağlayan buluşlardır. Tam ortada bir nokta olan C noktasında yaşayan insanlarsa sık sık şunu merak ederlerdi: A noktasında ne var ki bunca insan B noktasından oraya gitmek için can atıyor ve B noktasında ne var ki A noktasından oraya gitmek için can atıyor? Çoğu kez insanların hangi lanet olası yerde olmak istediklerine kesin bir karar verip bu duruma son vermelerini dilerdi.

-> Anlam, beklenmedik bir anda karşımıza çıkar; genelde kahkahayla.

-> Cevap 42’dir, ama soru neydi?

-> Mizah, aklın savunma mekanizmasıdır.

-> Normalin ne olduğuna emin olur olmaz, normale dönüyor olacağız nasılsa…

-> Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı – daha doğrusu eskiden vardı- : Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. Bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kâğıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. Bu tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kâğıt parçaları değildi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir