Charles Baudelaire Sözleri
Charles Baudelaire (1821-1867), Fransız şair, denemeci ve sanat eleştirmenidir. Modern şiirin öncülerinden biri olarak kabul edilir ve en önemli eseri “Kötülük Çiçekleri”dir. Şiirlerinde melankoli, ölüm, aşk ve yozlaşma gibi temaları işlemiş, modern hayatın çelişkilerini yansıtmıştır.

Edgar Allan Poe’nun eserlerini Fransızcaya çevirerek onun Avrupa’da tanınmasını sağlamıştır. Sanat eleştirileriyle de dönemin estetik anlayışına yön vermiştir. Hayatı boyunca sansür ve davalarla mücadele etmiş, ancak edebiyat dünyasında büyük bir etki bırakmıştır. Sembolizm ve modern şiiri şekillendiren isimlerden biri olarak kabul edilir.
Charles Baudelaire Sözleri Özlü
-> Şiir, duyuların en saf müziğidir.
-> Düşlemek, yaşamak kadar gerçektir.
-> Hüzün, ruhun en derin melodisidir.
-> Hayat, acıyla işlenmiş bir şiirdir.
-> Acı çekmek, büyüklüğe açılan kapıdır.
-> Uyuyuversem! Benim neyime yaşamak.
-> Her aşk, kendi içinde bir trajedidir.
-> Düşlerimiz, gerçeğin en saf yansımasıdır.
-> Sanat, ruhun sonsuzluğa açılan kapısıdır.
-> Dünya bir çöl ve insanlar susuz yolcular.
-> Bir şair, yalnızca hissettiği kadar yaşar.
-> Aşk, bir yıkımdır; fakat en güzel enkazdır.
-> Bir insanın en derin korkusu, unutulmaktır.
-> Ruhun en büyük açlığı, anlaşılma arzusudur.
-> Nefret o kalpten bu geniş ve karanlık boşluğa.
-> Her büyük ruh, kendi içinde bir cehennem taşır.
-> İnsan, ancak sonsuzu arzuladığı sürece büyüktür.
-> Düşünceyle oluşan şey maddeden daha canlıdır.
-> Her gülüş bir maskedir, her sessizlik bir çığlık.
-> Bir kadın sevildiğini hissettiği sürece güzeldir.
-> Güzellik, her zaman garip olanın içinde saklıdır.
-> Melankoli, incelikli ruhların en asil duygusudur.
-> Bir yığın küçük sevinçtir mutluluğu oluşturan.
-> Aşkın en yüce hali, kendini tamamen unutabilmektir.
-> İnsan, ne kadar derine bakarsa o kadar çok acı çeker.
-> Gece, yalnız kalmayı seven ruhlar için bir cennettir.
-> En güzel aşk, sonsuz bir melankolinin içinde saklıdır.
-> Gerçek dostluk, iki yalnız ruhun birbirini anlamasıdır.
-> Her gerçek sanatçı, dünyaya sürgün edilmiş bir kraldır.
-> Her nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi gelir.
-> Mutluluk gelip evime yerleşti de ben onu tanıyamadım.
-> Gerçek sanat, ruhun derinliklerinden gelen bir çığlıktır.
-> Yalnızlık, güçlü ruhların seçimi, zayıf ruhların kaderidir.
-> Bazen bir kelime, bir ömürlük sessizlikten daha anlamlıdır.
-> İnsan ruhu, sürekli kaçmak ve yakalanmak arasındaki bir savaştır.
-> Yalnızlık, en büyük özgürlüktür ama aynı zamanda en ağır zincirdir.
-> Hayat bir tiyatrodur, herkes rolünü oynar ama kimse senaryoyu yazmaz.
-> Şeytanın en iyi hilesi, seni kendisinin mevcut olmadığına ikna etmesidir.
-> Bu yaşam her hastası yatak değiştirme saplantısına kapılmış bir hastanedir.
-> Kötülük zahmetsizce işlenir, iyilik ise daima bir çeşit sanat ürünüdür.
-> Sarhoş olun! Şarapla, şiirle ya da erdemle; nasıl isterseniz ama sarhoş olun!
-> Bugün herkes hükmetme sevdasına tutulduğu için kimse kendini yönetmeyi bilmiyor.
-> Ölüm düşüncesi ben de hep yaşam düşüncesiyle birlikte oldu. Yaşamdan acıyla tat aldım.
-> Başlamaya cesaret edilemeyen iş dışında hiçbir iş uzun değildir. İş böyle kabusa dönüşür.
-> Her insanda, her zaman, eşzamanlı iki eğilim vardır; biri tanrı’ya, öteki şeytan’a doğru.
-> Bir hayli dinler gördük, andıran bizimkini, Hepsi merdiven kurmuş, göklere tırmanıyor.
-> Bazı insanlar ışığı sever, bazıları ise gölgeyi. Ama sanat, her ikisini de içinde barındırır.
-> Evrensel bir dehşet ve tiksinti uyandırdığım zaman, işte o zaman yalnızlığı ele geçirmiş olacağım.
-> Soyutlamanın dışında herhangi bir şeye yönelen heyecan bir zayıflık ve hastalık belirtisidir.
-> Hayat, bir kitap gibidir; kimi insanlar sadece sayfaları çevirir, kimileri ise her kelimesini okur.
-> Cinayet üzerine çok görkemli imparatorluklar, yalan dolan üzerine çok soylu dinler kurulabilir.
-> Gerçek kahramanlık, hayatın her anında, her türlü kötülüğe ve acıya rağmen, ruhunu ve zarafetini koruyabilmektir.
-> Anlaşmak böylesine güçtür işte, düşünceler böylesine birleşmez şeylerdir, sevgili meleğim, sevişenler arasında bile.
-> Hiçbir zaman, hiçbir yerde rahat edemem, her zaman da bulunduğum yerden başka bir yerde daha iyi olacağımı sanırım.
-> Ne kötü şeydir öğretmenlerini değerlendirip yargılayabilen ve onlardan üstün olduğunun farkında olan bir çocuk olmak!
-> Zamanın inim inim inletilen köleleri olmamak için sarhoş olun durmamacasına! Şarapla, şiirle ya da erdemle, nasıl isterseniz.
-> Gençliğim bir karanlık fırtına oldu, bir kaç yerinde parlak güneşler açan; öyle harap çıktım ki bu fırtınadan, bahçemde kızarmış tek tük meyve kaldı.
-> Bir sanatçı ancak iki niteliğini hiç bir biçimde göz ardı etmiyorsa sanatçıdır. Bu iki nitelik , aynı anda hem kendisi hem de bir başkası olabilme gücüdür.
-> Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık; akşam olsa diyordun, işte oldu akşam, siyah örtülere sardı şehri karanlık; kimine huzur iner gökten, kimine gam.
-> Her hastanın yatak değiştirme tutkusuna kapıldığı bir hastanedir bu yaşam. Kimi soba karşısında çekmek ister acısını, kimi pencere kıyısında iyileşeceğini sanır. Bana gelince, hep bulunmadığım yerde rahat edeceğimi sanırım.