Cezmi Ersöz Sözleri
Cezmi Ersöz, 1959 yılında İstanbul’da doğan bir yazar ve gazetecidir. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra gazetecilik yapmaya başladı. Yazılarında aşk, yalnızlık, yabancılaşma, toplum eleştirisi ve bireyin iç dünyasına dair konuları işledi. Melankolik ve samimi üslubuyla geniş bir okuyucu kitlesine ulaştı.

Deneme, roman ve şiir türlerinde eserler verdi. Bireyin toplumsal sıkışmışlığını ve varoluşsal kaygılarını ele alırken aşk ve duyguların derinliğine de değindi. “Yine Seni Seveceğim”, “Son Yüzyılın Aşkları”, “Hayat Seni Çok Seviyorum”, “Bana Türkçe Bir Ekmek Ver” ve “Şizofren Aşka Mektup” gibi eserleriyle tanınır. İçten anlatımı ve sorgulayıcı bakış açısıyla edebiyat dünyasında kendine özgü bir yer edinmiştir.
Cezmi Ersöz Sözleri Anlamlı
-> Adına aşk koyduğun o büyük boşluğa ben koca bir hayat sığdırdım.
-> Sen de ben de biliyorduk, bazı insanlar istese de güzelleşemiyor. Bazı insanlar istese de çirkinleşemiyordu.
-> Biliyorum, konuşucak birşeyimiz yok ama yinede gözlerini al gel elindeki yarayı,..suskunluğunu, acemiliğini beni biri severse inanmam seni biri severse utanırsın bilmediğin bir hastalığa acımak gibi bile olsa gel biliyorum konuşucak bir şeyimiz yok ama ızdırabim sende, mutlaka alda gel.
-> Korkuyu beklemenin telaşı, korkunun kendisinden çok daha ürkütücü biliyor musun? İşte bu yüzden, sensizliğin karanlık kuyusuna kendi ellerimle bırakıyorum kaderimi. Korkuyu beklemekten vazgeçiyorum ama asla seni sevmekten değil, sevgili!…
-> Senelerdir seni biriktiriyorum içimde.
-> Dokunaklı bir filmin sonu gibiydi hayatımız.
-> Hiçbir yerde gözyaşı izi yok, çünkü hiçbir şey insanı ağlatacak kadar etkilemiyor artık.
-> İnsan bir an geçmişe yenik düşmeye görsün, kırılgansa en dibe kadar gider ve kimse korumaz, tutmaz onu, o düştüğü yerde.
-> Ve şimdi asıl olmam gereken yerde, hayata başladığım yerde, kalbindeyim.
-> Ölüme kadar, sana olan aşkımı bir sır gibi saklayıp, bu aşka o derin merhametinle bağlandığın için sana minnettarım. Çok yalnızım ve seni çok özlüyorum…
-> Aşk, unutulmuş bir sanat gibi, ağırbaşlı bir çileyle öğreniliyor şimdi.
Cezmi Ersöz Kitap Alıntı Sözleri
-> Yalnızım. Bunca acı tek bir söze nasıl sığabiliyordu?
-> Madem varlığım acı vermiyor sana, madem ki ancak yokluğumda sevgimi hissedebiliyorsun; öyleyse yokluğumla kal, sevgili.
-> Yanağımdaki gamzeden haberin yokmuş. Hiç güldürmedin ki yüzümü!
-> Yaşanan hiçbir acı, hiçbir güzellik, hiçbir anlam kaybolmaz. Yazı olur, şiir olur, anı olur kağıtlara dökülür.
-> Bazen aşk gider. Ve sen yıllardır içinde yaşadığın yürekten, valizler dolusu anılarla kendi yalnızlığına taşınırsın.!
-> Kimi sevsem hiç olmadığı kadar yalnızlaşırdı.. Kimi sevsem bütün o yanlış hayatım gizlendiği yerden çıkıp gelirdi.. Kimi anlamaya çalışsam hayatımın boşluğu çarpardı yüzüme.. Kime elimi uzatsam o unutulmuş ömrümle karşılaşırdım.
-> Kaybedecek hiçbir şeyim yokken nasıl biri olacağımı merak ediyordum.
-> Başım önde bu aralar. Suçlu olduğumdan değil ! Görülmeye değer hiçbirşey kalmadığından.
-> Ne zaman aşkın adı geçse, sen gelirsin aklıma.
-> Olmayan bir sevgiliyi inatla beklemek; utandırmaktır aşkı.
-> Boş yere arama mutluluğu, aradığın yerde olmayacak. Bulunca ise tadını çıkar, çünkü hep sende kalmayacak.
-> Öyle çok yaşattım ki seni içimde, işte yıllar sonra sana dönüştüm.
-> Başlattığım her savaşta ilk ben ölüyorum.
-> Sadece senin aramanı bekliyorum… Sen ararsan, dünya buzlarından arınacak ve hiç olmadığı kadar canlanacak. Sen ararsan, dünya bütün kimsesiz ve kanayan çocuklarıyla birlikte soluk alıp verecek… Sen ararsan… Sen ararsan…
-> Bir insan hiç bir şeydir, ancak hiçbir şey de bir insan değildir.
-> Kendin olmak, başkalarına ait zamanlarda, sürüklenmemek için odandan dışarıya çıkmaman gerekir. Çıktığın andan itibaren sen yoksundur artık.
Cezmi Ersöz Aşk Sözleri
-> Nasıl da unuttuk, kimsesiz odalarda, işte vaktidir kendimizden kopmanın, dediğimiz o sonsuzluk anlarının bizi herkesten ayırdığını..
-> Madem oyun oynuyorduk. Hazır sen bu kadar kaptırmışken rolüne kendini. Perdeler kapanmadan son bir kez, hayran bıraksaydın beni kendine. Öyle ki bende alkışlarla uğurlasaydım seni..
-> Hayalleri azalınca insan daha çabuk yaşlanır.
-> Senin için bir şey yapamayışıma, seni bu dünyada yapayalnız, kimsesiz bırakışıma ağlıyorum. Senin için gerçeklik yok, bu hayat, bu hayatın kuralları yok.
-> İnsan sevince, uçurum kenarında dolaşıyor. Ama büyük yaşıyor sevgili.
-> Sen artık bir başkasının sevgilisisin. Yalnızca bu cümleyi kurmamak için bile ölmek isterdim.
-> Gözlerindeki ışık bana umut ve cesaret veriyor. Seni tanımak, seni anlamak, seni bilmek, seni sevmek istiyorum!.
-> Hayatı senin gibi görmeyenlere anlatsan dinlemezler, dinleseler inanmazlar.
-> Masallar çocukken uyuyana kadar, büyüyünce uyanana kadarmış.
-> Oysa seni bir dine bağlanır gibi değil, kendi özgürlüğümü sever gibi seviyorum.
-> Yara açıktır ve hep içerlere işler. Hayatı senin gibi görmeyenlere anlatsan dinlemezler. Dinleseler inanmazlar. Biz böyle görmüyoruz senin ruhun hasta derler. Kendin gibi birini bulana kadar hastasındır.
-> Susarsan en büyük hedefsindir.
Cezmi Ersöz Sözleri Tumblr
-> Senin sana rağmen bir yüzün var herkesin ilk aşkına benzeyen beklemek kadar acı, anlamak zor nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi yok karşılığı yüzünün Senin sana rağmen bir yüzün var herkesin ilk aşkına benzeyen yaklaştıkça imkansız uçurumlar nedensiz hayatların o büyük acısı gibi yok karşılığı yüzünün
-> Sevgili, öyle yanlış bir yerde ki bu dünya, ben seni en çok karanlıkta kaldığım zamanlar özlüyordum.
-> Sevmek, insanın çok yakın hissettiği birinde kendisine merhamet duymasıydı.
-> Sana veda etmeden kayboluşa karışmam da aslında sadece bunun için. Madem varlığım acı vermiyor sana, mademki ancak yokluğumda sevgimi hissedebiliyorsun; öyleyse yokluğumla kal, sevgili!…
-> Birini derinden koklamak, eski bir sevgiliye teslim olmaktır.
-> Herkesin diline dolanmış mutlu bitmeli aşklar diye. Aşk’i dilinize doladınız madem, peki bitmeli niye?
-> Biliyor musun, her şey o kadar üstüme geliyor ki yıllardır hayal bile kuramıyorum.
-> Bir annenin karşılıksız şefkatiyle dinlerdim, tek söz etmeden. Sarardım yaralarını.
-> Ya, son umudu sensen, o rüyasını görüp geleceğini umduğumuz aydınlık dünyanın!
-> Sen benim için kırk yılda bir gibisin; öyle eksik, öyle hazin.
-> Öyle tutkuluydun ki hayata başlarken… Şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni… Aradaki o büyük boşluğun adı, Aşk olsa gerek…
-> Sen yoksun; bu yüzden artık yalnızlığım bana düşman.
-> Sözcüklerle değil, sevdamızla konuşalım. Anlatalım her şeyi. Sonra söz bitsin. Ölüme kadar yalnızca susalım !
-> Bütün felsefe kitapları ?kendin olma’yı telkin eder. Ancak aydının trajedisi tam da bu noktada her an biraz daha yabancılaştığının farkına varmaktır.
-> Tıpkı istanbul gibiydin; sana dokunmak, sana kapılmak, sana tapmak superguzelsozler.com yenilgiyi daha baştan kabul etmekti.
-> Eski bir kadınsın sen, aşkı öğretmek için tekrar tekrar dirilen.
-> Toplum büyük bir medya manipülasyonu altında yaşayan, değerler skalası iyice küçülmüş, giderek yok olmuş, kimliksizliğin had safhada yaşandığı, en ilkel ihtiyaçları barınma, beslenme, giyinme dışında bir insani faaliyeti olmayan bir yapı tarzıdır.
-> Yokluğun, elinin, kökünün, soluğunun değdiği herşeyi dünyanın en değerli hazinesi gibi saklayan, bu yarı deli, bu hayattan kopuk ruhum. Kapat gözlerini ve bana bak. Ben diye ne varsa gördüğün, işte o senin yokluğun.
-> Mademki yokluğumla daha mutlusun, O halde yokluk, benim bu aşk için büründüğüm son kimlik olsun…
-> Ve o da benim gibi eğilip çıkarsın yarasını gizlediği yerden ve o da üstlensin bütün suçları. Tıpkı benim gibi yapsın o da, Onu gören yarasını görsün önce. Çünkü o artık benim içimde gizli bir yerde değil, çok açıkta. Artık yüzümde olacak o yara.
-> Öyle bir yaşa geldim ki neye dokunsam, sonsuz bir gözyaşı, neye dokunsam, sonsuz birikmiş yaşama özlemi.
Cezmi Ersöz Sözleri Facebook
-> Geriye dönüp sığınacak bir kendim kalmadı.
-> Neden kaçıyorsun? Neden bu aşkı sonsuzluğa, özgürlüğe, daha önce hiç yaşamadığın sınırsızlığa bir kapı olarak görmüyorsun?
-> İnsan sadece ve tek bir insana mı vermeliydi bütün sevgisini.
-> İyi kalpli günahkarları aydınlatan bir gece lambası gibisin. Kendi yangınına aşık.
-> Geç de olsa anlamıştım… Benim için hiçbir şey senden eski değildi…
-> Sevgimden tanıdın beni.
-> Gözlerimde hiç görmediğim bir yaşam sevinci, kim o? De yeter, kimsen olmaya geldim.
-> Seni unuturum diye yaşamaya başladığım her aşkı, ben yine seninle aldattım.
-> Çaresiz, yenik insanlar için sabahın oluşu kadar acı verici bir şey yoktur.
-> Aşk, iki yalnız insanın bir yanlışlık oluşturması için birleşmesi demektir.
-> Yalnızlıktan,dışlanmaktan,olduğumuz gibi görünmekten delice korkuyoruz.
-> Öyle bir tutkuluydun ki hayata başlarken. şimdiyse küçücük bir çiçek teselli ediyor seni. aradaki o büyük boşluğun adı, aşk olsa gerek.