Cassandra Clare Sözleri

Cassandra Clare, 27 Temmuz 1973 doğumlu Amerikalı bir yazardır. Asıl adı Judith Rumelt’tir. Genç yetişkin edebiyatında fantastik romanlarıyla tanınır. En ünlü eseri, dünya çapında büyük bir okur kitlesine ulaşan Ölümcül Oyuncaklar serisidir.

Cassandra Clare Sözleri Anlamlı

Çocukluk yıllarını farklı ülkelerde, özellikle İsviçre, İngiltere ve Fransa’da geçirmiştir. Sürekli seyahat eden bir ailede büyüdüğü için kitaplara olan ilgisi küçük yaşlarda başlamıştır. Üniversite eğitiminin ardından bir süre gazetecilik yapmış, ancak daha sonra tamamen yazarlığa yönelmiştir. Yazın hayatına Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi gibi popüler serilere yazdığı hayran kurgularıyla başlamıştır.

2007’de yayımlanan City of Bones (Kemikler Şehri), onun edebiyat dünyasındaki büyük çıkışını sağlamıştır. Bu kitap, altı kitaptan oluşan Ölümcül Oyuncaklar serisinin ilk romanıdır. Seri, gölge avcıları, iblisler, büyücüler ve diğer doğaüstü varlıklarla dolu bir evrende geçer ve Clary Fray’in maceralarını konu alır. Clare, bu evreni daha da genişleterek Cehennem Makineleri, Karanlık Sanatlar ve Son Saatler gibi yeni seriler kaleme almıştır.

Cassandra Clare Sözleri Anlamlı

-> Adalet, herkes için aynı değildir; çünkü herkesin acısı farklıdır.

-> Kırık bir kalp, içindeki ışığı tamamen söndürebilir ama onu yeniden yakmak senin elinde.

-> ‘Her biri konuştu büyük bir kibirle Ve gönlünün en aziz kardeşine hakaretle… Ayrıldılar ki bir daha hiç görüşmemecesine!’ (Mekanik Prens)

-> Güç, yalnızca kullanabilenlerin elinde gerçekten değerlidir.

-> Savaşı kazanmayı sağlayan bir silah değildir, silahı kullanan Nefilim’dir. (Gölge Avcısı’nın El Kitabı)

-> Bazı yollar yalnız yürünmek zorundadır.

-> Herkes sevdiğini öldürür, Bu böyle biline, kimi bir bakışla yapar Kimi iltifatkar kelimelerle. Korkak, bir öpücükle öldürür, Cesur olansa kılıcının darbesiyle. – Oscar Wilde, Reading Zindanı Baladı (Mekanik Melek)

-> Bazen bir insanın en büyük zayıflığı, en büyük gücüdür.

-> Merkez , bin yıldır ayakta oldukları için büyülerin sonsuza dek ayakta kalacağını inanıyor ama Roma da öyleydi, barbarlar gelene kadar. Her şey birgün çöker.

-> Her nereye gidersen, geleceğim; Öldüğün yerde ölecek ve orada gömüleceğim: İzin versin buna Meleğim ve fazlasına ölüm bizi ayırana dek —Parabatai andı (Gölge Avcısı’nın El Kitabı)

-> Aşk bazen dünyayı kurtaramaz ama insanı ayakta tutar.

-> Onunla olamam… Ve onunla olmadığım sürece nerede olduğumun hiç bir önemi yok

-> Gerçek güç, fiziksel olanda değil, zihinsel ve duygusal olanda yatar.

-> Hayaletler, geçmişin içinde yaşayan anılardır.

-> Geçmişi değiştiremezsin ama geleceği şekillendirebilirsin.

-> Ayrıntılara takılmasak? dedi Magnus. Sorun şu ki… Pardon, adınız neydi? Goblin burnunu çekti. İlla öğrenmek istiyorsan, Kethryllianalæmacisii. Sahi mi? Pekala, Keth… Size Keth diyebilir miyim? Hayır. (Kayıp Ak Kitap)

-> En büyük savaş, kendi içindeki şeytanlarla verdiğin savaştır.

-> Dostluk, bazen aşktan bile daha büyük bir bağdır.

-> Karanlığa düşmek bazen kaçınılmazdır ama içindeki ışığı kaybetmek senin seçimin olur.

-> Hadi yarın bisikletle Robin Ridge’e gidelim. Hep beraber mi? Eli’ın kaşlarının arasındaki çizgi göründü. Eh, tabii, dedi. Sen ve ben. Hep beraber. (Yazdan Geriye Kalanlar)

-> Bazı insanlar, dünyayı değiştirmek için doğar; bazılarıysa sadece izlemek için.

-> Christopher looked terribly alarmed. Oh, what ho, tears, he said helplessly. (Chain of Iron)

-> Herkesin bir hikayesi vardır, fakat bazıları anlatılmaya değmez.

-> Aşk ve savaşta her şey mübahtır ama her şey affedilmez.

-> İhanet, en çok sevdiklerinden geldiğinde daha çok acıtır.

-> Kimse gerçekleri sahiplenemez, diye mırıldandı Cristina. Onlar asla değişmez. (Hava ve Karanlık Kraliçesi)

-> Aşk, en büyük lanet mi yoksa en büyük lütuf mu, bunu zaman gösterir.

-> İnsan, kaybettiklerinden ders almazsa, asla büyüyemez.

-> Güzelliğin solmadığı, hiçbir şeyin eskiyip çürümediği, neşenin bilgelik ve zamanın sonsuz bir şarkı olduğu yerde seni öpüyorum ve dünya yitip gidiyor. -William Butler (Chain of Gold)

-> Gerçek aşk, her şeyin ötesinde var olmaya devam edendir.

-> Birine kalbini verirken, onu parçalanmaya açık hale getirirsin.

-> İki dünya arasında hayat bir yıldız gibi parlar Gece ve yas ufkun sınırında bekler Kim olduğunu insan ne kadar geç anlar Kim olabileceğini ne kadar geç çözer – Lord Byron (Mekanik Melek)

-> İnsan sevdiği için savaşır, nefret ettiği için değil.

-> İnsan, en büyük savaşı kendi kalbinde verir.

-> Bir insanın gücünü ölçmek istiyorsan, kaybettiklerine nasıl dayandığına bak.

-> Bir sırrı bilmek, onu saklamaktan daha zordur.

-> Bazen en büyük fedakârlık, sevdiğin birini özgür bırakmaktır.

-> İnsanlar yalan söyler, ama gözleri asla aldatmaz.

-> Bir insanı gerçekten tanımak istiyorsan, nelerden vazgeçebileceğini gör.

-> Düşmanını hafife almak, savaşta yapacağın en büyük hatadır.

-> Özgürce hizmet ederiz çünkü özgürce severiz bizim elimizdedir sevmek ya da sevmemek ya batarız ya da çıkarız.

-> Gölgeni kabullenmediğin sürece ışığını tam anlamıyla göremezsin.

-> Karanlık, insanın içindeki en derin korkularla yüzleştiği yerdir.

-> Özgürlük, yalnızca ona ulaşmaya cesaret edenlerindir.

-> Kelimeler, en tehlikeli silahlardır. Bir kez söylendiklerinde, geri dönüşü yoktur.

-> Bir sırrı saklamanın en iyi yolu, kimseye güvenmemektir.

-> Bazı gerçekler öğrenilmemesi gereken sırlar gibi saklanır.

-> Zayıf olanlar intikam alır, güçlü olanlar affeder, en güçlü olanlar ise umursamaz.

-> Aşkın en tehlikeli yanı, insanı kör etmesidir.

-> Sonsuzluk içinde bir an bile bazen her şeyden daha değerlidir.

-> Kader, insanın yaptığı seçimlerin toplamıdır.

-> İnsan, en çok korkularından kaçarken kendisini kaybeder.

-> Bir dost, seni asla tehlikeye atmaz. (Bronz Anahtar)

-> Cesaret, korkusuz olmak değil, korkuya rağmen hareket edebilmektir.

-> Sana kimse değer vermezse gerçekten var olabilir misin? (Mekanik Prens)

-> Hatırladığınızda size acı veren her şeyi silemezdiniz …

-> Kahramanlar her zaman kazanan kişiler olmak zorunda değildirler. Bazen kaybedenlerdir de. Ama savaşmaya devam ederler, geri dönerler. Pes etmezler. Onları kahraman yapanda budur işte.

-> Beklenmedik olaylar beklenmedik tedbirler gerektirir.

-> İnsanı en çok, en sevdiği şey yok edebilir.

-> Aile üyeleri sarmaşıklar gibi sıkıca bağlıdır. Ve bazen, sarmaşıklar gibi, öldürecek kadar sıkıca bağlanırlar. (Küller Şehri)

-> Kıymetli bir şey kaybedip de onu tekrar superguzelsozler.com bulduğunuzda, genelde bıraktığınız gibi bulmama ihtimaliniz çok yüksektir.

-> Sevgiyle savaşmak, nefretten daha güçlü bir silahtır.

-> Karanlık bazen yalnızca gölgelerde saklanmaz, kalbin içinde de bulunur.

-> Sessizliğin kendisi adamdan bir dalga gibi akıyordu sanki, mürekkep gibi yoğun ve simsiyah.

-> Ya, gerçeği söylediğim için onu kaybedersem? Ya, sakladığın için kaybedersen? (Kırmızı Büyü Yazmaları)

-> Bu oğlanlara bir borcum var. Bu borcu da bir sonraki Makaris nesline zarar gelmemesini sağlayarak ödeyeceğim. Ben yaşlı bir kadınım ve büyük kayıplar yaşadım fakat ölmeden önce ikinizin de güvende olduğunuzdan emin olmak istiyorum. Callum ve Aaron, siz daha iyi bir gelecek ümidimsiniz. (Bronz Anahtar)

-> Bazı savaşlar kazanılmak için değil, verilmek için vardır.

-> Affetmek bazen en büyük intikamdır.

-> Bir insanın kim olduğunu anlamak istiyorsan, onun en büyük korkularına bak.

-> Öyle büyük bir kaybın çığlığıydı ki söyleyecek tek kelime yoktu. Tepenizde ki gökyüzünün, ciğerlerinizdeki havanın sonsuza dek elinizden alındığı, kelimelerle kifayetsiz bir yakarıştı bu.

-> Çoğu kimse üzüldüğünde veya korktuğunda değil hayal kırıklığına uğradığında ağlar. (Kemikler Şehri)

-> Ben mutlu şeylerle bağ kurma konusunda hep sorun yaşamışımdır. (Yazdan Geriye Kalanlar)

-> Ölüm bir son değil, bazen yeni bir başlangıçtır.

-> Kılıçlar yaralar açabilir ama kelimeler insanı paramparça eder.

-> İyiler acı çeker, kötüler serpilip gelişir ve bütün ölümlüler dünyayı terk eder. (Mekanik Prenses)

-> Bazı yaralar zamanla kapanmaz, yalnızca insan onlarla yaşamayı öğrenir.

-> Sokağın karşısında spor salonu vardı. Salonun ön tarafını kaplayan camdan spor yapan insanlar görünüyordu. Bir çoğu koşu bantlarında koşuyordu. Koşup koşup hiç bir yere varamamak diye düşündü. İşte benim hayatım…

-> Şimdi sırrı gün yüzüne çıkmaya her zamankinden de yakınmış gibi geliyordu. Keşke onlara gerçekleri anlatabilseydi. Keşke Call’un Constantine’den farklı olduğuna inanabilselerdi. (Bronz Anahtar)

-> Herkes bir şeylerden kaçıyordur, önemli olan neyin peşinden koştuğundur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir