George R. R. Martin Sözleri
George R. R. Martin, sadece fantastik evrenler kurmakla kalmayan, aynı zamanda insan doğasının en karanlık ve en kırılgan yanlarını gözler önüne seren bir yazardır. Çocukluk yıllarından itibaren çizgi romanlara ve bilim kurgu hikâyelerine ilgi duymuş, bu tutkusu zamanla kalemine yön vermiştir.

Yazarın en bilinen eseri olan A Song of Ice and Fire serisi, tarihsel olaylardan ve Orta Çağ Avrupa’sından ilham alınarak kurgulanmıştır. Ancak Martin’in dünyasında ne kahramanlar kusursuzdur, ne de kötüler tamamen şeytani. Bu gerçeklik duygusu, onun eserlerini klasik fantastik romanlardan ayırır. Karakterlerinin başına her an her şeyin gelebileceği fikri, Martin’i hem sevilen hem de eleştirilen bir yazar yapmıştır.
HBO’nun dizileştirdiği Game of Thrones, hem edebi hem de görsel anlatımda dönüm noktalarından biri olmuş, Martin’in ismini bir markaya dönüştürmüştür. Bugün halen serinin devam kitapları olan The Winds of Winter ve A Dream of Spring üzerinde çalışan Martin, edebiyat dünyasında sabırsızlıkla beklenen bir yazar olmayı sürdürmektedir.
George R. R. Martin Sözleri Kısa
-> Korku, kılıçtan daha derin keser. (A Game of Thrones – Taht Oyunları 3. Cilt)
-> İnsan ne kadar çok severse, o kadar kolay incinir.
-> Hayatın bedelini yalnızca ölüm ödeyebilir.
-> Yıllar içinde, sessizliğin sorulardan daha çok cevap bulduğunu öğrenmişti.
-> Bir adamın şerefi, yalnızken yaptığı seçimlerde gizlidir.
-> Merhamet kanlı bir tuzaktır. Çok fazlası varsa zayıf olduğunu söylerler, çok azı varsa canavar olursun… (A Game of Thrones – Taht Oyunları 2. Cilt)
-> Layıkıyla yaptığımız her fiil bir dua olabilir. Bu çok hoş bir düşünce değil mi? (Kılıçların Fırtınası – Kısım 1)
-> Sevgi uğruna söylediğimiz yalanlar.
-> İnsanlar görmeyi bekledikleri şeyleri görür. (Kralların Çarpışması Kısım 1)
-> Aşk tatlıdır ama bir adamın doğasını değiştiremez.
-> Zaman her şeyi unutturur ama adalet gecikse de kaybolmaz.
-> Güç, insanların onun var olduğuna inandığı yerdedir.
-> Bir kılıç kadar keskin olmalı bir akıl.
-> Git başımdan dedi olabildiğince sertçe. Ellerini göbeğine koyup haşin bakmaya çalıştı. Tiranozor hiç tınmadı. Boşuna kendini paralıyorsun dedi Tuf. Fazla irisin, bu masaysa ziyadesiyle sağlam yapılmış. Beyninin en fazla bir mantar kadar olduğu ortada. Dahası, bir fosilden elde edilmiş genetik şifreyle klonlandığın şüphe götürmüyor. Dolayısıyla, neslinin tükendiği gerçeğinin baki kalması gerekliliğine istinaden, yaşam hakkı önceliğinin bende olduğu öne sürülebilir. Hoşt! (Uzay Gezgini Tuf)
-> Bazen kalplerimiz düşmanlarımızın elindedir ve bunu fark etmemiz yıllar alır.
-> Gerçekler her zaman hoş değildir, ama yalanlarla yaşanmaz.
-> Fatih Aegon demir ustalarına, düşmanlarının elinden aldığı kılıçlardan görkemli bir taht dövmelerini emrettiğinde, ‘bir kral asla rahat oturmamalıdır’ demişti.
-> Masum muyuz Kaptan? Jeffers’tı bunu soran. Hiç kimse tamamen masum değildir, diye yanıtladı Joshua York, ama bu şiiri kendime çok yakın bulurum Bay Jeffers. Geceler sahiden güzeldir, onun ihtişamlı karanlığında bile huzur ve asalete kavuşabiliriz. Birçok insan karanlıktan mantıksızca korkar. (Karabasan)
-> Her uçuş bir düşüşle başlar.
-> Bir adam korkusuna rağmen cesur olamaz mı?
-> Ejderhalar geçmişin değil, geleceğin mirasıdır.
-> Joshua’nın bakışlarında gücenmişlik yakaladı, ihanetin öfkesini. Keşke Joshua ona bağırıp çağırsaydı ya da bir silah çekseydi de Marsh bu bakışı görmez olaydı. (Karabasan)
-> Babalarının günahları çoğu kez oğullarında da görülür. (Düzenbaz Prens – Kralın Kardeşi)
-> Demir ustası bir an düşündü. Robert gerçek çelikti. Stannis saf demire benzer. Kara, sert ve güçlüdür ama bükülmeden önce kırılır. Renly bakırdır. Parlak, bakması hoş ama satmaya kalksan para etmez. (Kralların Çarpışması Kısım 1)
-> Bir okuyucu, ölmeden önce binlerce hayat yaşar. Hiç okumayan insan sadece tek hayat yaşar.
-> Bazen akıllıca kaçmak, aptalca savaşmaktan iyidir.
-> Şehir huzursuz insanlarla doluydu. (Kralların Çarpışması Kısım 1)
-> Her acı bir derstir ve her ders bizi daha güçlü kılar.
-> Görmeyen insanlar için dünyanı tanımanın birçok yolu var. (Ejderhaların Dansı 2)
-> Uyku iyidir, dedi Tyrion. Ve kitaplar daha iyidir. (A Game of Thrones – Taht Oyunları 1. Cilt)
-> Hiç kimse bir canavar doğmaz. İnsanlar onları öyle yapar.
-> Karanlık ne kadar yoğun olursa, yıldızlar o kadar parlak görünür.
-> Karga, kuzgunu karanlıkla suçlarken…
-> Bir okuyucu, ölmeden önce binlerce hayat yaşar, dedi Jojen. Hiç okumayan insan sadece tek hayat yaşar.
-> Bir yalan, gerçeğe sarılırsa daha kolay yutulur.
-> Ben daima bir romantiktim, hatta bunun anlamını kavrayabilecek bir yaşta olmadığım yaşta bile.
-> Kimse özgür değildir, aksine sadece çocuklar ve aptallar inanır.
-> Buz ejderhası ölüm püskürtürdü dünyaya; ölüm, sükûnet ve soğuk.
-> Drogo o kadar zengindi ki, hizmetçileri bile altın boyunluklar takıyordu.
-> Kan dökülmeden kazanılan zaferler, en uzun sürenlerdir.
-> Hayal gücü, kralları öldürür ve imparatorlukları yakar.
-> Onları utandırıyorsun. Kendinle gurur duymana neden oluyor mu bu?
-> Ölü adamın basamakları tırmandığını duyabiliyordu. Adamın önünden giden adımların ağır ve ölçülü sesi, salonun mor sütunlarının arasında yankılanıyordu. Daenerys Targaryen, ölü adamı, taht olarak kullandığı abanoz sıranın üstünde bekliyordu. Gözleri uykuluydu, platin saçları dağınıktı. (Ejderhaların Dansı 1)
-> Ben her şey yolundaymış gibi aptalı oynayacağım bu maskeli baloda.
-> Sanat demokrasi değildir. İnsanlar onun nasıl tamamlanacağını oylamazlar.
-> Bazen en büyük savaşlar, kılıçsız ve sessiz verilir.
-> Uyku iyidir. Ve kitaplar daha iyi.
-> Bir adam ne giydiği zırhla yargılanır ne de taşıdığı kalkanla. Ama söyledikleriyle yargılanabilir.
-> Kaybetmekten korkan adam çoktan kaybetmiştir.
-> Bazı sırlar en güvendiğin ve en sevdiğin insanlarla bile paylaşılamayacak kadar tehlikelidir.
-> Ölüm her zaman yakındadır. Yaşam zalim ve yavandır.
-> Ve babası cevap verdi Bir adamın gerçekten cesur olabileceği tek andır korktuğu an.
-> Kelimeler kılıçlardan daha keskin olabilir ama zamanla her ikisi de paslanır.
-> Karanlığa kulak verin.
-> Bir aslan koyunun fikirlerini kendine dert etmez.
-> Bir krala sadakat, onu sevmekten geçmez; ona hizmet etmekten geçer.
-> Anlamadığın şeyi yargılamaya kalkma.
-> Uzun zamandır açım. Ama yiyecek için değil. Lütfen söyleyin, adalet ne zaman servis edilecek? (Kılıçların Fırtınası – Kısım 1)
-> Zaman zaman en cesur adamlar bile kendilerini kör ederler, görmekten korktuklarında. (Kılıçların Fırtınası – Kısım 1)
-> Büyük savaşlar her zaman korkunçtur, dedi yaşlı şövalye. ama katliamın kanın göbeğinde aynı zamanda bir güzellik de yatar. (Dunk & Egg 2: Yeminli Kılıç)
-> Taht oyununu oynarsın; ya kazanırsın ya da ölürsün. Ortası yoktur.
-> Hiç kimseye güvenmeyen bir kraliçe, herkese güvenen bir kraliçe kadar aptaldır.
-> Ölüm her zaman yakındadır. Yaşam zalim ve yavandır.
-> Gerçek yaşamda, iyi ve kötü arasındaki superguzelsozler.com savaşta en zor seçilebilir olan hangisinin hangisi olduğunu belirlemektir.
-> Erkeklerin aklından geçenleri sadece tanrılar bilirdi ama kadınlar daha da anlaşılmazlardı. (Prenses ve Kraliçe veya Siyahlar ve Yeşiller)
-> Bir kılıcın tehdidi olmadan adalet sadece bir kelimedir.
-> İsimler güçtür. Birinin gerçek ismini bilmek, onun üzerinde hüküm sürmektir.
-> Kış geldiğinde ve kar düştüğünde yalnız kurt ölür ama sürü yaşamaya devanı eder.
-> Korkmamız gereken tek kurt türü insan derisi giymiş olanlar. (Kralların Çarpışması Kısım 1)
-> Bir adam ne kadar çok unvan taşırsa, o kadar çok şeyden korkar.
-> Sana gelmek için bin fersah yol aştım ve yolda en iyi parçamı kaybettim. Bana gitmemi söyleme.
-> Ah, evet. Topal, cüce ve çirkin bir çocuk bile bir ejderhanın sırtına oturduğunda dünyaya tepeden bakabilir.
-> İnsanlar masalları sever çünkü gerçekler çok acıtır.