Gregory David Roberts Sözleri
Gregory David Roberts, yalnızca suçtan yazarlığa geçen bir hayat öyküsüne sahip değil, aynı zamanda yeniden doğuşun sembolü olarak da anılmaktadır. Suçlu geçmişi ve çalkantılı yaşamı, onun için bir utanç kaynağı değil; bilakis yazılarında insanın hatalarıyla yüzleşmesini sağlayan bir temel oldu.

Shantaram’ın yanı sıra devam niteliğinde The Mountain Shadow adlı eseri de kaleme aldı. Bugün Roberts, edebiyat dünyasında yalnızca bir romancı olarak değil, aynı zamanda hayatın en karanlık yanlarından geçerek insanın yeniden umut ve anlam bulabileceğinin canlı bir örneği olarak kabul edilmektedir.
Gregory David Roberts Sözleri Kısa
-> Acının bizi kırmasına izin verirsek kayboluruz, ama acının bize öğretmesine izin verirsek yeniden doğarız.
-> Hindistan bana yalnızca hayatta kalmayı değil, yaşamayı da öğretti; çünkü orada hayat her an yeniden başlıyordu.
-> Dağların gölgesinde öğrendim ki; gerçek özgürlük, korkuların üzerine yürüyebilme cesaretidir.
-> İnsanı değiştiren şey cezalar değil; merhametin sessiz dokunuşudur.
-> Geçmişimden utanmıyorum, çünkü beni ben yapan her şey orada. Ama o geçmişe asla geri dönmek istemiyorum.
-> Hayat, dağların gölgesinde bize sabrı öğretir; çünkü hiçbir zirve aceleyle fethedilmez.
-> Bir insanı değiştiren şey cezalar değil; kalbine dokunan merhamettir.
-> Yıkımın ortasında bile yeniden doğuşun tohumu gizlidir.
-> En büyük dersim şuydu: Affetmediğin sürece özgür değilsin.
-> Hindistan bana, hayatta kalmakla yaşamayı birbirinden ayırmayı öğretti.
-> Sevgi bizi kurtarmaz belki ama, karanlığa düşmekten alıkoyar.
-> Sevgi, insanın en büyük hatalarını bile iyileştirebilecek tek gücü taşır.
-> En zor yolculuk, dışarıya değil; insanın kendi kalbinin içine yaptığı yolculuktur.
-> Hatalar, bir insanın hayatındaki lekeler değil; geleceğini şekillendiren fırça darbeleridir.
-> Sevgi, insanın bütün yaralarını sarmasa da, hiçbir yaranın bizi tamamen yok etmesine izin vermez.
-> Bir hayatı değiştiren, büyük kahramanlıklar değil; küçük anlarda seçilen iyiliktir.
-> En zor yolculuk, dışarıya değil; insanın kendi içine yaptığı yolculuktur.
-> İnsan ruhunun en derin yaraları, sessizlikle örtülür; ama iyileşmek için kelimelere ihtiyaç duyar.
-> Geçmişim gölgemdir; beni takip eder ama yolumu belirlemez.
-> Bazen insan, en çok kaçtığı yerde kendi gerçek yüzünü bulur.
-> Gerçek cesaret, silah taşımak değil; kalbinin kırılabilir olduğunu kabul etmektir.
-> Hatalar, ruhumuzun öğretmenleridir; ama ders almak istemezsek acı sonsuz olur.
-> Karanlık, bizi korkutmaz aslında; bizi korkutan, o karanlığın içinde kendimizi bulma ihtimalidir.
-> İnsan, kendine rağmen iyilik yapabildiğinde gerçek anlamda değişir.
-> Karanlığın içindeki ışığı görmek, insana umut etmeyi öğretir.
-> Karanlık sokaklarda öğrendim ki; merhamet, bazen en büyük güçtür.
-> Hayat bana defalarca ikinci şans sundu. Ben de kalemimle borcumu ödemeye çalışıyorum.
-> Yaşamak, yalnızca nefes almak değildir; affetmek, sevmek ve yeniden başlamaktır.
-> Hangi karanlıkta kaybolursan kaybol, yolunu bulmanı sağlayacak ışık içinde saklıdır.
-> Hapishaneden kaçmak, zincirleri kırmak değildir; asıl kaçış, ruhunun içindeki tutsaklıktan kurtulmaktır.
-> Suç işlemek kolaydır, ama suçla yaşamak insana ağır gelir.
-> Acının içinden geçtiğinde anlıyorsun ki, hiçbir yara boşuna açılmıyor.
-> Bir insanı gerçekten tanımak istiyorsanız, onun düşmanlarına değil, affettiklerine bakın.
-> Karanlık bir hayat yaşadım, ama orada bile insanlığın ışığını gördüm.
-> Sevgi, kusurların ötesine bakabilme sanatıdır; en saf haliyle bağışlamadır.
-> Romanlarımda kahraman değilim; sadece hatalarıyla yüzleşmeyi öğrenmiş biriyim.
-> İnsan kendini affetmedikçe, dünyadan af dilese de huzuru bulamaz.
-> Hapishaneler demirden yapılır, ama en ağır parmaklık insanın kendi vicdanıdır.
-> Affetmek, başkası için değil; kendi kalbini özgür bırakmak içindir.
-> Her acı, bizden bir şey alır; ama yerine sabır, bilgelik ve yeni superguzelsozler.com bir göz verirse, o acı boşuna değildir.
-> Her düşüş bir utanç değildir; yeniden kalkmayı öğrenmenin yoludur.
-> İnsanın içinde bulunduğu en büyük hapishane, korkularıdır.
-> İyilik bazen büyük kahramanlıklarda değil, sessizce atılan küçük adımlarda gizlidir.
-> Özgürlük, duvarları yıkmak değil; o duvarların ardında insan kalabilmeyi öğrenmektir.
-> Her insan ikinci bir şansı hak eder, çünkü hiçbir kalp tek bir hata ile ölçülemez.
-> Özgürlük, kaçışta değil; kendinle yüzleştiğinde başlar.
-> Bazen en karanlık anlarımızda bile kalbimizin derinliklerinden gelen bir ışık vardır; o ışık bize hâlâ insan olduğumuzu hatırlatır.
-> İnsanı gerçekten özgür kılan şey, zincirlerinden kurtulması değil; kendi korkularının esaretinden çıkmasıdır.
-> İnsanın kaderini belirleyen şey çoğu zaman büyük kararları değil, küçük anlarda yaptığı tercihlerdir.
-> Hapishaneden kaçışım, zincirlerimden değil, kendi zayıflıklarımdan kurtulma çabamdı.