Benedictus De Spinoza Sözleri
Benedictus (Baruch) de Spinoza, 1632 yılında Amsterdam’da doğmuş ve 1677 yılında hayatını kaybetmiş bir filozoftur. Rasyonalizmin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Yahudi bir ailede dünyaya gelmiş ancak radikal düşünceleri nedeniyle cemaatinden aforoz edilmiştir. Spinoza’nın felsefesi, doğa, Tanrı ve insan özgürlüğü üzerine temellenir.

Ona göre Tanrı, doğadan ayrı bir varlık değil, doğanın kendisidir. Bu görüşüyle panteizmin en güçlü savunucularından biri olarak kabul edilir. Evrendeki her şeyin tek bir tözden meydana geldiğini ve bunun Tanrı olduğunu ileri sürer. En önemli eseri “Ethica” adlı çalışmasıdır. Bu eserinde insanın duygularını, ahlakını ve mutluluğa ulaşma yollarını ele alır.
Benedictus De Spinoza Kitap Alıntı Sözleri
-> Sevgi, bilgi ile artar.
-> Bilgi arttıkça korkular azalır.
-> Herkesin hakkı, gücüyle belirlenir.
-> Bilgiyi sevmek, erdemin kendisidir.
-> Zihin, bedenin düşünebilen yanıdır.
-> Tanrı, evrende var olan her şeydir.
-> Özgürlük, her insanın doğal hakkıdır.
-> Erdem, aklın rehberliğinde yaşamaktır.
-> Duygular, bilincimizin birer sonucudur.
-> Özgür insan, sadece erdemi rehber edinir.
-> Tanrı ya da doğa, sonsuz bir bütünlüktür.
-> Bilginin kaynağı, deneyim değil, akıldır.
-> Gerçek bilgi, tutkuları alt eden bilgidir.
-> Tanrı’yı bilmek, evreni bilmekle mümkündür.
-> Gerçek, değişmeyen ve kendinde var olandır.
-> İyi ve kötü, yalnızca zihnin kavramlarıdır.
-> Herkes, doğası gereği kendi çıkarını gözetir.
-> Gerçek bilgelik, doğanın düzenini anlamaktır.
-> İnsan, aklına uygun hareket ederse mutlu olur.
-> Tanrı, her şeyi içerir ve her şeyde mevcuttur.
-> Özgür insan, başkalarını da özgürlüğe çağırır.
-> Evrendeki her şey, bir zorunluluğun sonucudur.
-> İnsanlar, özgür doğmazlar; özgürlüğe ulaşırlar.
-> Düşünce özgürlüğü, insanın en değerli hakkıdır.
-> İnsan aklı, sonsuz bir bilgi arayışı içindedir.
-> Herkes, doğası gereği kendini korumaya çalışır.
-> Doğa, ahlaki yargılar içermez; sadece var olur.
-> Her şey, doğa yasalarına göre zorunlulukla olur.
-> Zihinsel özgürlük, öznel mutluluğun anahtarıdır.
-> Özgür insan, ölümden daha az değil, hiç korkmaz.
-> Bilgi, insanın kendini gerçekleştirmesini sağlar.
-> Hakikat, kendini açığa çıkarmaktan asla çekinmez.
-> Sevgi, Tanrı’ya duyulan entelektüel hoşnutluktur.
-> Özgürlük, insanın doğasını anlamasıyla mümkündür.
-> Mutluluk, aklın egemen olduğu bir yaşamda bulunur.
-> Sevgi, bizim bir şeyi iyi ve hoş bulmamızdan doğar.
-> Mutluluk, ahlaki doğruyu takip etmekle elde edilir.
-> Aklını kullanarak yaşayan insan, en mutlu insandır.
-> Kendi doğasına uygun yaşayan kişi, en mutlu kişidir.
-> Düşüncelerimizi kontrol edebildiğimiz ölçüde özgürüz.
-> Tanrı, doğa ile aynıdır; doğa, Tanrı’nın tezahürüdür.
-> Tutkuların kölesi olan insan, kendine hâkim değildir.
-> Gerçek mutluluk, aklın ve doğanın birliğinde bulunur.
-> İnsanın en büyük görevi, kendini ve doğayı anlamaktır.
-> Kendi doğasına uygun olarak hareket eden kişi özgürdür.
-> İnsanın mutluluğu, onun özgürlüğü ile doğru orantılıdır.
-> Özgürlük, insanın aklıyla kendi doğasını belirlemesidir.
-> Zihinsel acılarımız, yanlış fikirlerimizden kaynaklanır.
-> İnsan, doğanın bir parçasıdır ve onun yasalarına tabidir.
-> Bir insanın mutluluğu, düşüncelerinin doğruluğuna bağlıdır.
-> Mutluluk, kişinin doğru bilgiyi elde etmesiyle elde edilir.
-> Tutkularını kontrol edemeyen insan, kendi efendisi değildir.
-> İnsanın en büyük erdemi, doğanın yasalarına uygun yaşamaktır.
-> İnsan, duygularının kölesi olmaktan kurtulmadıkça özgür değildir.
-> Kalabalığı yönetmek için hurafeden daha etkili hiçbir şey yoktur.
-> Keyfimizi karanlık ön yargılardan başka ne engelleyebilir? (Etika)
-> Tanrı, insanın kaderini belirlemez, insan kendi kaderini belirler.
-> Özgürlük, zorunluluğun bilincinde olmaktan başka bir şey değildir.
-> Tanrı, her şeyin nedenidir ve her şeyi mutlak bir şekilde belirler.
-> İnsan, doğanın bir parçasıdır ve onun yasalarına uygun yaşamalıdır.
Benedictus De Spinoza Kitap Alıntıları
-> İnsan, aklını rehber edinirse, duygularının kölesi olmaktan kurtulur.
-> Akıllı insan, tutkularının değil, aklının rehberliğinde hareket eder.
-> Bilinç, yalnızca zihnimizin bedene dair farkındalığından ibarettir.
-> İnsanın mutluluğu, başkalarının mutluluğu ile birlikte düşünülmelidir.
-> İnsan bilgisi üç aşamadan oluşur: duyusal bilgi, akıl yürütme ve sezgi.
-> Bilginin en yüksek seviyesi, Tanrı’nın varlığının doğru anlaşılmasıdır.
-> İnsan aklı, evrenin bir parçasıdır ve onu anlama kapasitesine sahiptir.
-> Gerçekten bilge olan insan, başkalarının yanlışlarından dolayı öfkelenmez.
-> Tanrı, bütün doğanın yasalarını belirler ve her şeyi bir bütün olarak yönetir.
-> Tanrı, doğanın yasalarını belirler, ancak kendisi doğanın bir parçası değildir.
-> Yalnızca, kendi rızasıyla, tümüyle aklının rehberliği doğrultusunda yaşayan kişi özgürdür.
-> Bir şeyin doğru ya da yanlış olduğunu belirlemek için, onun doğaya uygunluğuna bakmak gerekir.
-> Kesin olmayan öncüllerden, kesin bir sonuç çıkarılmaz… (Descartes Felsefesinin İlkeleri ve Metafizik Düşünceler)
-> Bir şeyin doğru ya da yanlış olduğuna dair kararlarımız, zihinsel fikirlerimizden ziyade nesnel gerçekliğe dayanmalıdır.
-> Kolayca hayal edilebilen şeyler bizi daha çok memnun ettiğinden, insanlar düzeni karmaşaya tercih ederler. (Tanrı’ya Dair)
Benedictus De Spinoza En Çok Paylaşılan Sözleri
-> Yaptığımız şeyleri ister zorunluluktan isterse özgürce yapıyor olalım, her halükârda umudun veya korkunun güdümün deyizdir.
-> İnsan faydalı olanı aramaya, yani kendi varlığını korumaya ne kadar çalışırsa, o kadar güç sahibi olur ve o kadar çok erdem kazanır…
-> Sahih aklın ön planda olmadığı bir yerde, kimse sırf kulaktan dolma bilgiyle bilinç sahibi olmaz. (Aklın Islahı Üzerine Bir İnceleme)
-> Eğer insanların akılları dilleri kadar kolay denetlenebilseydi her kral güven içinde tahtında otururdu. (Tanrıbilimsel Politik İnceleme)
-> Hiçbir şey bilmediklerini söylerler ama hiçbir şey bilmiyor oldukları gerçeğinden dahi bihaberdirler. (Anlama Yetisinin Düzeltilmesi Üzerine İnceleme)
-> İnsan her zaman tutkularının kurbanıdır, doğanın genel düzenini izler ve ona itaat eder ve nesnelerin doğasının gerektirdiği kadar ona uyum sağlar. (Duyguların Gücü)
-> Muhtemel olan hiçbir şeyi doğru kabul etmemeye özen göstermeliyiz. çünkü bir yanlış kabul edildiği vakit, sonsuz yanlışlar da onu izleyecektir. (Yaşamak Dediğimiz Şey)
Benedictus De Spinoza Sözleri Facebook
-> Kendi hoşlandığımız ve hoşlanmadığımız şeylerin evrensel bir onayla karşılanması gerektiğini ortaya çıkarma çabası gerçekten hırstır. (Duyguların Kökeni ve Doğası Üzerine)
-> Düşünüyorum; Kuşku duyuyorum, anlıyorum, olumluyorum, yadsıyorum, istiyorum, istemiyorum, imgeliyorum ve duyumsuyorum. (Descartes Felsefesinin İlkeleri ve Metafizik Düşünceler)
-> Bizde herhangi bir duygu yaratmamış olsa da, bize benzer bir nesnenin [şeyin] herhangi bir duygunun etkisi altında kaldığını hayal ettiğimizde biz de aynı duygunun etkisi altında kalırız.
-> Tanrı’nın varlığından ve sonuçta başka her şeyin varlığından kuşku duyduğumuz sürece açık seçik bir Tanrı görüşümüz yoktur, sadece karışık bir görüşümüz vardır. (Tanrıbilimsel Politik İnceleme)
-> Herkes kendisinin her şeyi bildiğini zanneder ve her şeyi kendi isteğine göre biçimlendirmeyi ister, bir şeyin adil ya da adaletsiz, yasal ya da yasadışı olduğuna ona kâr ya da zarar getirmesi doğrultusunda karar verir. (Tanrıbilimsel Politik İnceleme)
-> İnsanları akıllı varlıklardan vahşilere dönüştüren, her insanı kişisel yargısına özgürce başvurmaktan ve doğruyu yanlıştan ayırdetmekten alıkoyan, anlama yeteneğinin ışığını bütünüyle söndürmek için kasıtlı olarak icadedilmişe benzeyen önyargılar … (Teolojik – Politik İnceleme)
-> Her insan kendi karakterlerine bakıp kafasında Tanrı için değişik ibadet şekilleri geliştirdi; bu Tanrı her şeyden, herkesten çok onu sevsin ve bütün doğayı onun keyfi superguzelsozler.com isteğine ve doymak bilmez hırsına uygun olarak yönetsin istedi. İşte bu önyargı sonradan batıl inanca dönüştü ve insan zihninin derinlerine kök saldı. (Etika)
-> Eğer biri darağacında, masasında otururken olduğundan daha rahat yaşadığını görüp de kendini asmamışsa budalalık etmiştir. Ve erdemi gözetmektense suç işleyerek daha yetkin ve daha iyi bir hayat, yani daha yetkin bir öz elde edebileceğini açıkça gören birinin suç işlememesi budalalık olurdu. Çünkü böylesine sapkın bir insan doğası için suç erdem olacaktır. (Kötülük Mektupları)