Francis Bacon Sözleri
Francis Bacon, 22 Ocak 1561’de İngiltere’nin Londra kentinde dünyaya gelmiş, Rönesans döneminin en etkili düşünürlerinden biri olarak modern bilimin gelişimine yön vermiştir. Soylu bir aileden gelen Bacon, iyi bir eğitim almış ve genç yaşta Cambridge Üniversitesi’nde öğrenim görmüştür. Ancak o dönemin skolastik felsefesi ve dogmatik öğretim yöntemlerinden hoşnut kalmayarak, bilginin gerçek kaynağının deney ve gözlem olduğunu savunmaya başlamıştır.

Hukuk eğitiminin ardından siyasi alanda yükselen Bacon, İngiliz parlamentosuna seçilmiş, çeşitli devlet görevlerinde bulunmuş ve sonunda 1618 yılında İngiltere’nin en yüksek yargı makamı olan Lord Şansölyeliğe kadar yükselmiştir. Ancak görevde bulunduğu sırada yolsuzluk suçlamalarıyla karşılaşmış ve siyasi kariyeri sona ermiştir. Bu olaydan sonra tüm dikkatini felsefeye, bilime ve yazılarına vermiştir.
Francis Bacon En Güzel Sözleri
-> Bilgi güçtür.
-> İnsaniyet, hakikate muhtaçtır.
-> Sessizlik aptalların erdemidir.
-> Şüphe, öğrenmenin ilk adımıdır.
-> Dost, insanın ikinci benliğidir.
-> Yaralar deşilmeden iyi edilemez.
-> Sevmekle bilgelik bir arada olamaz.
-> Hakikat, ancak cesur akıllara açılır.
-> Soru sormayı bilmeyen, asla öğrenemez.
-> Anlam arayan kişi, her şeyde iz sürer.
-> Sanat, tabiata ilave edilmiş insandır.
-> İyi kitaplar en gerçek dostlarımızdır.
-> Tarih kitapları, insanları akıllandırır.
-> Beğenilen şeyler ya yeni ya da yüksektir.
-> Bilginin kendisinde büyük bir kudret vardır.
-> En kötü isyanları, geç kalan karınlar doğurur.
-> Şüphe, duyguların değil, zekanın bir kusurudur.
-> Karanlığı dağıtmanın tek yolu, ışığı yakmaktır.
-> Gözlem olmadan kurulan teori, boş bir hayaldir.
-> Babadan gelen asillik, insanın gayretini kırar.
-> Gerçek bilgi, otoriteye değil, gözleme dayanır.
-> En büyük düşmanlarımız, yanlış inançlarımızdır.
-> İnsan tabiatında akıllıktan ziyade delilik vardır.
-> Ümit iyi bir kahvaltı, ama kötü bir akşam yemeğidir.
-> Tüm yüce yerlere, döne döne çıkan merdivenle ulaşılır.
-> Kuşkusuz bu ülkede Tanrı her şeyde kendini gösteriyor.
-> İnsan doğayı çözümledikçe, kendini de anlamaya başlar.
-> Bilgeliğe ulaşmak için, önyargıları terk etmek gerekir.
-> Bilgeliğin yolu, düşünmeye ara vermeden yürümekten geçer.
-> Bilimsel yöntem, insanın doğayla kurduğu en güçlü bağdır.
-> Deneyiniz, deneyiniz, denemeden hiç bir şeye inanmayınız.
-> Bir insanın karakteri, onun alışkanlıklarının toplamıdır.
-> Şöhret paraya benzer, orada çok kalırsanız, fiyatlar düşer.
-> İnsanın zaafları, bilime duyduğu ilgiden daha hızlı yayılır.
-> Doğaya sormak, ona hükmetmek değil; ondan öğrenmek demektir.
-> Bilgelik, yavaş düşünmeyi değil, derin düşünmeyi gerektirir.
-> Tez elde edilen başarı, insanı kararsız ve maceraperest yapar.
-> Gerçek ilerleme, alışılmış düşüncelerin ötesine geçmekle olur.
-> Güzelliğin en iyi kısmı hiçbir resmin ifade edemeyecek olduğudur.
-> Güzellik çarçabuk çürüyen yaz meyvesi gibidir, uzun süre dayanmaz.
-> Doğru yolda yürüyen bir topal, yoldan çıkan iyi bir koşucuyu geçer.
-> Dertlerini dökecek dostları olmayanlar kendi yüreklerini kemirirler.
-> Yaşamın kısalığından dolayı bugünün insanı olmalıyız, yarının değil.
-> Evli ve çocukları olan bir adam, artık kaderine tutsak olmuş demektir.
-> İstersen sözlerin konularına göre ayrılmış biçimini de hazırlayabilirim.
-> Kendi içindeki cehaleti yenen insan, dünyayı değiştirme gücüne sahiptir.
-> Orantısında biraz tuhaflık barındırmayan hiçbir kusursuz güzellik yoktur.
-> Yılca genç olan bir kimse, zamanını çarçur etmemişse, saatçe yaşlı olabilir.
-> Nehir yalnızca hafif olan şeyleri sürükler; ağır olanlar nehrin dibine çöker.
-> Ölüm bizim dostumuzdur; onu evine misafir etmek istemeyen zaten evde değildir.
-> İnsanın nefsine hâkim olmasını sağlayan başlıca şey onun kendisine saygısıdır.
-> İnsan, doğanın sırlarına ne kadar yaklaşırsa, kendi gerçekliğini o kadar tanır.
-> Korkularımızın çoğu, bilinmeyene duyulan saygıdan değil, bilgisizliğimizdendir.
-> Kinci insanlar cadılar gibi yaşarlar, kötü oldukları için, sonları da kötü olur.
-> İnsan, neyi bilmek isterse, onu araştırmalı; neyi yapmak isterse, onu öğrenmelidir.
-> İyilik, insanın içinden doğarsa erdemdir; gösteriş için yapılırsa sahte bir örtüdür.
-> İnsanlar acılarını herkesten önce hissederken, hatalarını herkesten sonra öğrenirler.
-> Övülme, tahta kaplamaların hem parlamasını sağlayan, hem de ömrünü uzatan cılaya benzer.
-> Kadın kocasının, delikanlılıkta sevgilisi, olgun çağda arkadaşı, ihtiyarlıkta da hasta bakıcısıdır.
-> İnsan ruhunun selameti için en koruyucu ilaç, bir dostun, gördüğü kusuru sadakatle ihtar etmesidir.
-> Bazı kitaplardan insan yalnız zevk alır; bazılarını olduğu gibi yutar; bazılarını geveler ve hazmeder.
-> Zenginliğin azını büyük bir emekle, çoğunu ise pek az emekle elde ettiğini söyleyen kişi, doğru söylemiş.
-> Eşya üzerinde çalışacak yerde, herkesin kendine göre istediği anlamı verdiği kelimeler üstünde kavga ediyoruz.
-> Kurnaz adamlar okumayı anlamsız bulur, basit insanlar hayran kalır, bilge kişilerse okuduklarından yararlanır.
-> Kurnaz insanlar, okumayı küçümserler, basit insanlar ona hayran olurlar akıllı insanlar ise ondan faydalanırlar.
-> Az miktarda felsefe, insan aklını ateizme yönlendirir ama derinlikli felsefe insanların aklında dinin yolunu açar.
-> Filozoflar her şeyin erdeme mi, yoksa hazza mı yönelik olması gerektiği konusunda tartışırken, sen her ikisinden de yararlanmaya bak.
-> Çirkin insanlar genellikle doğa ile ödeşirler, çünkü doğanın superguzelsozler.com kendilerine ettiği kötülüğün acısını onlar da doğaya kötülük ederek çıkarmaya çalışırlar.
-> Ateizm, insanları, dışa dönük bir ahlaki erdem sağlamada yol gösterebilecek olan sezgiye, felsefeye, doğaya saygıya, yasalara ve saygınlığa yöneltirken, din bunu yapmaz. Batıl inanç bütün bunları parçalarına ayırıp insanlığın zihninde mutlak bir monarşi kurar.
-> Sahilde durup gemilerin denizde gidip gelişini izlemek bir zevk. Bir kalenin penceresinde durup, bir muhabereyi, aşağıda süregiden macerayı izlemek bir zevk. Ancak hiçbir şey, gerçeğin gözetleme mevkiinde durup da… Aşağı vadideki hataları, amaçsız gezintileri , pusları ve fırtınaları görebilmekle mukayese edilemez
-> Kurnazlık, aşağılık ya da çarpık türden bir bilgeliktir; kurnaz kişi ile bilge kişi arasında yalnız dürüstlük bakımından değil, yetenek bakımından da büyük bir ayrım bulunduğu apaçıktır. Kimisi iskambil oyununda kağıt kurmakta ustadır, ama oyun bilmez. Tıpkı bunun gibi, kimi insanlar düzen, dolap çevirmekte, ikilik çıkarmakta usta olmakla beraber kafasızdırlar.