Sait Faik Abasıyanık Sözleri

Sait Faik Abasıyanık, 20. yüzyıl Türk edebiyatının en önemli öykü yazarlarından biridir. 23 Kasım 1906’da Adapazarı’nda doğmuş ve 11 Mayıs 1954’te İstanbul’da vefat etmiştir. Edebiyat dünyasında kısa öyküleriyle tanınan Sait Faik, Türk hikâyeciliğine getirdiği yenilikçi yaklaşımıyla dikkat çekmiştir. Doğayı, sıradan insanları, İstanbul’un sokaklarını, balıkçıları, esnafı, deniz kenarındaki yaşantıları anlattığı hikâyeleri, derin bir insan sevgisi ve yaşamı anlama çabası taşır.

Reklamlar

Sait Faik Abasıyanık En Güzel Sözleri

Özellikle “semaver”, “havada bulut”, “Son Kuşlar” gibi öykü kitaplarıyla bilinen Abasıyanık, eserlerinde şiirsel bir dil kullanmış ve insanın doğayla olan ilişkisini sıklıkla işlemiştir. Çoğunlukla bireyin yalnızlığı, toplum dışı kalan insanları, marjinalleri anlatır. Sait Faik, Türk öykücülüğünde bir dönüm noktası sayılır ve “modern hikâyenin öncüsü” olarak anılır.

Sait Faik Abasıyanık En Güzel Sözleri

-> Kendi peşimi bile bıraktım…

-> Bazen bir an, bir ömre bedeldir.

-> Bir insanı sevmekle başlar her şey.

-> Hayat kısa; sevdiğin şeyleri erteleme.

Reklamlar

-> İnsan, en çok suskunlukta kendini bulur.

-> Her şeyin bir sonu var, ama sevginin yok.

-> İnsan, sevdikçe büyür, sevildikçe küçülür.

-> Kâinat tepemde akıl ermez oyunlar oynuyor.

-> Canım çekiyor diye öpemem seni güzel çocuk!

-> Küçük şeyler büyük mutluluklar getirebilir.

-> Hayaller, gerçeklerden daha güzeldir bazen.

-> Uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibisin.

-> Sabahleyin uyanır uyanmaz aklımdaydı, güldüm.

-> Her insan bir hikâyedir; dinlemeyi bilen için.

-> Gitmeli, uzaklaşmalı, hiçbir şehirde durmamalı.

-> Kendini bulmak, kaybolmayı göze almak demektir.

-> Seni hala nasıl seviyorum; bu bir sırdır sevgilim.

Reklamlar

-> Ayakucuma düşüp kırılan neşemi gözlerimle topladım.

-> Denizler bile, her şey gibi, insanlar gibi yalnızdır.

-> Kendini dinlemek, bazen en büyük cesareti gerektirir.

-> Bir hikâyeyi yazmak, o hikâyeyi yaşamaktan daha kolay.

-> Her insan, bir dünyadır; keşfetmek için zaman gerekir.

-> Kelimeler yetmez bazen; sessizlik daha çok şey anlatır.

-> İnsanların gözlerindeki hüzün, onları daha derin yapar.

-> Aşk, en karmaşık hikâyedir; ama bir o kadar da basittir.

-> İnsan, sadece başkalarını anlayarak kendini anlayabilir.

-> Hikâyeler yaşanır; yazılanlar ise sadece birer yankıdır.

-> Şehirler insanlar gibidir; zamanla değişir ve dönüşürler.

-> Anılar, bazen insanı yaşatır, bazen ise ağır bir yük olur.

-> Dünyada her şeyle alay edilir, şaka yapılır ama şiirle asla!

Reklamlar

-> Kuşlar güzel insanlardır, onların dünyasında kötülük yoktur.

-> İçimde muhakkak bir yer paramparça olmuştu ki, ağlayamıyordum.

Sait Faik Abasıyanık Sözleri Anlamlı

-> Ölüm var arkadaş, ölüm. Şu köşkün sahibi de ölecek. Şu horoz da.

-> İstanbul’u sevmeden yaşamak, hayatın anlamını kaybetmek gibidir.

-> Onu nasıl beklediğimi kimseler bilemez. Bir insan nasıl beklenir?

-> Bu yürek, bizim yüreğimiz, bir tahtası eksiklerin yüreğidir, dedi.

-> Hayatın kendisi bir şiirdir; ama biz onu nesirle anlatmaya çalışırız.

-> Aynı kitabın bile insanları birbirine düşman ettiğini bilmiyorlar mıydı?

-> Ben böyleyim işte. Kederimi unutmak için sanki kedersizmişim gibi yaparım..

-> Şiir olmayan yerde insan sevgisi de olmaz, insanı insana ancak şiir sevdirir.

-> Elimi yorgana koydum. Başımı da şöyle yastığa doğru şakacıktan eğdim. Uyumuşum !!!

-> Para insanı ahlaksız ediyor. Karnı doyunca insanın kötü huyları da meydana çıkıyor.

-> Aşkın bir kanadı vardır kırmızıdır, delinir, kan akar. Bir kanadı var, zehir yeşili.

-> Sabahleyin uyanır uyanmaz aklımdaydın. Güldüm. Kalktım. Bunu anlatmaya sana geldim. Ne dersin?

Sait Faik Abasıyanık En Çok Beğenilen Sözleri

-> Ey Ulu Tanrılar!… Haksızlık ediyorsunuz. Hem de çok büyük bir haksızlık. Size yakıştıramıyorum bunu.

-> Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen bu insanlar ne zevksiz mahluklardı.

-> Sevmekten korkuyorum… ondan karanlıktan, riyadan, zulümden, hürriyet izlikten korkar gibi ürküyorum.

-> Yakaladığı balık pek küçük olunca onu öper ve tekrar denize atar. Yanındaki balıkçı biraz şaşırarak;

-> Kelimelerin manalarını elbet biliyordu ama bir türlü birbirleriyle birleşince bir anlam alamıyorlardı.

-> Edebi eserler, insanı yeni ve mesut, başka iyi ve güzel bir dünyaya götürmeye yardım etmiyorlarsa neye yarar?

-> Ne kadar kaçmak ve uzaklaşmak arzusu ile dolu isem o kadar da bağlanmak,kalmak, bağdaş kurup oturmak istiyorum

-> Cama kafasını yasladı. Yine hayal etti. Hayal etmek kadar güzel bir şey yoktu. İnsanı insan eden hayal etmekti…

-> O üzüntü birdenbire gelir. Hava yağmurludur. Bir sonu gelmeyecek başlangıç. Böyle sürüp gidecek gibidir her şey. Öyle ki, çocuklar bile çirkindir.

-> Eğer doğduğun zaman Havra kapısına bırakırlarsa Yahudi olursun, cami kapısına bırakırlarsa Müslüman, kilise kapısına bırakırlarsa Hristiyan olursun.

-> Ölesiye yalnız, ölesiye mesudum. İçim kalabalık çekiyor. İnsanlar çekiyor. Çocuklar istiyorum: haşarı, sarışın, esmer, edepsiz… Seyahatler çekiyor içim.

Sait Faik Abasıyanık Sözleri Uzun

-> Kitaplar, bir zamanlar bana, insanları sevmek lazım geldiğini, insanları sevince tabiatın, tabiatı sevince dünyanın sevileceğini, oradan yaşama sevinci duyulacağını öğretmiştiler.

-> Küçük şeyleri unutamayanlar, en geri hatıraları da unutamayanlardır. Hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan her yeri, her şeyi severek öleceklerdir.

-> Ben hikayeciyim diye sizden ayrı şeyler düşünecek değilim. Sizin düşündüklerinizden başka bir şey de düşünemem. O halde bu adamın hikayesi ne olabilir? Sakın benden büyük vakalar beklemeyin, n’olur?

-> Ben, iskambil oynarken, yanımda birisi durursa pek memnun olurum, o zaman oyunu da iyi oynarım. Yalnız başına olan insan kadar büyük adam yoktur ama insanlarla beraber olan insan hakiki kıymetini ölçer, biçer.

-> Konuşurken düşünmüyor muyduk? Düşünüyorduk ama hatalara düşüyor, bir türlü onaramayacağımız haltlar karıştırıyorduk. Sonradan ne kadar pişman oluyor, söylediğimiz, hırsla söylediğimiz bir sözden ne kadar utanıyorduk.

-> Hani bazı çocuklar ısrarla bir fena hareketi yapmadıklarını iddia ederler. Hakikaten de yapmamışlardır. Ama yapmış gibi bir halleri de vardır. Yapmamış insanların superguzelsozler.com tabiiliğini bir türlü alamazlar. İşte ben o çocuklardan biri gibiydim.

-> Haksızlıkların olmadığı bir dünya. İnsanların hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya. Hırsızlıkların, başkalarının hakkına tecavüz etmelerin bol bol bulunmadığı. Pardon efendim! Bol bol bulunmadığı ne demek? Hiç bulunmadığı bir dünya.

-> Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmem. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalı. İnsanoğlu her şeyden evvel içindeki bu kıskançlıklardan, bu kinlerden, bu ahlaksızlıklardan daha pis şeyi -kendinde, doğuşta varsa bile söküp atmalıdır.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *