Tarık Buğra Sözleri

Tarık Buğra (1918-1994), Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından biridir. Roman, hikâye, tiyatro ve deneme türlerinde eserler kaleme almıştır. Edebiyatında özellikle Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet dönemi ve bireyin toplumla olan mücadelesi gibi temalara yoğunlaşmıştır.

Tarık Buğra Sözleri Kısa

Akşehir’de doğan Buğra, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde öğrenim gördü ve bir süre gazetecilik yaptı. Gazetecilik kariyerinin yanında, özellikle romancılık alanındaki yeteneği ile tanındı. En ünlü eseri “Küçük Ağa”, Kurtuluş Savaşı yıllarını ve Anadolu halkının bağımsızlık mücadelesini konu alır. Bu eser, aynı zamanda televizyona uyarlanarak geniş bir izleyici kitlesine ulaşmıştır.

“Osmancık” romanı, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu anlatırken, “İbiş’in Rüyası” ise tiyatrocu bir karakterin hayal kırıklıkları ve ideallerini işler. “Firavun İmanı” adlı eseri ise insanın iç dünyasındaki derin arayışları ve sorgulamaları gözler önüne serer.

Tarık Buğra Sözleri Kısa

-> Sanat, toplumun aynasıdır.

-> Kültür, bir milletin ruhudur.

-> Gerçekler, insanı özgür kılar.

-> Sanat, bir toplumun aynasıdır.

-> Hayatta her zaman bir umut vardır.

-> İnsan, hayatta ne ararsa onu bulur.

-> Bir insan, sadece kendisiyle yarışır.

-> Zaman, insanın en büyük öğretmenidir.

-> Sevgi, insanın en büyük zenginliğidir.

-> Hayatta her şey bir seçim meselesidir.

-> Sanat, insanın hayatta kalma çabasıdır.

-> Gerçek özgürlük, insanın ruhunda başlar.

-> Gerçek başarı, iç huzuru bulmakla başlar.

-> Edebiyat, insanın dünyayı anlama çabasıdır.

-> Bir hikâye, insanın duygularına hitap eder.

-> Dünyanın bütün umutları cüceleşmişti artık.

-> Başkalarını anlamadan kendimizi anlayamayız.

-> Kabul etmek, her zaman doğru bulmak değildir.

-> Bir hikâyenin gücü, onun samimiyetinden gelir.

-> İnsanın en büyük zaferi, kendisini yenmesidir.

-> İdealler, insanı ayakta tutan en büyük güçtür.

-> İnsanı insan yapan en büyük değer, onun ruhudur.

-> Bir hikâye, insanın en derin yaralarına dokunur.

-> Gerçek sanatçı, içinde yaşadığı çağın tanığıdır.

-> Başarısızlık, denemeden vazgeçmekten kaynaklanır.

-> Edebiyat, insan ruhunu besleyen en güçlü araçtır.

-> Güzel bir roman, insanı başka bir dünyaya götürür.

-> Edebiyat, insan ruhunun en derin yaralarına dokunur.

-> İnsan yaşlanınca anlıyor bir eşin ne demek olduğunu.

-> Sen hiç dertlenmedin mi? Keşke ölsem dedirtecek gibi?

-> Hayatta her şey mümkündür, ama hiçbir şey kolay değildir.

Tarık Buğra Aşk Sözleri

-> Çok sürmüyor ama bu; birden dikleşiyor, omuzlarını geriyor:

-> Sanat, insan ruhunun derinliklerine yapılan bir yolculuktur.

-> Bir roman, insan ruhunun derinliklerine inmeyi başarmalıdır.

-> Bir millet, kültürüne ve sanatına sahip çıkarsa ayakta kalır.

-> Bir hikâye, insanın en derin duygularını ifade etme biçimidir.

-> Bir toplumun ilerlemesi, onun kültürel zenginliğiyle mümkündür.

-> Eğitim, insanı yücelten ve ona değer katan en önemli faktördür.

-> Başkalarına karşı saygılı olmak, insanın kendi saygınlığını artırır.

-> Yüz yüzü, göz gözü göre, sohbet daha bir tatlı olur, daha bir işler.

-> İnsan, sürekli değişen bir varlıktır; gelişim, bu değişimle mümkündür.

-> Bir toplumun ilerlemesi, düşünce özgürlüğüne verdiği değerle mümkündür.

-> Hikâye, hayata açılan kapıdır; o kapıdan girmeden insanı anlayamazsınız.

-> Toplumun ilerlemesi, düşüncenin özgürce ifade edilebilmesiyle mümkündür.

-> Bir hikâye anlatıcısı, insanlığın evrensel dertlerine değmek zorundadır.

-> İçinde yaşadığın toplumun derdini anlamadan, büyük bir sanatçı olamazsın.

-> Namussuz sayılmak, namusu aşırı bir hırsla önemsemelerine sebep oluyordu.

-> Balıkçı kuşu derinlere dalar ve dişisine rengarenk balıkçı kuşları çıkarır.

-> Düşman bir mi? Sen ona bir daha ekle. Üç mü, beş mi? Sen ona bir de kendini ekle,

Tarık Buğra Sözleri Özlü

-> Hem hatırlamak, hem de düşünmek mi? Fakat cehennem dedikleri işte bu değilse nedir?

-> Bir insanın kişiliği, onun hayatındaki zorluklara nasıl cevap verdiğinden anlaşılır.

-> Senin gelişin göremeyeceğim diye uyanıyor, sonra da kızıyordum sana… Seni bekleyişime…

-> Hayatta önemli olan, ne kadar para kazandığımız değil, ne kadar insanı etkilediğimizdir.

-> Kim bilir hangi evden, hangi gönül hikâyesinden, hangi yoksulluk veya ihanetten dökülüp geldi?

-> Herkes yalnız başına ölecektir, derler. Sanki yaşayışlar paylaşılabilirmiş, paylaşılıyormuş gibi.

-> Sağlığın ve hayatın hastalıktan hatta ölümden beter olduğu hâller vardır. Biz işte öyle günler yaşıyoruz.

-> Sırtına çok, çok ağır bir yük vurmuşlar da; Taşıyabilirim. işte taşıyorum,  daha da yükleyin der gibiydi.

Tarık Buğra Kitap Alıntıları

-> Dukas’ın davranışı Osmancığın çene kemiklerini zonklatmıştır. Ama Osman Beğ , Kılıcı almadı, he mi?den bir adım öteye geçmemiştir.

-> Kedi yeni bir yere getirildi mi, köşeyi bucağı, kapıyı pencereyi tek tek yoklar, öğrenirdi, girecek, çıkacak ve kaçacak yerleri bilmek isterdi.

-> Engel çoktur. Çok olsa da aşılır. Amma bir engel vardır ki, onu aşan görülmemiştir. O engelin adı nefistir. Nefsin eline düşen hiçbir yere varamaz.

-> İyi yetişmemiş insanların ülkesinde düzen bir bozuldu mu; mağara devri, taş devri hortluyor. Bu bütün tarih boyunca böyle olmuş, böylece de gidecek.

-> Önce hastalığın adını koymalı, başka hastalıkla superguzelsozler.com karıştırılmamalı demek istiyorum Hoca Efendi. Yoksa doktor hastası için, hastalığından da tehlikeli olur.

-> Sevgi, saygı, ferahlık, gayret ve nikbinlik tıpkı bir rüzgar gibi esiyor ,çarşıyı ,kahveleri ,sokakları dolaşıyor, pervaz aralıklarından evlere sızıyordu.

-> Mutluluk umutları, sevme gücü, hiç değilse sevinme susuzluğu, hele hele bir şey olmak isteği o bataklığın vıcık vıcık çamurlarında, kıvıl kıvıl sürüngenleri arasında kalmıştı.

-> Bir gün dünyada ne kadar lamba varsa hepsi kırıldı, paramparça edildi ve ne kadar pencere varsa hepsi birden demir kepenklerle sımsıkı kapatıldı, dünyanın havası kirlendi, tükendi, bir nefeslik bile kalmadı.

-> Utan len hafızın oğlu utan. Koca Memalik-i Osmaniye senden beter oldu, bin beter oldu. Kıçı kırık İtalyan askeri gelmiş ta Akşehir’e dayanmış da Hafız’ın oğlu kolundan budundan konuşur. Haram olsun o gaza sana diyecem emme dilim varmaz utan, utan.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir