Rıfat Ilgaz Sözleri

Rıfat Ilgaz, 7 Mayıs 1911 tarihinde Kastamonu’nun Cide ilçesinde dünyaya gelmiştir. Asıl adı Mehmet Rıfat olan Ilgaz, edebiyat dünyasında genellikle “Rıfat Ilgaz” adıyla tanınır. Babası öğretmen ve memur olan Hüseyin Efendi, annesi ise Fatma Hanım’dır. Ilgaz, eğitim hayatına Kastamonu’da başlamış, ardından İstanbul’a giderek İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirmiştir.

Reklamlar

Rıfat Ilgaz Sözleri Kısa

1930’lu yıllarda edebiyata ilgi duymaya başlayan Rıfat Ilgaz, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğrenim görmüştür. Ancak sağlık sorunları nedeniyle eğitimini tamamlayamamıştır. Bu dönemde çeşitli işlerde çalışarak geçimini sağlamıştır.

Rıfat Ilgaz Sözleri Kısa

-> Adalet, bir milletin en büyük servetidir.

-> İnsanın en büyük düşmanı, kendi korkularıdır.

-> Birini sevmenin en iyi yolu, ona güvenmektir.

-> Demek seksen dört ekmeğe öğretmenlik yapıyoruz.

-> Güçlü olan, haksız olduğu halde haklı çıkandır.

Reklamlar

-> Yaşamın anlamı, neyi nasıl yaşadığında gizlidir.

-> Bir milletin ruhu, o milletin sanatında saklıdır.

-> Kadın olmak, köle olmak, köpek olmak gibi bir şey

-> Bir milletin gücü, gençlerinin eğitiminde saklıdır.

-> Özgürlük, bir insanın kendi sınırlarını bilmesidir.

-> Kendine güvenmeyen, başkalarını küçümsemeye çalışır.

-> İnsanlar hep konuşur, önemli olan doğruyu söylemektir.

-> Mutluluk, sahip olduklarının değerini bilmekle başlar.

-> Kurt dediğin, dumanlı havayı sever, hele ha­va kararsın!

-> Bir gemicinin sevinci, neşesi, denizin neşesine bağlıydı.

-> Her şair, biraz horoz değil midir, ötmesini bildiği için.

-> Dilinin ucuna gelen her sözcük de hemen söylenemezdi ki…

-> Gerçek dostluk, zamanın eskitemediği bir bağı paylaşmaktır.

Reklamlar

-> Her saltanatın bir sonu var oğlum, Buna musalla taşları şahit!

-> Hayat, bir kitaptır; önemli olan, o kitabı nasıl yazdığınızdır.

-> Sevgi, her şeyi fetheder, ama sevgiye saygı olmazsa sevgi biter.

-> Hayat, bir tiyatro sahnesi gibidir; en iyi rol, kendin olmaktır.

-> Toplumu değiştirmek isteyenler, önce kendilerini değiştirmelidir.

-> Nerden geliyordu bu yalnızlık, kimsesizler, çaresizlik duygusu…

-> Kenefte de rahatlık yok sizden. Söylerim namussuzum Kel Mahmut’a!

-> İyi ya da kötü, yaptım işte… Bir şair, üzerine düşen işi yapmalı.

-> İnsan, hayalleri kadar yaşar. Hayalsiz bir insan, ölü bir insandır.

-> İnsanın dış görünüşü, üstü başı, iç dünyası için bir aynadır derler.

-> Hayat, bir yoldur; bu yolda en önemli şey, doğru yolda kalabilmektir.

Reklamlar

-> İyi bir Cideli olabilirsem yapıtımda iyi bir yeryüzü ozanı olabilirim.

-> Bir insanın değeri, sahip olduklarıyla değil, başardıklarıyla ölçülür.

-> Leylak leylak bakıyorsun gözlerimin içine ölümsüz bir mevsim oluyorsun.

Rıfat Ilgaz Sözleri Özlü

-> Her insan, bir dünya kurar; ama o dünya, insanın vicdanıyla inşa edilir.

-> İnsanın en kötü tarafı, kendi hatalarını başkalarının yüzüne vurmasıdır.

-> Göğüs gere gere ne hale geldik, ne bizden hayır kaldı ne göğüslerimizden!

-> Yaşamak, sadece nefes almak değildir; yaşamak, anlamak ve anlamlandırmaktır.

-> Kimseye eyvallah etmeyenler, hayatı başkalarına eyvallah ettirerek yaşarlar.

-> Elim kalem tuttuğu sürece, hep karşılarında olacağım onlar gibi düşünenlerin!

-> Yaşam, sürekli bir sınavdır; ama bu sınavda kimse başkasının kağıdına bakamaz.

-> İnsanlar, büyük işler yapmayı hayal ederken, küçük işler yapmayı ihmal ederler.

-> Azar azar, duvar örer gibi gelişen dostluklar, öyle kolay kolay yıkılıp gitmez…

-> Halkın içinden yetişenler, kendilerini yetiştiren ortama nasıl ters düşebilirlerdi?

-> Ya ezenden yana olacaksın ya da ezilenden! Bu işin az şekerlisi çok şekerlisi olmaz.

-> Her şeyin en azını isteyenler için mesele yok! Mutlu olmak bile mümkün böyleleri için.

-> Kim demişse demişti, aç­lık ekmeğin katığıdır. diye. Ne güzel de gidiyordu şu kuru ekmek.

Rıfat Ilgaz Kitap Alıntı Sözleri

-> En azdan yirmi bin öğretmen var memlekette. Bunlar vatanı satsalardı, vatan mı kalırdı bugüne kadar.

-> Zorbadan korkup susan bir kolcunun yoksul halkın karşısında aslan kesilmesi kadar gülünç ne olabilirdi?

-> Bir meydanda, tek başına… Küçüle küçüle bir nokta olmuştu. Neredeyse büsbütün yok olacaktı. Belki de olmuştu da…

-> Galiba biz gereğinden çok düşüyoruz çocukların üzerine, anne olarak! Kim bilir belki de topluma güvenmediğimiz­den…

-> Bir işin içinde af varsa suçlamada haksızlık da var demektir. Af, güçlülerin özür dilemesi anlamına gelir biraz da.

-> İnsanların en namussuzu kimdir bilir misin? Herkes toprağı için cephelerde dövüşürken, düşmana arkasını dönüp kaçandır.

-> Geride kalanların yaşamaları gerekiyordu, hem de nasıl yaşamak… Gidenlerin açığı­nı kapatarak, onların görevlerini de üstlenerek.

-> Ne insancıldır şu uyku. Ne özgürü ayırt eder, ne tutsağı. Giriverir hemen koynuna. Şunu da söyleyebilirim biraz daha ileri giderek…

-> Bir duyguya ben bin, on bin kişi ortak oldu mu, bu duygu beş binle, on binle çarpılınca, bu kalabalık da çarpılır, ne yaptığını bilmez olur.

Rıfat Ilgaz Sözleri Tumblr

-> Yalnız anadilini değil, çocukluğunu belli bir yurt kesiminde oluşturmadan gezginci bir yaşayış sürdüren yazarın, diliyle birlikte toplumsal oluşumu da yarım kalır.

-> Hiçbir yeri, hiçbir şeyi olmayan kişi, köy, kent, otel, han, kahve, masa, sandalye, yatak yorgan, giderek, insan ayırt etmeden onlara alışmak, onları sevmek zorundadır.

-> Benim bildiğim tek bir gerçek var. İnsanların bu toplumda superguzelsozler.com kendi hallerinde rahat bırakılmadıkları… Böyle bir ortamda bir şeye sahip olmak için tepinmenin, ölmenin, hiçbir anlamı kalmıyor!

-> Eğer bu savaş kazanılacaksa böyle kazanılacaktı. Erkeklerine, cephelerde tutkulu siyaset adamları tarafından yüzyıllardır kıyılan bir memleketin kurtuluş savaşına kadınlar da karışmalıydı.

-> İstiyorum ki halk, kendi çektiklerinin farkına varsın. Bir kez halk yoksulluğunun ayrımına varırsa… Daha doğrusu halk, halk olarak kendi gücünün farkına varırsa… Kaderine öylesine razı olmuş görünüyor ki.

-> Simit mübarek bir nesnedir. Bu işe simitten başlamamızın tek gayesi, onun kutsallığından yararlanmamız içindir. Simit, hele susamlı kandil simidi, sembolümüzdür bizim. Bu kutsal halka, çayla işbirliği ederek çok canlar kurtarmıştır. Bu yüzden, cankurtaran simidi tabiri dilimize ve edebiyatımıza geçmiştir çocuklar.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *