Muhiddin-İ Arabi Sözleri
İbn Arabi, 1165 yılında Endülüs’te doğdu. Genç yaşta dini ve tasavvufi eğitim almaya başladı. Hayatı boyunca birçok ülkeyi gezdi, Mısır, Hicaz, Suriye ve Anadolu gibi yerlerde bulundu. 1240 yılında Şam’da vefat etti ve burada defnedildi.
Muhiddin-İ Arabi Sözleri Özlü
-> Ruhun gıdası, bilgidir.
-> Kudret doğruluğa aittir.
-> Dostluk, en yüce sevgidir.
-> Seni kimse tanımazsa tanımasın.
-> İbadetlere neş’eli olarak başla.
-> Parmakla gösterilmeye heves etme.
-> Görmek isteyen göz, gönül gözüdür.
-> Allah senin aynan ve sen o’nun aynasısın.
-> Gerçek bilgelik, kendi cehaletini bilmektir.
-> Kendi varlığını unutan, varlığın sırrına erer.
-> Her şey O’dur, O’nunladır, O’ndandır ve O’nadır.
-> En yüksek makam bilgi, en yüksek hal ise sevgidir.
-> Allah’ım maksadım sensin ve senin rızanda arzumdur.
-> İlim, insanı Allah’a yaklaştıran en değerli hazine.
-> Duygularımı dile getiren gözyaşlarım anlatır hâlimi.
-> Yolculuk, insanın iç dünyasına yaptığı bir keşiftir.
-> Allah’im maksadım sensin ve senin rızan da arzumdur.
-> İhtiyacı olanların yardımına, karşılık beklemeden koş.
-> İddia her nerede bulunursa , sınanma orada gerçekleşir.
-> Allah, kendi davasını sahiplenenleri sahipsiz bırakmaz.
-> Duman çekilince görürsün, bindiğin at mıdır, eşek midir.
-> Hakikatte Arş ve Beytullâh, Allah’ı bilen arifin kalbidir.
-> Gizli yapılan faydalı işler, ihlasın en büyük göstergesidir.
-> Kişi, aşkın kıyısında yürüyüp geçemez; o, aşkın içinde yüzer.
-> Hitap, konuşanın değil dinleyenin değerine göre ortaya çıkar.
-> Kim kendini bir özellikle nitelerse , o özelliğe göre sınanır!
-> İnsanları hayırlı işlere teşvik edenler, sevaba ortak olurlar.
-> Aşığı Sevgilisinden alıkoyar, başkasını düşünmeye fırsat verir.
-> Kaç kez akşamladım, kaç kez sabahladım bir türlü rahata ermedim.
-> İnsanın kendi şahsına rahmeti, başkasına rahmetinden daha büyüktür.
-> Eğer aşığın sevgisinde herhangi bir akıl kırıntısı kalmışsa o akıl,
-> Şimdi bomboş, ıpıssız olan bu topraklarda sevdiklerinin yasını tut.
-> Aşk, sadece sevgiliyi görmekle yetinmez; onu her yerde görmek ister.
-> Bazen istikameti kemâle ermemiş kişi, kerametle rızıklandırılabilir.
-> Sınanmanın sebebi, kimden meydana gelirse gelsin, iddianın varlığıdır !
-> Bir kimse kendi hakikatine arif olursa, hiçbir itikat ile kayıtlı olmaz.
Muhiddin-İ Arabi En Güzel Sözleri
-> Unutmayasın!.. Elindeki sırrı saklayamayana yeni sır vermez Sırların Sahibi…
-> Bizde büyük ya da güçlü olan kazanmaz oğul, Allah kimin yanındaysa O kazanır.
-> Maddeci yaşama tapanlar deniz suyu içenlere benzerler, içtikçe susuzlukları artar.
-> Borcuna sadık ol. Sözünden dönme ve yerine getiremeyeceğin vaatlerde asla bulunma.
-> Nafilelerde acele edip, farzlarda tembel davranmak hevâya uymanın alâmetlerindendir.
-> Melekler, insanın bedeninde, organlarında ve kabiliyetlerinde gizlenmiş olan güçlerdir.
-> Secde halinde iken duayı arttırmalısın. Çünkü Allah’a en yakın olduğun hal secde halidir.
-> Sakın başkalarının ayıpları ile meşgul olup da kendini unutma. Bu hal, kalp körlüğü getirir.
-> Varlığın kökeni harekettedir. İşte bu yüzden, bu dünyada da, ahirette de yolculuk hiç durmaz.
-> Dünya hayatına meyledenler deniz suyu içenlere benzerler. İçtikçe susarlar, susadıkça içerler.
-> Parmakla gösterilmeye heves etme. Seni kimse tanımazsa tanımasın. ALLAH’ın seni bilmesi kafidir.
-> Ehlinin kalb-i nurları sözlerinden önde gider. Böylece nurlandırdıkları yere sözlerinin tesiri de ulaşmış olur.
Muhiddin-İ Arabi Kitap Alıntı Sözleri
-> Dünyalık için Allah’tan başkası seni kul edinmesin. Çünkü sen, ancak seni kul olarak kabul eden Allah’ın kulusun.
-> Kazanmak istiyorsan, önce çalış. Hürmet görmek istiyorsan, önce hürmet et. Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi öğren.
-> İki iş arasında mütereddit kaldığın zaman nefse daha ağır gelenini tercih et. Zira nefse haktan gayrısı ağır gelmez.
-> İmtihanı geçen, kendini yere deviren adam olmak gerek evlat. O zaman en büyük pehlivan da sensin, en büyük kahraman da
-> Sağlığını ve boş zamanlarını en kıymetli hazine olarak bil. Allah’ın razı olacağı işlerde, ölçülü bir şekilde değerlendir.
-> Sınırlandırılamayanın sınırı hakkında soru soran biri cahildir. Sen O’nun neticeleriyle ve eserleriyle cevap ver, alim olursun.
-> Sâlik, varidat ve ilhamlarını anlatmamalıdır. Bu, hem varidatın tesirini azaltır hem de onun Hakk’a karşı sadakatine mani olur.
-> Üstüne ilâhî mevhibelerin yağmasını istiyorsan, fakir ve ihtiyaç hâlini ıslah et. Sadakalar ancak fukara içindir. (et-Tevbe, 60)
-> Allah’ın rahmeti, merhamet edenleri nerede olurlarsa olsunlar takip eder, yerin kat kat altında bile olsalar onların arasına sızar.
-> Terk ettiğin kabahatleri bir daha yapmamaya kararlı ol. İşlemekte bulunduğun hayırlı içleri de ölünceye kadar sürdür, sakın bırakma.
-> Allah’ın varlığını unutmadan, kardeşini dardan kurtaracak vesileyi aramaktır tevekkül. Yiğidin imtihanı çetin olur ve yiğide durmak yaraşmaz.
-> Cenâb i hak sürekli olarak bir işi senin için neticelendirip semerelendiriyorsa, bu, allah teâlâ’nin seni o iş üzere ikâme ettiğinin delilidir.
-> Cenâb-ı Hak sürekli olarak bir işi senin için neticelendirip semerelendiriyorsa, bu, Allah Teâlâ’nın seni o iş üzere ikâme ettiğinin delilidir.
-> Bir makamdan, ona yenice gözlerini çevirip bakan kişi de bahsedebilir, o makama çoktan ulaşmış kişi de. Bu ancak basiret ehline açık (bir fark)tır.
-> Farz ibadetlerin ifası, sen onları erteleyip superguzelsozler.com durmayasın diye belli vakitlerle sınırlandırılmış; senin irade payın olsun diye de genişçe bir zamana yayılmıştır.
-> Allâh’in, kendisini şehvetten kurtarıp gafletten uyandırmasını uzak gören kimse, hâsâ- o’nun ilâhî kudretini âciz görmüş olur. Allah teâlâ her şeye muktedirdir.
-> Bazen arif kişi ihtiyacını Allah’a bile arz etmekten hayâ eder. Çünkü onun takdiriyle yetinmektedir. Bu böyleyken Allah’ın kullarına nasıl olsun da arz-ı ihtiyaç etsin.
Muhiddin-İ Arabi Sözleri Uzun
-> Hayırlı bir şey söylemiş veya hayırlı bir şeye delalet etmiş isen evvela onu kendin işle. İlk nasihati nefsine yap. İnsanlar, evvela insanın işine bakarlar, sözlerine değil.
-> İnsanlardan bir şeyler almak için elini uzatma. Ancak onların sûretinde verenin allah teâlâ öldüğünü görürsen alabilirsin. Bu takdirde de ilmin sana mübah kıldığı kadarını al.
-> Kesin olarak ortaya çıkmıştır ki öğreten haktır, dolayısıyla kimseye minnet etmemek gerekir. Öyleyse öğrenmeye aracı olana, emir açısından değil fiil açısından teşekkür etmek gerekir.
-> Devletin büyüklerine dil uzatma. Hataları olursa onlara aittir. Senin tutumun, emirlere uymak, düzeni bozmamak olmalı. Eğer tenkit edeceksen, sıfatı tenkit et, öze dokunma. Methedersen, her ikisini de methet.
-> Allah sana servet ihsan etmişse, onu Allah’ın razı olacağı yerlere sarf et. İnsan, nimeti arttıkça, şükrünü artırmalı. Şükür etmeyenlerin Kalbine dalgınlık gelir. Bunların dilleri zikrullaha, kalpleri de huzura kavuşamaz.
-> Eğer Allah’ın kahredici isminden çok az bir şey halkın üzerine musallat olsa, onları tuz buz eder. Oysa Allah’ın muradı bekadır. Beka da rahmete aittir. Nitekim bazı insanlar azapta bile olsalar onları ebedi kılan rahmettir.