Oliver Sacks Sözleri

Oliver Sacks, 9 Temmuz 1933’te Londra, İngiltere’de doğmuş ve 30 Ağustos 2015’te New York, ABD’de vefat etmiş olan bir İngiliz nörolog, yazar ve tıp doktorudur. Nöroloji ve psikiyatri alanlarında yaptığı çalışmalarla tanınan Sacks, bu alanlardaki bulgularını halkın anlayabileceği şekilde yazdığı kitaplarla geniş kitlelere ulaştırmıştır.

Reklamlar

Oliver Sacks En Güzel Sözleri

Oliver Sacks En Güzel Sözleri

-> IQ’su ne olursa olsun, kişinin ruhu armoniktir ve belki de, en yüksek düzeydeki ahengi ve düzeni bulmak, hissetmek ihtiyacı evrensel bir ihtiyaçtır.

-> Church’ün de bize hatırlattığı gibi, dil yalnızca bir yetenek ya da beceri değil, düşünceyi mümkün kılan şeydir; düşünceyi düşüncesizlikten, insanı insan olmayandan ayıran şeydir.

-> Kişinin, kimliğini ve benliğini koruyabilmesi için, süreklilik gösteren içsel bir hikâyeye ihtiyacı vardır.

-> Benim küçük öyküm çok şey vaat etmiyor. Çıkmaz sokak…

-> Doktor, doğabilimcinin aksine, kimliğini tüm olumsuz şartlara rağmen korumak için savaşan tek bir organizma ile ilgilenir: insan.

Reklamlar

-> Ama mucize sadece olanak tanındığında gerçekleşmişti.

-> İnsan kendini nasıl hissederse hissetsin doğum gününü her zaman kutlamalı.

-> Kapı kapanıyor, yeniden her şeyi kaybediyorum.

-> Mucize sadece olanak tanındığında gerçekleşmişti.

-> Beyin, sadece sinir hücrelerinin bir araya gelmesinden ibaret değildir; o, düşüncelerimizi, hislerimizi, anılarımızı ve kimliğimizi şekillendiren karmaşık bir organdır. Her birimizin beyni, yaşamımız boyunca karşılaştığımız deneyimlerle biçimlenir ve bu deneyimler, kişisel tarihimizi oluşturur.

-> Buralarda, işkence çeken, büyük bir fırtınaya yakalanmış ruhların ihtiyacı olan gerekli ölçüdeki düzen ve özgürlük karışımı bir ortam vardır.

-> Galiba bazı insanlar hızlı yaşlanıyor.

-> Hayvan ya da insan soyut tavır olmadan da hayatta kalabilir, ama muhakeme yeteneği olmadan yok olur gider.

-> Bir şeyler yapmak, hissetmek, varolmak istiyordu, yapamıyordu.

Reklamlar

-> Her şeyin mevsimi, göklerin altındaki her olayın zamanı var. Doğmanın zamanı var, ölmenin zamanı var. Dikmenin zamanı var, sökmenin zamanı var…

-> Uyguladığımız testler bize sadece yetersizlikleri gösteriyor, olumlu güçleri değil. Hikâyeyi, müziği, oyunu, kendini doğal akışı içinde yönlendiren varlığı görmemiz gerektiği yerde bu testler bize, şematik olanı ve bilmeceleri gösteriyor.

-> Bilgiyi, eşit bir tutkuyla aradım. İnsanların duygularını anlamak isterken, yıldızların neden parladığını da öğrenmek istedim. Pisagor gücünü anlamaya çalıştım.

-> Düşüncelerin anlaşılmasının kelimeleri işitmeye bağlı olmadığı görüşü on altıncı yüzyılda devrimci bir tavrı ifade ediyordu.

-> Bizler, bilinçli ve farkında olan varlıklar olarak, zihnimizin derinliklerine inerek kendi içsel dünyamızı keşfetme yeteneğine sahibiz. Bu keşif, sadece nörolojik işlevlerimizi anlamakla kalmaz, aynı zamanda insan olmanın ne anlama geldiğini de derinlemesine kavramamıza yardımcı olur.

Reklamlar

-> İnsanlığın buluş ruhu, son yüzyılda bize öyle şeyler armağan etti ki; yönetimdeki gelişmeler de teknik gelişmelere ayak uydurabilseydi üzüntüsüz ve mutlu bir yaşama kavuşurduk.

-> Broca, Fransa’da yaptığı çalışmalarda, konuşmada görülen belirli ifade bozukluklarının (afazi) tutarlı bir şekilde, beynin sol yarım küresinin belirli bir parçasının hasar görmesini takiben ortaya çıktığını buldu.

-> Yalnızken şikayet etmiyordu ama çok yalnız görünüyordu; hiç mutsuz olduğunu söylememişti ama çok mutsuz görünüyordu.

-> Bahçeyle uğraşırken büyük bir huzur duyuyorum… Hiçbir çatışma çıkmaz onlarlayken, bitkilerin egoları yoktur, duygularınızı incitmezler…

-> Uyandığında her şeyin farklı olduğunu fark eden birinin hikayesi, aslında hepimizin yaşamında bir dönüm noktası olabilir. Bu hikaye, değişimin ve dönüşümün kaçınılmaz olduğunu ve bu değişimlerin bizi nasıl şekillendirdiğini anlamamıza yardımcı olur. Kendi bilinçaltımızda yaptığımız yolculuk, kendimizi ve dünyayı daha iyi anlamamıza olanak tanır.

-> Ama insan sadece hafızadan ibaret değildir.

-> Çevredeki her şeyin yerini, diğer şeylerle ve kendimizle ilişkisini kurarak görürüz.

-> Her hastalık, hayatın bireysel bir dramatizasyonudur; her hastalık, insan varoluşunun hem biyolojik hem de psikolojik yönlerini ortaya koyar. Hastalarımın hikayelerini paylaşarak, onların dünyalarını anlamaya ve anlatmaya çalışıyorum, çünkü bu hikayeler sadece nörolojik bozuklukları değil, aynı zamanda insanlığın karmaşıklığını da gösterir.

-> İnsan bazen kayıpların en az kazançlar kadar büyük olabileceğini düşünmeden edemiyor.

-> Çoğu zaman hastalık ve yaratıcılık arasında bir savaşım hatta daha ilginci garip bir dayanışma yok muydu?

-> Varlığımızın en güçlü yanı, kendimize yabancılaşmadan özgün bireyler olarak yaşamımızı devam ettirmemizdir. Bu güç, herhangi bir itkiden ve hastalıktan daha da kuvvetlidir. Genellikle zafer sağlığındır.

-> Evrensel bir işaret dili yoktur; ama anlaşıldığı kadarıyla bütün işaret dillerinde, anlam açısından değil, gramer kalıpları açısından benzerlikler bulunmaktadır.

-> Biz anlaşılamayacak bir hızda kendini tekrarlayan ve birbirini izleyen duyumların toplamıyız.

-> Geç yaşlarda sağır olmanın kör olmaya yeğlenip yeğlenmeyeceği tartışılabilir, ama doğuştan sağırlık kesinlikle doğuştan körlükten daha ciddi bir durumdur.

-> İyi görüyordu ama ne görüyordu?

-> İnsan özgür doğar, ama her yerde zincire vurulur.

-> Sağırlık bir illet değildir; illet, iletişimin kesildiği ve dilin yok olduğu yerde başlar.

-> Soyuta gücünü veren şey somutun zenginliğidir.

-> Hiçbir şey benim için herhangi bir şey demek.

Oliver Sacks Sözleri Uzun

-> Doğuştan sağır kişiler, olağanüstü bir dünyaya doğarlar; önlerine geniş dilsel olasılıklar, dolayısıyla entellektüel ve kültürel olasılıklar serilmiştir; biz konuşma dünyasında yaşayanlar, onların dünyalarını hayal bile edemeyiz. Bizler sağırların karşılaştıkları dilsel yoksunluklarla ve zorluklarla karşılaşmayız: Dilsiz kalmak ya da dil yetersizliği gibi tehlikeler yaşamayız; ama buna karşılık, hiçbir zaman tümüyle yeni bir dil keşfetmeyiz.

-> Müzik, insan beyninde benzersiz bir şekilde yankılanır. O, anıları canlandırır, duyguları harekete geçirir ve hatta nörolojik bozukluklarla yaşayan bireylerde bile iletişim ve ifade aracı olarak hizmet eder. Müzikle ilgili çalışmalar, beynimizin nasıl çalıştığını anlamamızda büyük bir öneme sahiptir ve bu, insan olmanın ne anlama geldiğini daha iyi kavramamıza yardımcı olur.

-> Hiçbir şey bir insanın kapasitesinin sınırlarını kaldırıp onun büyümesine ve düşünmesine giden yolu açmak kadar harika, sevinçli bir şey değildir; ve hiç kimse bu duyguyu aniden özgürlüklerine kavuşan dilsizler kadar şevkle ve belagatla tasvir edemez.

-> Beyin, tüm düşüncelerimizin, hislerimizin ve davranışlarımızın merkezidir. Onun karmaşık yapısı ve işleyişi, insanın ne olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Her nörolojik vaka, beyin hakkında yeni bir şey öğrenmemize olanak tanır ve bu bilgi, bizi kendimize ve başkalarına dair daha derin bir anlayışa götürür.

-> İşitme duyusuna yeniden sahip olmak ister miydi sorusu sorulduğunda, Wright bu aşamada ret cevabı vermişti; artık eksiksiz bir dünyada yaşıyordu.

-> Filozof kendi içinde, şekil ve renkler dünyasının oluşturduğu senfoninin yankılarını duymaya çalışır ve bunları kavramlar şeklinde yeniden yansıtır.

-> Nörolojik bozukluklar, genellikle toplum tarafından dışlanır veya anlaşılmaz. Ancak bu bireylerin deneyimleri, insan beyninin ve zihninin sınırlarını superguzelsozler.com zorlayan ve bize insan olmanın karmaşıklığını gösteren önemli hikayelerdir. Bu hikayeleri dinlemek ve anlamak, empati duygumuzu geliştirir ve nörolojik bilimin derinliklerine inmeyi sağlar.

-> Peki kopmak ve bir ada olmak, ölmek midir? Öyle olması gerekmez. Toplum ve kültürle yatay bağların kaybı, belki de başka insanlar tarafından hiç dokunulmamış olan doğa ve gerçeklikle dikey bağlantılar kurmayı olanaklı hale getirmektedir.

-> Ben topluma uyum sağlayamıyorum.

-> Parkinson hastalarını hâlâ, daha büyük bir şaşkınlık ve merakla gözlemlemekteyim. Bu, sınırsız bir dünyanın henüz yüzeyine dokunmuş olmam ve bu dünyayı gözlemlemenin çok farklı yöntemleri olduğuna inanıyor olmanın verdiği bir histir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *