Allan Percy Sözleri

Bu yazımızın içeriği: Allan Percy Sözleri, Allan Percy Kısa Sözleri, Allan Percy Sözleri Resimli, Allan Percy Beğenilen Sözleri, Allan Percy Paylaşılan Sözleri, Allan Percy Uzun Sözleri, Allan Percy Sözleri Tumblr, Allan Percy Sözleri Facebook

Allan Percy Sözleri

Allan Percy Sözleri

Kıskançlık insanların kendilerini ne kadar mutsuz hissettiklerinin göstergesidir; başkalarının ne yaptıklarıyla fazlaca ilgilenmeleri de ne kadar sıkıldıklarını gösterir.

Hayatı sevmemizin asıl nedeni yaşamaya alışık olmamız değil, sevmeye alışık olmamızdır.

İnsan dostunu, düşmanından daha zor affediyor.

Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?

Başkalarını kandırmak beyhude bir çabadır. insanları canavara dönüştürense kendi kendilerini kandırmalarıdır.

Uçmayı öğrenmek isteyen insan önce yürümeyi, koşmayı, tırmanmayı ve dans etmeyi öğrenmelidir; uçmak uçarak öğrenilmez.

İnsanın kendini kandırırken kullandığı yöntemlerden biri, ki bu başlıca stres kaynaklarından biridir, hep kendisinin doğru olduğuna inanması, diğerlerinin hata yaptığını düşünmesidir.

Mükemmelliği aramayın. Mükemmellik diye bir şey yoktur; ne siz mükemmelsiniz ne de başkaları.

Doğayla baş başayken kendimizi öylesine rahat ve keyifli duymamızın nedeni, doğanın bizim hakkımızda bir görüşü olmayışıdır.

Şimdi size beni yitirmenizi, kendinizi bulmanızı umuyorum.

Dupduru bakan ve dürüst konuşan her şeyi seviyorum.

Ve dans ederken görülenler deli sanıldı, müziği duyamayanlar tarafından.

Sanki tüm hayatım boyunca yanlış melodiyle dans etmiş gibiyim.

İnsan aşağı gördüğünden değil, eşit veya yüksek gördüğünden nefret eder.

Gününün üçte ikisini kendisine ayıramayan herkes köledir.

Mutluluğunu dışarıdan aldığı onaya bağlamayan kimse gerçekten mutlu olacaktır.

Hayatıyla ilgili tatminsizlik yaşayan çoğu kişinin en büyük sorunu yaşamak istedikleri hayatın da nasıl olduğunu bilmemeleridir.

Her zaman iyi olmaya her şeyi iyi yapmaya çalışmamız gerekmez, her gün bir öncekinden daha iyi biri olmaya çalışalım yeter.

Acı kaçınılmazdır, ıstırap ise seçenektir. En derin acıları çekenler, hayata daha çok değer verenlerdir ve tüm derinliğiyle acıyı bakış açılarını genişletmek için kullanırlar.

Önümden yürüme, arkandan gelemeyebilirim. Arkamdan yürüme, sana yol gösteremeyebilirim. Yanımda yürü ki dost olalım.

Biraz nefretinizi hak eden düşmanınız olsun ancak sizde tiksinti yaratan düşmanınız hiç olmasın, insan düşmanıyla bile gurur duymalıdır.

İnsan hakikatin ne kadarını kaldırabilir?

Bu hayatta mutlu olmak için kendimize tam olarak ne istediğimizi sormalıyız. Mutluluk, yüklerimizden kurtulup daha basit bir hayat yaşayarak mümkün olabilir.

Her yargı, bir kibir saklar içinde. Yargılamak ayrıca bir güvensizlik göstergesidir. Çünkü yargılayan insan, eyleme geçmeyen insandır genelde.

Başkalarının sizi düzeltmesini beklemek yerine kendi kendinizi düzeltmeye çalışmanız çok daha yararlı ve net sonuçlar verecektir.

Kaybolmuşluk hissini geride bırakmanın ilk adımı nereye varmak istediğimizi bilmektir.

Kıskançlık insanların kendilerini ne kadar mutsuz hissettiklerinin göstergesidir; başkalarının ne yaptıklarıyla fazlaca ilgilenmeleri de ne kadar sıkıldıklarını gösterir.

Kadınlar sorunlarına çözüm aramazlar. Onların istedikleri sorunları hakkında konuşmaktır sadece.

Evlenmeden önce kendinize şu soruyu sorun: “Bu insanla hayatımın sonuna dek konuşabilir miyim?” Evlilikte bunun dışında her şey geçicidir.

Gerçek dünya hayal dünyasından çok daha küçüktür.

Mükemmel olduğuna inanan insan aslında aptalın tekidir.

Bir arkadaşınız size zarar verirse ona şöyle söyleyin: “Bana yaptıkların için seni affediyorum ama peki ya kendine yaptıkların! Onu ben nasıl affedebilirim ki ?”

Gerçek düşman sana sınırsız bir cesaret kazandırır.

Ego, en ağır uyuşturucudur.

Bazen düşünüyorum da bir yerde sessizce oturup gözlerini dört açarsan, istediğin her şeyi görebilirsin.

Her yeni güne iyi başlamanın en iyi yolu şudur: Uyandığında, bugün en azından bir kişiyi keyiflendirip keyiflendiremeyeceğini düşünmek

İnsanların insanlar arasında bu kadar cahil olmasını anlamak güçtür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir